Ölüm kadar yakın

14 3 1
                                    

Dışarı çıkmıştım. Yolda yürüyordum. Çok yorulmuş ve çok susamıştım. Sahil kenarına gidip ağacın gölgesine oturmuştum. Gece olmasını bekliyordum. Karanlık benim dostumdu. 2 3 saat sonra hava kararmaya başlamıştı. Ben hala ağacın gövdesine yaslanmış bekliyordum. Belki yanlız bir adam yada sarhoş gençler. Çok susuz ve bi o kadar da açtım. Üzerimde ne para nede başka bişey yoktu. Sonunda beklediğim şey olmuştu. Benim biraz daha arkama bi araba yanaştı ve içinden 4 tane çocuk indi. Gözüme kestirmiştim. Arabayı almıycaktım ama üzerindeki paralar işime yarayabilirdi. Sadece beklemem gerekiyordu. Yeteri kadar sarhoş olucaklardı. Zaten daha sonrası kolaydı. 1 saat geçtikten sonra aralarından bir çocuk arabaya doğru yürümeye başladı. Sarhoş olduğu yürüyüşünden belliydi. Arabaya yaklaşınca arkasından yaklaştım ve kafasını arabanın kaportasına vurdum. Zaten bu darbeyi aldıktan sonra çocuk yere düşmüştü. Üstündeki bütün paraları alıp. Arabaya bindim. Hiçbir yere dokunmamaya çalışıyordum. Koltuğun üstünde duran bez parçasını alıp. Arabayı aramaya başladım. Ön gözü açınca gümüş renkli bir silah çıktı. Buna sevinmiştim çünkü artık adam öldürmek daha kolay olucaktı. Silahın altında sigara paketi vardı. Bir tane yakıp. Çocukların yanına gittim.
Gençler galiba şu sizin arkadaşınız yere yığıldı.
Diğer ikisi salak salak gülüp bana küfür ediyordu. Sarışın olan çocuk ise onların kafalarına bitane vurup. Eliyle susun işareti yapmıştı. Deniz sanki bir çarşaf gibiydi. Bana göre çarşaf ama bu masum 4 çocuğa göre kefen. Sarışın çocuk diğer arkadaşının yanına doğru yürümeye başladı bende sana yardım ediyim diyip arkasından yürümeye başlamıştım. Bayılan çocuğun yanına yaklaşınca silahla kafasına vurdum. İlk başta sadece yere düşmüştü. Bayılmamasının nedeni fazla sert vurmamış olmamdı. Fazla sert vurmamıştım çünkü öldüklerinde herkes intihar sansın diye yapıyordum bunu. Yere düşünce tekrar kafasına vurup bayıltmıştım. Tekrar arabaya binip anahtar girişinin yanındaki bagajı açma tuşuna dokundum. Bagaj açıldı ve havaya kalktı. Arkaya gidip ip aramaya başladım. Kalın iplerden. Sonunda bir tane bulmuştum. Silahı belime koydum ve iki çocuğu omzuma aldım. Fazla ağır değillerdi. O yüzden taşıyabiliyordum. Ağacın kenarına çocukları bırakıp. İki salak sarhoşun yanına gittim. Hala gülüyorlardı. Belime davranıp silahı çıkardım. Daha demin hıçkıra hıçkıra gülerlerken şimdi yüzlerini ölüm korkusu sarmıştı. Esmer olan çocuğa elimdeki ipi fırlatıp
Yanındaki çocuğun ellerini bağla hemen.
Esmer çocuk: Abi küfrettiğimiz için özür dilerim gerçekten bidaha olmaz abi lütfen.
Çabuk ol lan hemen bağla.
Çocuk yanındaki çocuğun ellerini bağlamıştı. Sonra esmer olanı yanıma çağırdım ve bende onun ellerini bağladım.
Tamam şimdi iskeleye yürüyün çabuk
Korkudan dillerini yutmuşlardı ama yürümeye devam ediyorlardı. İskeleye geldiklerinde bana bakıyorlardı ve yalvarıyorlardı. Ablam gözümün önüne geliyordu ama ben hala kararımdan emindim.
İskelenin yanında duran koca taşları çocukların ayaklarına bağladım. Artık ölceklerini anlayan çocuklar.
Esmer çocuk: Abi bak öldürceksen bile nolur kafamıza sık gitsin lütfen bizi boğma.
Diğer çocuğun ayağına bağladığım taşı denize doğru yuvarladım. İskeleden suya düşüşünü izlemiştim çok kötü düşmüştü.Sonra aklıma geldi
Hadi beee bunda para varmıydı be.
Esmer çocuk: Abi eğer mevzu paraysa arka cebimde kart var abi şifresi 234156 istediğin kadar para çek ama beni bırak.
Bunu söylemesi iyi olmuştu. Kartı aldıktan sonra hemen taşı ittirdim. Çocuk kafasını vurup suya düştü. Ama ikiside dışarı çıkamamıştı. Diğer iki bayılanın yanına gittim. Arabayı iskeleye çekip çocukları içine koydum
Ellerini birbirine bağlamıştım. Arabayı çalıştırdım ve tam giderken sarışın çocuk uyanmıştı.
Sarışın çocuk: Hayır sakın hayır lütfen yapma lütfen yalvarırım.
Çocuğun gözlerine baktım ve son sözlerimi söyledim.
Cehennemde görüşürüz.

PiskopatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin