"Gülmeyi sevenlere ithafen..."
Bir derginin genel müdürü olan Ali Ömer Erez; görünürde çapkın, hovarda ve ciddi ilişkiden kaçan bir adamdır. Tamamıyla tesadüfi olarak esas kızımız Cemre Soylu ile tanışır ve art arda gelen talihsizlikler sonucunda ke...
Gerçi bölüm sonunda da aynı şeyi mi düşünürsünüz bilmem :P
Çok içime sinen bir bölüm oldu.
Aman yalnız bırakmayın onları.
Yorumlarınızıııı mutlaaakaaaa bekliyorummmmm!
İyi okumalar!
-İki bölüm şarkısı koyacağım, dinlemenizi öneririm! Sahneler için etkili olacaktır.
Wattpad profilimi de takip etmeyi unutmayın ki duyuruları falan kaçırmayın!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sahne 36
Doğum Günün Kutlu Olsun
Evliliği çok seviyorum.
Evlilikle birlikte hayatıma gelen kolaylıkları da seviyor olabilirim.
Mesela artık fatura derdim yok. Ay sonuna doğru boşalan buzdolabım yüzünden her gün peynirli makarna ya da ekmek arasıyla karnımı doyurma durumlarım kalmadı. Bugün et yiyorum, yarın balık anlatabildim mi? 26 yaşında olup baba evinin rahatından 'ben kendi ayaklarım üzerinde durabilirim yiaaa' lakırdılarıyla ayrılıp ama ilk adımında kendi ayaklarına dolanan o çaresiz kızda yok. İşsiz kalma korkusuyla iş tanımının dışında olan her işi yapma mecburiyetinde olduğum günler çok uzaklarda artık. Buna rağmen yine de işsiz kalmış olmam hayatın bana bir hediyesi tabi...
Ayrıca kiramı denkleştireceğim diye vitrinde görüp ama asla sahip olamadığım o allı morlu elbiselere hasretliğim de son buldu. İçimdeki en büyük uhdelerden biri de buydu. Lakin pek sevgili Nasreddin Hoca'nın pek meşhur fıkrasında da dediği gibi yemeğin dumanına ekmek banma dönemim evlilikle bitti, gitti. Bir zamanlar sadece deneyip sonra da ay, bunun gözünün üstünde kaşı var bahaneleriyle bıraktığım elbiselere kocamın limiti yüksek kredi kartıyla sorgusuz sualsiz sahip olabiliyorum. Daha ne olsun değil mi?
