Bölüm 59.

1K 47 16
                                    

Hayırlı Ramazanlar...

Keyifli okumalar canlarım....

Cameron bizi yemek yemek için bir mekana götürünce park alanında Mich'in arabasını da gördüm. Ben Cathy'nin yanındayken bunu planlamış olmalılardı. Cameron tam mekanın önünde durarak dikiz aynasından arkaya doğru baktı.

"Hastaneden çıkar çıkmaz mekana akmak doğru gelmiyor. Bizimkilere ufak bir ziyaret yapıp yanınıza döneriz. Ayrıca baba olduğumu hatırlatırım." diyince kıkırdadım. Taylor Cameron'un omzuna hafifce vurarak "Pekala dostum. Haberdar etmeyi unutmayın." diyerek arabadan indi. Joseph için kapıyı açık tutarken onu izledim. Taylor arabanın kapısını kapattıktan sonra tek elini nazikce Joseph'in beline koyunca kocaman sırıtarak onlara bakmayı bıraktım.

Eve giderken de Cameron elimi bırakmamakta kararlıydı. "Rekora gidiyorsun." dedim elime bakarak. Ufak bir an ellerimize bakıp parmaklarını belli belirsiz kıpırdattı. "Bensiz bir saniye bile geçirmeni istemiyorum." dedi.

Yangın.

Yanından ayrılırsam yine başıma birşey geleceğinden şüpheleniyor.

Cameron'un yüzüne bakarken dalmış olmalıydım ki araba durunca West'lere geldiğimizi anlamam saniyeler sürmüştü. İkimizde arabadan inmeye tenezzül etmedik. Aramızda tuhaf bir gerginlik , tuhaf bir çekim vardı. Fakat ikimizde farkındaydık ki bunun ne yeri ne de zamanıydı.

Cameron aniden "Bizi evimize götürmeliydim." diye fısıldadı. Ona doğru bakarak gülümsedim ve kendimi tutamayarak ona doğru uzandım. Kendini geri çekerek sırıttı. Kaşlarım çatık olmasına rağmen gülüyordum. "Benimle oynama , West." dedim. Sesim istemsizce kısık çıkmıştı. Cameron nihayet elimi bırakarak elini koltuğun altına attı ve koltuğunu geriye doğru ittirdi.

Ne yapmak istediğini anlayınca başımı onaylamadığımı belli edecek türden iki yana salladım. Cameron ise bana karşılık başını evet anlamında salladı.

"Tanrım!" dedim kendime şaşıran bir ses ile. Ardından bacağımı kaldırıp Cameron ve kapının arasına yerleştirerek kucağına oturdum. Cameron sinsice gülüyordu. Tek elini kalçama koyarken öbür elini kulağımın altına koydu. Eli aynı anda hem boynuma hem enseme hem de yanağıma dokunuyordu. Beni kendine yaklaştırırken karşı koymadım.

Dudaklarını olabilecek en sakin şekilde dudaklarıma dokundurdu. Gözlerimi kapatarak titrek nefesimi dışarı verdim. Bu Cameron'a sanki yeşil ışık yakmış gibi alt dudağımı dudaklarının arasına alarak yumuşak bir şekilde öptü. Gülümsedim. Bir kaç saniyeliğine geri çekildi. "Bana aşıksın , West." dedim. Boynumdaki elini ağır ağır hareket ettirerek "Evet," dedi. "Sana kesinlikle aşığım , West."

Bu sefer onun beni çekmesini beklemedim. Ellerimi Cameron'un yüzünün iki yanına koyarak onu öptüm. Büyük bir sevgi ile yaptım bunu. Büyük bir hayranlık ile. Büyük bir aşk ile.

Cameron'un dudakları dudaklarımdan ayrılıp boynuma doğru bir yol çizerken Westlerin evinin önünde olduğumuz dank etti. İçeride , hastanede olduğumuzu düşünen ailelerimiz vardı ve biz burda yiyişiyorduk.

İstemsizce kıkırdayarak boynumu Cameron'dan uzaklaştırdım. Ne düşündüğümü bilmiyor olsa da gülümseyerek bana bakıyordu. Yüzü avuçlarımın arasındayken sağ elmacık kemiğine bir öpücük kondurdum. "İçeri gitmeliyiz." Gözlerini kapatarak "Ne zaman yanlız kalsak , yanlış zamanlama yapmış oluyoruz." dedi. Gülümsemem yüzümden bir saniye bile düşmezken sol elmacık kemiğini de öptüm. Gözlerini açıp bana baktı. "Şunu yapmaya devam edersen sana ailesinin evinin bahçesinde , bir Range Rover'ın arka koltuğunda bir adamın karısına neler yapabileceğini gösteririm."

Sen, Ben ve Çok Daha FazlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin