✴14✴

2K 224 33
                                    


Elinde tuttuğu ilaç şişesi ile ufak adımlarla prens Kyungsoo'nun odasına gitmek için tek tek merdivenleri tırmanırken, aniden Prens Chanyeol ile karşılaşınca heyecanla nefesi teklemişti. İlaç şişesini düşürüp kırmamaya dikkat ederken aniden eğilip prensi selamladı.

"Birşey mi istemiştiniz efendim?"

Chanyeol önünde eğilen hizmetkarı gördüğünde eliyle kalkmasını işaret etti. "Annemin yanına gidiyorum. Sen nereye?"

"Prens Kyungsoo'nun odasına efendim."

"Amcam hasta mı?"

Chanyeol kendisinden beklenmeyecek bir ses tonunda şaşkınlıkla sorduğunda diğeri tedirgin bir şekilde başını sağa sola sallayıp elinde ki ilaç şişesini gösterdi.

"Hasta olmaktan ziyade gördüğü kabuslardan şikayetçi. Xiumin amcam onun için bir ilaç yaptı."

Chanyeol, Baekhyun'un söylediği şey üzerine rahatlamış bir ifade ile gülümserken genç hizmetkara herhangi birşey söylemeden arkasını dönüp annesinin odasına doğru yürümeye devam etti.

Baekhyun prensin ardından Prens Kyungsoo'yu bekletmiş olmanın verdiği korku ile hızla prensin odasının önüne gidip kapıyı tıklattı.

Saniyeler geçmesine rağmen Prensten herhangi bir 'gel' ihbarı gelmeyince endişe ile ahşap kapıyı açıp içeri girerek yatağında yatmakta olan prense doğru küçük adımlarla ilerledi.

"Prensim"

Fısıltı şeklinde çıkan sesi prensin uyanması için yeterli olmazken ona biraz daha yaklaşıp yaklaşmamak konusunda emin değildi. Lakin prensin kabus gördüğü yüzüne yansıyan korkudan belli oluyordu ve Baekhyun onun daha fazla acı çekmesini istemedi.

Narin parmakları hafifçe prensin kolunun üstünde durup onu dürterken vücudunu kaplayan ani titreşim içinde bir yerlerde yer alan bir kıvılcımın tutuşmasına neden olmuştu. Korkuyla, elini prensin kolunun üzerinden çekerken diğeri bu sırada uyanmıştı bile.

"Ne yapıyorsun burada?"

Prens olan uyku sersemliğinin vermiş olduğu gür sesle bağırdığında Baekhyun biraz daha geri çekilip yanında getirmiş olduğu şişeyi prense gösterdi.

"İ-ilacınız efendim, ilacınızı getirmiştim."

Korkudan sesinin tonunu ayarlayamamış, duyduğu heyecan yüzünden elinde ki şişeyi düşürmekten korkmuştu. Ayrıca Kyungsoo'ya dokunduğunda ki o kötü his halen daha aynı şeyi yaşıyormuş gibi vücudunun herbir uzvunda dolanmaya devam etmişti. Neler olduğunu bilmiyordu. Prens Kyungsoodan yayılan bu kötü enerjinin nelere sebep olacağından ise hiç emin değildi.

"Eee ne bekliyorsun vermeyecek misin onu bana?"

Prens Kyungsoo ilacı işaret ettiğinde küçük hizmetkar tekrar aynı şeyi yaşama korkusuyla uzattı ilacı. Şişe yavaşça avuçlarının arasından kayarken Prens Kyungsoo'nun gözlerinin büründüğü koyu kırmızı ton birkez daha yüreğine korku salıp bir adım gerilemesine neden olmuştu.

"K-kara büyü." Farkında olmadan fısıldadığın da herşeyden bir haber olan prens ilaç şişesine sabitlediği gözlerini Baekhyun'un gözlerine dikti.

"Birşey mi söyledin küçük adam?"

Halen daha o koyu tona sahip gözler kendisini bulduğunda söyleyecek ve yapacak hiçbir şeyi kalmadı. Bildiği kadarıyla Kral Suho döneminde birçok kara büyücü yakılmış bazıları da dağlara  veya başka eyaletlere kaçarak kralın zulmünden kurtulmuştu. Babası kara büyücüleri anlatırken gözlerinde ki dehşet her seferinde Baekhyun'a da yansırdı. Onların bir araya gelmesi bir felaketle sonuçlana bilirdi ki zaten Kutsal Büyücülerin katledilme sebepleride Kara Büyücülerin sergiledikleri fütursuzca davranışlardı.

KUTSAL BÜYÜ(ChanBaek)-Bitti-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin