Soğuk, yağmurlu gecenin içinde bir ara sokağın içinde yan binanın bodrumuna açılan kapısının üstünde neon harfler parlıyordu. Bir gece kulübü için tam anlamıyla rezil bir yerdi ama yinede iş yapıyordu. Saat gece 3'e yaklaşırken ara sokağın karanlığında bir silüet belirdi. Silüet kulübün girişine geldiğinde etrafa bakındı. Bu 18 yaşlarında bir çocuktu. Siyah uzun saçları ve bembeyaz, doğal olmayan bir teni vardı. Gözleri ürkütücü derecede büyüktü, ağzı ise görünmüyordu. Bir boyun atkısıyla ağzını kapatmıştı. Üstünde beyaz bir sweatshirt ve dar bir pantolon vardı. Elleri cebinde sakin adımlarla kulübe girdi. İçerde hiç oyalanmadan her zaman gittiği en üste gözlerden uzak locaya yöneldi. Kırmızı ağır perdeyi aralayarak büyük koltuklu balkona girdiğinde aşırı uzun, beyaz saçlı bir çocukla karşılaştı. Çocuk iki metre civarında vardı. Üstünde gevşekçe duran bir takım elbise vardı. Bacak bacak üstüne atmış, çenesini eline yaslamıştı. En az 18 yaşında vardı ama adeta yaşsız gibiydi. Ikiside bir süre birbirlerine baktılar. İlk konuşan uzun çocuk oldu.
- Yine ilk biz geldik...
Sesi yumuşak ve hoştu. Siyah saçlı olan onun karşısına otururken omuz silkti.
- Eh, o manyakların ne yaptığını az çok tahmin edebiliyorum...
Boynundaki atkıyı çıkardığında ağzı ortaya çıktı. Iki yandan gülümseme şeklinde uzatılmış bir ağız. Kesikler ürkütücü duruyor, çocuksa Joker'i andırıyordu. Uzun çocuk iç çekti.
- Çok sıkıcılar, ilk başta onların ne zaman ne yaptığını bilmek zevkliydi ama sürekli ve sürekli aynı şeyleri yapıyorlar. Aslında bizde öyleyiz, ne dersin Jeff?
Jeff ağzını boydan boya yaladı ve iç çekti.
- İstersen gerçekten varolduğumuza bile inanmayan polise gidip teslim olalım, hem döngüde bitmiş olur...
Uzun çocuk gözlerini devirdi.
- Aslında bizim varlığımıza inanmamaları bir şans biliyorsun...
Jeff ofladı.
- Elbet yeni bir eğlence buluruz Grey...
Grey omuz silkti. Bu sırada içeri kör gözlükleri takmış kumral bir çocuk girdi. Neredeyse 1.90'a yakın gibiydi. Çocuk sakin adımlarla gelip Grey ile Jeff'in arasında kalan geniş yere oturdu.
- Selam...
Grey 'merhaba' gibi bir şey mırıldandı ve gözleri etrafta boş boş dolandı. Jeff ise gözlüklü çocuğun omzuna hafifçe vurdu.
- Selam, dostum...
Çocuk sırıttı. Jeff ise arkasına yaslandı.
- Eee, Mitch nasıl?
Sesinde kopmamış bir kahkahanın tınısı vardı. Gözlüklü çocuk kulaklarına kadar kızardı. Grey'ise Jeff'e öldürücü bakışlar attı.
- Jack'le uğraşmasana sen. Hem manyak sevgilin nerede?
Jeff sırıtan suratına rağmen öfkeli görünüyordu.
- Bilmiyorum telefonlarıma cevap vermiyor!
Jack hala kızarık halde dudaklarını büzdü.
- Belki duymamıştır...
Jeff öfkeyle ayağa kalktı.
- Ya da beni yine görmezden geliyor! Benim hava almam lazım...
Locadan çıkarken atkısını tekrar sardı. Hışımla kulüpten dışarı çıkarken aklındaki tek şey sevgilisiydi. Bir süre boylu boyunca yürüdü ve duyduğu çığlıkla hızlandı. Heyecanlanmıştı. Belkide ihtiyacı olan şey buydu. Öldürmek. Ne kadar olmuştu? Bir iki ay? Evet neredeyse iki ay olmuştu. Bıçağı neredeydi? Ah evet, kemerine takılı halde. Jeff çığlığın merkezine geldiğinde kızıl saçlı bir kızı boğan tuhaf kıyafetli bir adam gördü. Yerde bir silah ve bıçak vardı. Anlaşılan kız çetin cevizdi. Jeff iç çekti.
- Hey, tuhaf yaratık! Rahat bırak kızı!
Adam ona döndü. Kızın boynunu bıraktı ve kız soluksuzca yere oturdu. Adam yerden bıçağını alarak Jeff'e yöneldi.
- Annen sana suikastçilerden uzak dur demedi mi?
Jeff dişlerini sıktı. Bu piç çok yanlış bir noktadan girmişti. Yüksek sesli bir kahkaha attı.
- Ya senin annen sana seri katillerden uzak dur demedi mi?
Atkıyı aşağı indirip yüzünü ifşa etti. Adam bir an geri çekildiysede tekrar soğukkanlılığına kavuşup Jeff'e saldırdı. Jeff hamleyi kolaylıkla savuşturdu. Belinden bıçağını çıkarttı. Adamsa nefes verdi.
- Şu anda 2.Dereceden bir Suikastçi'yle dalaşıyorsun evlat! Şansın varken gitmeliydin!
Jeff bir kahkaha attı.
- Ah, demek 2. Derece Suikastçi... Üzgünüm sende 1. Derece Katile çattın!
Jeff adama hızla saldırdı. Adam daha ne olduğunu anlamadan karnı yarılmıştı. Suikastçi karnını tutarken Jeff onun boğazını kesti. Adam kendi kanında boğularak yere serildi. Jeff atkısını geri düzeltip bıçağını yerine koydu. Ve kıza yöneldi. Kız korkuyla geriledi. Jeff durdu.
- Hey, sorun yok, sana yardım etmek istiyorum. Suikastçiler benimde düşmanım. Düşmanımın düşmanı dostumdur diyelim mi?
Kız titreyerek Jeff'e baktı. Ona güvenmediği açıktı. Jeff iç geçirip bıçağını çıkardı ve yere koyup kıza doğru kaydırdı.
- Bak silahsızım...
Kız bıçağı alıp ayağa kalktı. Sonra yutkundu. Ve elini uzattı.
- Düşmanımın düşmanı dostumdur?
Jeff gözleri gülerek kızın elini sıktı. Sonra ona gece kulübünün yolunu işaret etti.
- Gelde seni bir kaç dostla daha tanıştırayım...
Kızla birlikte yürümeye başladılar.
- Bu arada ben Jeff...
Kız bir an bakıp kaldıysada kendini toparladı.
- Ben Scarlett. Şey, sen...
Jeff gülerek sözünü kesti.
- Evet ben Jeff the Killer'ım...
Scarlett ürperdiğini hissetti.
- Şu arkadaşlar... Şey, ne beklemeliyim?
Jeff kızla göz göze geldi.
- Slenderman, Jane, Eyeless Jack ve şu en son İşkenceci diye biri çıktı ya onlar...
Scarlett onun önüne geçti.
- D- Dur bir saniye Slenderman mi!?
Jeff onu kulübe yöneltti.
- Okuduklarınız gerçekten çok farklı merak etme ısırmaz, hatta belki ona aşık bile olabilirsin, kankam diye demiyorum çok yakışıklı merettir...
Scarlett içinden bir kaç küfür savurdu ve Jeff'le birlikte locaya çıktılar...
