Tek Dil Tek Beden

525 17 4
                                    

"Kumsal kızım, bir gelebilir misin?'' Müdürün sesiyle irkildim. Kafamı sallayarak sıramdan kalktım ve telaşlı gözlerle etrafı süzdüm. Kimsenin umrunda değildim sanırım. O kadar popüler değildim ancak minik bir çevrem ve sıcak bir arkadaş grubum vardı.

Kapının önüne çıktığımızda  okulumuzun Amerikan çakması uzun ve boydan dolaplı koridorunda yürümeye başladık. Öğrencilerden çıkan yüksek uğultu beni iyice germişti. Gereksiz bağırışmaları can sıkıcıydı.

''Tedirgin olma Kumsal. Senin için iyi bir haberim var.'' Bu cümleyle derin bir oh çekerken dikkatim dağılmıştı. Korkum, kanatlanıp uçmuştu sanki. Kafamı çevirirken yan sınıfran en iyi erkek arkadaşım Rüzgar, kocaman gülümsemesiyle el salladı. Sırıtarak cevap verdim.

Koridorların tenhalaşmasıyla, okulumuzun en uç ve medeniyetten uzak kısmına gelmiştik. Müdürün odası. Modern tasarımlı odaya girip koltuklardan  birine oturdum. Müdür hiç zaman kaybetmeden söze girdi:

''Biliyorsun ki okulumuzda en iyi İngilizce ortalamasına sahipsin. Ayrıca sosyal faliyetlere de bol bol katılıyorsun.'' Kafamı sallayıp onay verdim. ''Yurtdışından bir okul ile anlaşma yaptık. 4 aylığına, yabancı bir öğrenci burada kalıp derslerimize katılıcak. Derslerimiz zaten İngilizce geçiyor. Bir sıkıntı çıkacağını sanmıyorum.''

''Peki, Benden ne istiyorsunuz hocam?''

''Gelen öğrencinin sizde kalması gerektiğini düşünüyorum. Tek yapman gereken okulu gezdirmek ve evinde kalmasına izin vermek olucak. Ayrıca ortalaman da yükselir. İkiniz de kazançlı çıkarsınız.''

Çok cazip bir teklifti. Ama bu çocuğun herhangi bir soruna bulaştığını nereden bilecektim? Gerçekten güvenli miydi?

''Eğlenceli bir şeye benziyor hocam. Annemlerle konuşacağım.'' Cevabımdan hoşnut olan hoca 32 diş gülümsemeye başladı. 

''Yarın olumlu haberlerle seni bekliyorum.''

Kafamı salladım ve koltuğumdan ağır hareketlerle ayrıldım. Olabildiğince nazik davranmaya çalışıyordum. Son bir kere daha hocaya bakıp gülümsedim ve büyük kapılı, büyük odadan ayrıldım. 

Ders zili calmıştı. Herkes sıkılarak derse girmiş, boş gözlerle dersi dinliyor olmalıydı. Müdürle konuşmamızdan kalan minik kırıntılar aklımda çelişiyordu. Bu çocuğun sabıkası var mıydı? Dersleri nasıldı? Zeki miydi? Arkadaş çevresi nasıldı? Bu tuhaf düşünceler ayaklarımın karıncalanmasına sebep olurken kimsenin hissedemeyeceği yavaş ve küçük adımlarla sınıfa yöneldim. İnce bileğimi kaplayan saate baktım. Derse 15 dakika kadar geç kaldığımı fark ettim. Yavaş adımlarımı biraz daha hızlandırıp 1 kat yukarıdaki sınıfıma gidiş mesafemi azalttım. Bu sırada gelecek çocuğu düşünüyordm. Kız mı gelirdi? Yoksa bir erkek mi? Annem her türlü onay verirdi. Annemle babam ayrı olduğundan sorun olmazdı. Babam İstanbul'da değil Edirne'de yaşıyordu. Sadece kargoyla okul masraflarımla ilgilenirdi. Bu tarz düşüncelerimden kurtularak sınıfın kapısına geldim. Kapının ortasındaki dikdörtgenden içeri baktım; Geometri hocasının beyaz önlüğü. Derin bir nefes alarak kapı kolunu kavradım ve kapıyı açtım.  Kapının hafif gıcırtısı ile tüm gözle bana çevrildi. Öğretmenin gözleri baştan aşağı beni süzdü ve kaşları belli belirsiz çatıldı.

''Neredeydin Kumsal?'' Vücudy tamamen bana döndüğünde nefesim tutuldu. Gereğinden fazla heyecanım böyle zamanlarda boy gösteriridi. 

''Müdür hocam. Müdür çağırmıştı'' Hafif el titremem ve hızlı kalp atışlarım dışında gayet iyiydim. Samimiyetimi göstermeye çalışıp minik bir gülümseme attım ancak öğretmenin katılığı tarafından gülümsemem söndü. Aptal, düşüncesiz kadın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tek Dil Tek BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin