31.BÖLÜM

2.5K 115 6
                                    

Görüşüm başlangıçta parlak ve berraktı.

Tam karşıma konumlandırılmış manzara adeta kusursuzdu.Yemyeşil uzun ağaçlar,sonu yokmuş gibi duran masmavi bir deniz ve sımsıcak,tüm güzelliğiyle parlayan bir güneş.Hatırladığım son güzel kısımdı bu..

Bankta oturuyorum ve ‘’kesinlikle huzur bu’’diyorum içimden.Hiç bitmesin ve hep benimle kalsın istiyorum.Gözlerimi kapatıp,içimin ısınmasını bekliyorum..

Adeta irkileceğim bir gürültü kopuyor karşıdan.Denizin arkasına saklanmış,yarı buzlu dağ birden bire yerle bir oluyor.Ardından ne mi gerçekleşiyor?Karşımdaki manzaraya ayrı bir güzellik katan çitler teker teker ayrılıyor,tahtalar eriyip birleşiyor.Ne olduğunu çözemeden oturduğum  banktan kalın kollar çıkıp beni kendine sabitliyor.Sanırım artık çığlık atıyorum..

Etrafın güzelliğine tek bir mürekkep lekesi damlatılıyor.Simsiyah ve beni her adımında yutacakmış gibi görünen büyük bir karanlık,aydınlığı biranda yutuveriyor.Evde tek başına kaldığında,elektriği kesilen küçük bir çocuk gibiyim.Ne yapacağımı bilmeksizin,kendimi sakin tutmak için boşluğu izliyorum..

Sertçe esen ani rüzgar sayesinde,ilk adımlarını atan küçük bir çocuk acemiliğinde bana doğru yaklaşmaya başlıyor.Bir adım daha,ardından büyük bir adım daha...Her adımında kaçamayacağımı bildiğim, ışıktan yoksun köşeme yaklaşıp,beni biraz daha kendine hapsediyor.Hareket edemiyor,sesimi kimselere duyuramıyorum.Zaman kavramını,nerede olduğumu unutuyorum.Her şey,herkes silik birer lekeden ibaret oluyor.Ölüyor muyum? Tutunacak dalım,güç alacak enerjim kalmıyor işte o an.Başta denizin kapladığı,koskocaman maviliğe doğru çekiliyorum.Biran önce bitmesi için umutsuzca dua ediyorum..

 Uzaktan,çok uzaktan fısıltılar ve yankılar kesik kesik kulağıma çarpıyor son olarak.Sesler siyah karanlığı hafifçe dağıtıp,yoğun gri bir sise dönüştürüyor.Başta kelimeleri seçemesem bile,birkaç tekrarlanıştan sonra karanlığıma  parlak bir leke oluyor.Sanırım ölmedim,hala yaşıyorum!

’’Besna,iyi misin cevap ver!’’

***

Ağırlığını tonlarca hissettiğim göz kapaklarımı yavaşça kaldırdım,ardından omzumdan sarsılmanın verdiği şiddetle bilincimin açılmasını bekledim.Görüşüm bulanıktı.Karşımdakini tam seçemiyordum ama beni kendime getirmek için ısrarla elini gözümün önünde salladığı anlaşılıyordu.Yanaklarım niye ıslaktı,ağlamış mıydım?

‘’Besna beni duyuyor musun,cevap ver..lütfen’’dedi ve tüm endişesini yoğun bir şekilde barındıran sesiyle adeta yalvardı Melis.Gözlerinde ki korku,mavi rengine ağır bir buğu düşürmüştü.

‘’İyiyim..Bırak omuzlarımı acıyor artık Melis,lütfen’’ diye fısıltıyı andıran sesimle konuştum.Görüşüm yavaş yavaş netleşmeye başlamış,şokun etkisi bilincimi ağır hareketle bırakmıştı.

Birkaç saniye odayı inceledikten sonra başımın ağrısıyla neler olduğunu kavradım.Benim için alın kırıştırılacak,gözlerimi yuvalarından patlatacak bir durum yoktu.Anne ve babamın vefatından sonra belirli aralıklarla ‘uyanıkken rüya görme’ olayını yaşıyordum,bu ilk değildi..

Ortaokula geçtiğimde bu olay otoritesini arttırmış,bir doktora görünmem artık şart olmuştu.İlk kez o zaman bunun psikolojik bir rahatsızlık olduğunu anlamıştım.Ne zaman olacağını kestiremediğim bu olay,dışarıdan yorumlayanlara göre ürkütücü ve sıra dışı duruyordu. Bu bir çeşit halüsinasyondu ve etkisinden çıkmak uzun sürüyordu.Hayal veya gerçek olduğunu seçmek ise gerçekten zordu.

Genelde etrafımda bulunan nesneler canlanır,bana zarar vermeye kalkar ve bu işi daha da garipleştirirdi.Ama bu sefer gördüğüm saf,temiz bir karanlıktı.Hem sadece dinlenmek için gözlerimi kapatmıştım.Sanırım durumum tahmin ettiğimden de kötüydü..

BESNAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin