"Seni gördüğüm de anlamıştım bir şeylerin farklı yoldan gittiğini. O yolun bana çıkacağını biliyordum. Rüyalarım da gördüğüm o peri kızı sensin. Yüzünü hatırlıyorum. Sürekli seni bulmam gerektiğini sen söylüyordun. Seni bulamadım özür dilerim ama sen bana geldin çok mutlu ettin. İlk gün okul yolunda arabanın için de gördüm seni o kadar masum ve bir o kadar da sinirli bakıyordun ki yanindaki adamın seni nasıl sinirlendirdiğini görebilmiştim bana baktığın anda yanındaki adam birşeyler söyleyip seni benden alıkoymuştu ama seni ilk defa orada görmemiştim. Sen yıllar sonra orada dikkatimi çekmiştin. Hatırlıyor musun baban intihar etmeden önce İstanbul'da yaşıyordunuz. Bende yan tarafınız da oturan babaanneme gelip gidiyordum. Sen beni hiç sevmiyordun. Annenle babaanneme geldiğiniz de her seferinde benden bir canavarmışım gibi kaçıyordun. Bir gün benden kaçacağın sırada ben seni alıp kaçırmıştım. Babaannemlerin bodrumuna saklamıştım. Seni bir tek ben görüyordum. Bulmuşlardı bir daha seni bana göstermemişlerdi. Babanın intiharın dan sonra da başka bir şehire gitmiştiniz de orada yaşamaya başlamıştınız. Nereye gittiğinizi hep merak etmiştim ama kimse bana söylemiyordu yanına gelip seni tekrar kaçırırım diye. Ben gelemedim ama sen bana geldin peri kızı. Seni gördüğüm de o olduğunu anlamıştım. Sen benim Eflal'imdin. Okula girdiğinde dikkatli bir şekilde seni izliyordum ki benim en yakın arkadaşıma nasıl baktığını görene kadar. O kadar güzel bakmıştın ki o ben olmalıydım. Onu takip ettiğin kadar beni takip etmeliydin. Senin karşına çıkmayı planlarken en yakın arkadaşımın da dikkatini çekmiştin. Birbirinizi nasıl takip ettiğinizi gördüm. Onun arabasına bindiğini gördüm. Sen benimsin. Ait olduğun yer benim yanım!." yazıyordu. Okuduğum yazının ardından şoka girdim. Ellerim titriyor başım dönüyordu. Gözlerimden süzülen yaşlar daha da şiddetlenmiş kendimi tutamıyordum. Olduğum yere çöktüm. Çığlık çığlığa ağlıyordum. Düşünemiyordum nasıl buralara geldim. Ne ara böyle bir durumun içine düştüm. Sakin olmaya çalışamıyordum bile. Arkamı dönüp baktığım da okul da adım adım çekilmiş yüzlerce fotoğraflarımı duvarda asılı gördüm. Her an peşimdeymiş. Öğrendiğim şeyler daha da acı gelmişti. Bunu kaldıramıyordum. Kalkıp fotoğrafları atmak istediğim de ayağımın bağlı olduğunu zincire takılıp ikinci kez aynı yeri, başımı yere vurmuştum. Bantlı olduğu başımdan süzülen kanlar yüzümü boyamıştı. Kimse beni duymuyordu. Ailem ne yapıyordu O' ne yapıyordu bilmiyorum. Artık ağlamaktan perişan hale gelmiş sadece neden ben olduğumu düşünmeye başladığım sırada kısılmış göz kapanlarımın merceğine kapının arasından süzülen ışık girdi. Ayağa kalkmaya halim olmadığını zannederken bir hışımla kalktım yemeği önüme bırakıp giden birini gördüm. Kim olduğunu göremeden odadan çıktı ayağımın bağlı olmasına rağmen kapıyı da kilitleyen adama binlerce küfür savurarak olduğum yere çöktüm. Yorgunluktan gözlerim kapanıyordu. Kapanmaması için zorladım ama bana savaş açan gözlerime yenik düştüm...
Yumuşak yatağımda olduğumu fark ettiğim zaman açmayı düşünemediğim gözlerimi hemen açtım. Ne oluyor sorusunu sormaktan artık yorulmuştum. Yataktan kalktığım gibi hemen salona geçtim annem ve abim tv ye bakıyorlardı. Gözlerim fal taşı gibi açılmış etrafa baktığım sırada abim "Ne bekliyorsun uykucu hadi gel bizde seni bekliyorduk." dedi. Hiç cevap vermeden doğruca aynaya koştum. Başım sarılı değil hatta her zamankinden daha iyi durumdaydım. Aynı hızla içeriye gittiğim de abim içerde değildi. Annem bana bakmıyordu bile. "NE OLUYOR BÖYLE SİZ BENİMLE OYUN MU OYNUYORSUNUZ!" diye çığlık çığlığa bağırdım. Hala bana bakmıyordu. Yanına gidip baktığım da o annem değildi başkasıydı. "Sen kimsin annem nerede?" dedim kadının suratına küfür gibi savururken laflarımı. Cevap vermiyor beni daha da delirtiyordu. Kadını içerde bırakıp dışarıya attım kendimi. Deli gibi koşuyordum nereye gittiğimi bilmeden. Durduğum yer bir evdi. Normalde benim her zaman kafamı dinlemek için gittiğim park da şimdi bir ev vardı. Kafayı yediğimi düşünürken evin içinden O' çıktı. Beni gördüğü an mavileri dışarıya fırlayacak gibi olmuştu. Hızlı adımlarla yanıma geldi. Beni kollarının arasına aldı ama o başka kokuyordu. O benim huzur bulduğum koku değildi. Kimdi bu diye kafamı kaldırdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN GÖLGESİ
Teen FictionKör bir insana gökyüzünü sormak kadar saçma seven bir insana karanlığın ne olduğunu anlatmak... Çok küçük yaşta tanıdığım adamın benimle büyümesini, ellerinin ellerimin üzerinde anlam kazanmasını sevmiştim. Başarmanın, azmin, hırsın ne demek olduğun...