KAYBOLAN KİTAPLAR

13 2 1
                                    

Sadece bir tanesi hariç kitaplarımın tümü kayıptı.Kitaplarım ya kitaplarım.Başka bir şey olsa bu saatte gıkımı çıkarmam belki de ama konu kitaplarımsa yarını asla bekleyemem!Fazlaca gıcık olan müdireciğimizin (!) kaldığı odaya gidiyorum, hemen!
Neredeydi bu oda ya?
Ahanda karşıdan biri geliyor.Beyza bu. Adını yeni öğrendiğim benden bir yaş kadar küçük olan bu kıza odayı sorabilirim.Kendisi neredeyse iki yıldır buradaymış.
"Beyza can bizim Fatma hazretlerinin(!) odası neredeydi kuzum bana bir tarif etsene ya"
"Bu saatte?"
"He valla ya."
"Gel götüreyim ben seni."
Beyza götürüyordu götürmesine ama merakını gidermeye çabalarken beynimi de yiyordu.Ona kısaca, odama döndüğümde kitaplarımın kaybolmuş olduğunu gördüğümü söyledim.Odanın önüne vardığımızda kapıyı tıklattım ve beklemeye başladım.Kapının açılması için geçen her saniye sinirden gözlerim doluyordu.Kolunu omzuma koyup dostça sıkan Beyza'ya teşekkür ettim beni beklemek zorunda olmadığını söyledim.O ise kitaplarıma verdiğim değeri anladığını ve yanımdan ayrılmayacağını söyleyerek bana sarıldı. Sarılmamız bittikten sonra tekrar kapıyı tıklattım ve yeniden beklemeye başladım.Saniyeler geçiyordu ama kapı açılmıyordu.Yeniden kapıyı tıklayıp kapının önüne çöktüm çünkü artık vücudum uyuşmaya başlamıştı.
Kim,neden benim kitaplarımı alırdı ki? Benim halimi gören Beyza sinirlenerek yumruğuyla kapıya vurmaya başladı. Sonunda kraliçemiz güzellik uykusundan uyanarak(!) kapıyı açtı ve mıy mıy ses tonuyla konuştu.
"Ne var? Ne istiyorsunuz bu saatte?"
Her ne kadar içimden 'Zıkkım kökü.Var mı sizde?' demek gelse de sakin kalmaya çalışıp Beyza'ya anlattığımın aynını Fatma Hanım'a da anlattım. Fatma Hanım aynı ses tonuyla konuştu.
"Bu muydu?"
Şok olmuştum.
"N-nasıl?"
"Bunun için mi bu saatte rahatsız ettiniz beni?"
"Evet Fatma Hanım ama bu basit bir kayıp olayı değil, benim için cidden önemli."

"O kadar önemliyse sahip çıksaydın."
Kulaklarım uğuldamaya,başım dönmeye başladı.Beyza hemen koluma girdi ve beni kaldığım odaya geri götürüp yatağıma oturttu.Odada Derin vardı. Yanıma koştu.Etrafına birkaç kez bakındıktan sonra tüm yurdu sallayacak bir sesle bağırdı.

"Niisaa! Revirden kolonyayı getir! Koooşş! Nisaaaaa!"

Bir dakika geçti geçmedi Nisa nefes nefese odaya girdi.O hızla virajı dönemedi ve yere yapıştı.Toparlanıp kalkamasa da kolonyayı yerden sürerek Derin'e gönderdi.Derin kolonyanın kapağını açarken Nisa da toparlanıp yerden kalkmış, yanımıza gelmişti.Bir bileğimi Nisa diğer bileğimi Derin ovuyordu.Beyza ise boynuma yüzüme kolonya sürüyor, bana kolonyayı koklatıyordu.Derin'in az önceki bağırmasıyla olmuş olacak ki odanın kapısında ve girişinde bir sürü meraklı birikmişti.Hatta bazıları içeri girip kendi aralarında başlattıkları fısıldaşmaları yüksek sesli konuşmaya çevirmişlerdi. Derin hepsini bir bakışıyla adım adım geri kaçırdıktan sonra kapıyı kapatmalarını söyledi.
Dördü de anlatmamı ister gözlerle bana bakıyor ama sakinleşebilmem için soru sormuyorlardı.Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde gözyaşlarımın aktığını dudaklarıma değen tuzlu su tadıyla fark etmiştim.Fahriye bana sarılacak oldu sonra hemen geri çekilip ayağa kalktı.Ne olduğunu anlamamıştım.Dolabından defter alan Fahriye tekrar yanıma gelip bana yelpaze yaptı.Anlamıştım. Bunalmamam için sarılmıyordu.Daha ilk gün tartıştığımızı hatırladım.Ona sinir olmuştum ve aynı odada kalacağımızı bilmek tek kelimeyle korkunçtu.Ama şimdi birbirimizi ne kadar da önemsiyorduk.Hem de bu kadar kısa sürede.Gözyaşlarım mutlulukla daha hızlı akmaya başlarken ayağa kalkıp Fahriyeye sarıldım.Sonra diğerleriyle de aynı anda sarılarak yumak oluşturduk. Bu duygusal anı Fahriye sağolsun(!) bozdu.
"Sümüklerini omzuma süreceksin!"
Geri çekilip ona mal mısın bakışımı attım.Kafa salladı ve gülüştük.Şimdi sıra neler olduğunu anlatmaya gelmişti.

Halının üstüne bağdaş kurup oturduk.Artık anlatacak mısın der gibi bakıyordu suratıma Fahriye.

''Ya işte şey oldu''

''Ney oldu Umut anlatacak mısın artık''

''Ya ben tuvalete gidiyordum.Yine orada oğlanlar dolanıyordu.Tuhaf tuhaf baktılar.Sonra Çağatay konuşmak için ağzını açınca hemen arkamı dönüp uzaklaştım ve Fatma Hanım'a şikayet etmeye gittim.''

Olayın böyle olmadığını bilen Beyza yüzünde garip bir ifadeyle bana baktı ama anlamaza yattım ve gülümsedim ona.O da bana gülümsedi.Ve anladım;söylemeyecekti.Bunun için ona minnet duyarak önüme döndüm.Kızların suratlarından bunun için mi kıyamet koptu burda demek istedikleri anlaşılıyordu ama hiçbir şey söylemediler.

Yalan söylemek adetim değildir aslında.Ama henüz bir haftadır tanıdığım bu kızlara bu denli güvenmemem gerektiğini düşündüm birden.Belki onlardaydı kitaplarım nereden bilebilirim. Kitaplarımı bir bulayım eğer onlardan çıkmazsa anlatırım olan biteni.

'' ...İki hafta önce anne babasını kaybedip buraya bırakıldım ben.İnsanlara güvenmemeyi hayat öğretti bana.Ne yapayım? Belki yanlış yapıyorum. Ama güvenemem işte.Artık kimseye güvenemem...''

Günlüğümü yazmayı bitirdikten sonra uykuya dalmaya çalıştım.
Gündüzleri öyle böyle geçiyordu.Ama geceleri aklıma düşünce güzel annem, bir tanecik babam, gözyaşlarıma engel olamıyordum.Herkes maskelenmiş halimi görüp mutlu sanıyordu.Bir de geceleri yorganın altındaki halimi görseler...
Bir de kitaplarım için ağlayacaktım bu gece.Ve bulana kadar her gece.
Bu gece de 04:47'yi gördüm ağlarken.
Düşünceler ve gözyaşları içinde daldım uykuya...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 31, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin