First Say

115 4 1
                                    

İnşallah beğenirsiniz....<3<3

Arkamı dönüp baktım ki bembeyaz bir ten,baştan çıkarıcı kahverengi gözler kalbimin hızlı çarpmasını engelleyemedim.

Geldi ve yanıma oturdu.

"Merhaba Lou! Nasılsın ?"

Ne cevap vereceğimi şaşırmıştım. Gözleri beni alıp ordan oraya götürüyordu.

"Heyy ! Lou her şey yolundamı? "

"Ahh ıhh şey evet . Sen nasılsın ?"

"Bende iyiyim. Andrew'i gördünmü?"

(Ahh tabi Andrew. Andrew benim en yakın arkadaşımdır.)

"Hayır Clary görmedim ."

"Hey Lou! iyi olduğuna eminmisin bana hiç öyle gelmiyor."

"Sadece başım ağrıyor Cla! Benim tuvalete gitmem lazım derste görüşürüz."

Tamam Lou. Andrew'i gördüğünde yanıma gelsin !"

Başımı sallayıp istemsizce yanından ayrıldım.Okulun içine doğru yürümeye başladım.

İlk kattakı erkekler tuvaletine girdim.İstemeden gözlerim dolmuştu. Bana neler oluyordu böyle. Niye Clary'i görünce heycanlanıyordum. Sevmiyordum,sevmemeliydim ve sevmeyecektim.

Ama her zaman gözleri önümden gitmiyordu. Andrew aklıma geldi. Bunu ona yapamazdım. İstemsizce gözümden yaşlar yere döküldü.

Arkamdan bir tıkırtı duydum. Bir baktım.. Andrew çıktı.

"Meraba dostum! ahh niye ağlıyorsun sen ?"

Elini yanağıma koymuştu ellerini istemsizce ittim.

"Lou ! bir şey mi yaptım?"

"Ahh hayır And. Sadece moralim bozuk."

"Anlatmak istermisin."

"Kendimi hazır hissedince.Ayrıca Cla seni arıyordu!"

"Seni burda bırakıp gitmem Lou!"

"Sorun değil iyiyim ben."

"Tabikide bırakmam bu hayatta en çok sana değer veriyorum"

Bu sözünün ardında göz yaşlarım iyice akmıştı.Normalde ağlamazdım ama kendime engel olamadım.

Böyle olmamalıydı. Arkadaşıma ihanet edemezdim. Kendime çok kızıyordum.

Ama bişey yapmamıştım ki!

Clary'i sevmiyordum zaten. Ama gözleri...

Andrew tekrar baktım mavi gözlerinde arkadaşlağımızı düşündüm ve

"And hadi sınıfa gidelim"

Oda başıyla onaylayıp tuvaletten çıktık.

Sınıfa girdiğimizde Cla hemen And'in boynuna atladı.

"Seni çok özledim And."

"Bende Cla.Seni seviyorum!"

"Ben.."

Clary cevap veremeden dudakları birbirine buluştu.

Daha fazla tahammül edemeyecektim. Düşündüklerimin yüzüme yansımamasını diledim ve sırama geçtim.

Marry geldi yanıma kafamı kaldırdı.Gerçekten güzel bir kızdı.

"Lou! böyle yapma."

"Neden bahsettiğini anlamadım Marry."

Acaba çokmu belli ediyordum. Hem niye belli edecektim ki ortada bir şey yoktu.

Tekrar kafamı kaldırdım Marry'e baktım.

"Lou! Ne olduğunu iyi biliyorsun dedi."

Bu zamana kadar hiç bir şeyi Marry den saklamamıştım saklamayacaktım.

Ama ortada bir şey yoktu.Hoca girdi ve beni durumdan kurtardı.

Ama tenefüste ondam kaçayacaktım.

Aklıma fikir geldi.Hocaya hasta numarası yapıp izin almıştım.

Sınıftan çıkarken Marry'e baktım.

Bakışlarında bu daha bitmemiş ifadesi vardı.

Şimdilik yırtmıştım. Eve geldim ve akşama kadar yattım.

Tak tak tak.

Zar zor uyandım ve kapıya gitmek için merdivenlerden indim.

Kapıyı tam açtım ki...

You Are My Weaknes And StrenghtsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin