prologue

5K 277 239
                                    

2013

"Harry," Sözümü kesen, dolgun dudakları oldu.

"Dorothy, çok yorgunum, konuşmayacak kadar çok. Sadece sarılıp uyusak olmaz mı?"

Onunla sarılıp uyumayı her şeyden çok seviyordum ama bu sefer konuşmamız gerekliydi. Kafamı iki yana salladım ve ellerinden tutup salona doğru çekiştirdim. Bu konuşmayı bugün yapamazsam, bir daha asla yapamazdım.

"Bu kadar önemli ne konuşacak olabilirsin?" dedi onu çekiştirdiğim koltuğa yorgun bedenini bırakmadan hemen önce. Bacaklarımı uzattım ve kafasını koyması için dizlerime iki kere vurdum.

Kafasını dizlerime koyduğunda, çikolata kokan bukleleriyle oynuyordum. Kafamda cümleleri toparlamaya çalışırken, -ki daha reşit olalı birkaç aydan fazla olmamış birine göre söyleyeceklerim çok ağırdı- derin nefesler alıyordum.

"Bebeğim," diye mırıldandı uykulu sesi. "Turne biteli yaklaşık beş saat oluyor. Yorgunum ve hernekadar hoşlansamda çığlık sesleri başımı ağrıttı, şimdi lütfen söyler misin uyumak istiyorum?"

"Hamileyim."

🍁

Tek solukta söylediğim bir kelime ikimizin aynı ray üzerinde giden hayatını önce ikiye daha sonra dörde böldü ve en sonunda birbirimize veda etmek zorunda kaldık.

O gecenin sonunda ben sokakta üzerimde onun sweatshirtüyle hıçkırarak ağlarken, o ve grup arkadaşları hatta plak şirketi bana
"sus payı" adı altında milyonlar ödedi.

Ben henüz kendim bir çocukken, annelik gibi kutsal bir görevi omuzlarıma almayı kabul etmiştim. O ise, "Hayır." diye bağırmıştı. Baba olmaya hazır olmadığını söylemesi, kabul edilebilirdi. Herkes için geçerli bir sebepti bu. Sonuçta her insan kendini hazır hissettiğinde ebeveyn olmayı hak ediyordu. Ama o, böyle dememişti.

"19 yaşımdayım, Dorothy. Baba olamayacak kadar parlak bir kariyerim var. Milyonlarca hayranım var ve üzgünüm ama imajımı zedeleyemem. Bu bebeği aldırmalıyız."

O baba olmaya hazır değilim dememişti, imajımı zedeleyemem demişti. Siktiğimin imajı yüzünden doğmamış bir çocuğu elinin tersiyle itmişti. Konuşmamızı daha doğrusu tartışmamızı hatırladığım da, onun adına bir kez daha iğrenç hissettim.

"Bu bebeği aldırmalıyız."

"Harry, bu bebeği doğurmak istiyorum."

"Eğer o bebek o doğacaksan, üzgünüm Dorothy, kendi başınasın."

"Onu para için babasız mı bırakıyorsun Harry? Siktir git, sen ne ara bu kadar taş kalpli oldun? Bu nasıl bir para hırsı, sen benim dokuz yaşımdayken tanıştığım o nazik çocuk değilsin."

"Para insanı değiştirir. Seni seviyorum Dorothy, tüm kalbimle. Küçüklüğümden beri sadece seni seviyorum, biliyorsun. Sen benim değişen hayatımın değişmeyen tek parçasısın. Eğer sen de beni seviyorsan, yarın o bebeği aldır ve kaldığımız yerden devam edelim sevgilim."

"Para insanı bu kadar değiştirmez, Harry. Sen paranın köpeği olmuşsun."

"O bebeğe nasıl bakacaksın? Kendine bir bak küçücüksün. Sana benimle olmayı, sevdiğin adamla zengin olmayı ve refah içinde yaşamayı teklif ediyorum. O bebeği doğurup sürünmek mi istiyorsun? Tamam, ben yokum. Ben seninle beraber sürünmeyeceğim."

"Artık değil. Sen benim sevdiğim adam değilsin. Ne var biliyor musun? Sen benim değişen hayatımın en büyük hayal kırıklığısın Harry Styles."

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin