Dünya ne kadar garip ki geride bıraktıklarımız bize bakmıyor bile. Acıma duyguları kalmamış, her kez birbirine düşman. Yalanlar üzerine kurulmuş bu dünyada yaşamak ne zor bilirsiniz elbet. Yolculuklarım boyunca sürekli insanlarla tanıştim farkli ve bir o kadarda kendine has insanlar. Bi nevi insan sarrafı oldum sayılır. Kimin doğruyu söyleyip kimin yanlışı söylediğini biraz olsun anlar oldum. Ama hic biri beni yıpratmadı da kendine bile yalan söyleyen insanlar acitti kalbimi en çok. Neden bilmem ama her gittiğim şehir beni biraz olsun farklı duygulara atmış olacakki, o şehrin yalanlarınıda öğrenebildim nihayetinde. Ama en zoruda olsa vazgeçemediğim bir şehir varsa oda Istanbuldur ki bence bütün şehirlerin başkenti. Istanbul bambaşka şehir demek hafif kalır yanında, her semti bir şehirdir çünkü Istanbulun. Her sokağinda bir anı vardır Istanbulun. Yaşanmış ne kadar olay varsa başlangıcıdır Istanbul. Benimde hayatım burada başladı diyebilirim çunku burada ögrendim yalnızlığı, yaşamayı, üzüntüyü, fakirliği, açlığı, susuzluğu, görgüsuzlüğü, aşkı, ceheleti, özgürlüğü, köleliği, kapitalizmi, faşizmi, kominizmi ve daha nicelerini. Herbirini burada yaşadım ve yaşadıkça anladımki burası bambaşka bir diyar. Fatihin neden aşık olduğunu anladım Istanbula, neden vazgeçemediğinide ve neden fetih ettiğinide anladım. Çünkü o Istanbulsuz, Istanbulda onsuz olamazdı. Belki cok ortak yönümüz olmaya bilir onunla ama şu bir gerçekki oda yanlızdı fetetmeden önce Istanbulu nezaman ki fetetti yalnızlığına merhem oldu Istanbul.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLAR ŞEHRI
FantasyUnutulmuş ve bilinmeyen okadar anı varki bu şehirde, büklüğü kadar yalnızlığıda cezbediyor insanı. Vazgeçemiyorsun ve diyorsun ki bir tek bendeğilmişim...