bölüm bir

338 20 4
                                    


Merhabalar. Her zaman içimde bu ikiliye karşı yazmak istediğim bir çok kurgu oluyor. Onları takip etmeyi ve her zaman sevgi ile bakmayı çok seviyorum 🥰 ve böyle bir şey yazmak istedim umarım hayal ettiğim gibi olur. Şimdilik sadece taslak olarak bu şekilde kalmasını istiyorum. Umarım istediğim gibi olur ve onu burada saklarım. İyi okumalar ve sevgiler..

Normalde okulu ekmeyi pek sevmez, hiçbir dersten de geri kalmak istemezdim. Fakat ben hayatımda bir ilke adım atmış ve okuldan kaçma planı yapan ve nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde benide alet eden kişilerin peşine takılmıştım.

Şimdi ise 4 erkek 2 kız ve ben okuldan çıkmıştık. Hepimiz önümüzde bize liderlik yapan kişiyi takip ediyorduk. Okul içinde pek bir muhabbetim olmasada genel olarak arkadaş olarak gösterebileceğim biriydi Chanyeol. Genelde bu tarz şeyleri hep tekrarlarlardı, derslere girmez ve böyle okuldan geri kalırlardı. Fakat ben ilk defa derse girmek yerine aralarına girmiştim.

Dün gece ailemin tartışması moralimi çok bozmuş, ders dinleyecek pek bir keyfimde kalmamıştı. Böyle bir fırsat tanımak istedim kendime ne kadar yakıştıramasamda.

"Kafeyemi gitsek?"

Yujin yanındaki çocuğun koluna girerken heyecanlı bir şekilde sordu. Kızı tanıyordum fakat yanındakini tanımıyordum. Aslında okuldaki hemen hemen herkesi tanıyor olsamda bazılarının isimlerini çıkaramıyordum.

"Yok olmaz bu yüzden okulu boşlamadım."

"Of çok sıkıcı o zaman. Nereye götürüyorsun bizi?"

"Daha da eğleneceğimiz bir yere olabilir."

"Ne gibi?"

"Önce kitapçıya gideceğiz. Oradan bir arkadaşımı almam gerekiyor. Sonra bar'a geçeceğiz. Her şeyiniz benden."

Herkes tek bir ağızdan onaylarken ben gerilmiştim. Bar ya da kafe o tarz yerlere pek gitmişliğim yoktu. İstemsiz gerildim. Ayrıca lise sonduk ve yaşlarımızın tutmama ihtimalide vardı. Fakat hissetmiş gibi aramızdaki diğer kız Yeji tereddüt ettiğim soruyu sormuştu. Chanyeol her şeyi ayarladığını ve keyfimize bakmamızı söyledi. Herkes konuşa konuşa ilerlerken, Suho usulca yanıma yaklaşmış ve muhabbet etmeye başlamıştık.

Sonra kendi halinde sokak arasında kalan bir kitapçının önünde durduğumuzda herkes teker teker sessizce içeri girdi. İçerisi pek büyük değildi fakat yerin ahşap zemini etrafa eskitilmiş bir hava katmıştı. Etraf genel olarak ahşap bir görüntüye sahipti. İster istemez ortamda samimi bir hava vardı. Büyük kitaplığın yanından geçerken elim istemsiz raflara değiyordu. Etrafa temizlik kokusu hakimdi. Öyle ki sanki etraf yeni temizlenmiş, bahar esintisi veren koku her yere yayılmıştı. Mayıştığımı hissediyordum. Diğerlerininde öyle olduğuna emindim.

Pek sık kitapçılara geldiğim olmuyordu. Genelde evde takılmayı seviyordum fakat burası çok hoşuma gitmişti. Kitap okumayı severdim fakat pek vaktim olduğuda söylenemezdi. Chanyeol bizi ufak bir holden geçirdi ve dışarıdan küçük duran kitapçı bir anda büyüdü, asıl yere giriş yaptık. Dairesel bir görüntüsü ile çevrelenmişti kitaplar. Ortada kocaman dikdörtgen geniş bir masa ve etrafında sandalyeler vardı. Etraf tamamen kitaplıkla çevrili olduğu için bir tek orta alan müsaitti. Birde kapının girişinde, kasanın hemen önünde küçük masalar ve sandalyeler bulunuyordu. Onun haricinde her yer kitap ve kitaplıktı. Bu görüntü çok hoştu. Etrafta pek bir kimse yoktu. Bir kaç basamaklı ufak merdiveni indik ve Chanyeol gülerek arkadaşına sarıldı.

Kitaplığı düzenleyen iki erkek daha vardı ve bakışları bize döndü. Sandalyeye oturmuş bir kişininde kitap okuduğunu görmüştüm.

"Hoşgeldin dostum."

the book • taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin