Farah karşısında ki kara gözleri dikkatle inceledi. Dedikleri kadar siyahtı. Oturdukları masada huzursuzca kıpırdandı, heran biri görüp babasına haber uçurabilirdi.
-Anlat seni dinliyorum.
-Ailelerimiz arasında ki kan davasını bir şekilde bitirmek zorundayız yoksa bugün de gördüğün gibi sıra abinde ama bu can yetmeyecek sonra benim abimin canını alacaklar böyle gidecek
-Nasıl olacak bu Hazer Ağa. Kimsenin anlaşmaya niyeti yok
-Eğer Benimle evlenirsen bunu durdurmak için bir şansımız olabilir.
- sen ne dediğinin farkında mısın?Biz birbirimizi tanımıyoruz bile
-Gerçek bir evlilik olmayacak bu merak etme. Ama anla beni abimin ölümünü izleyemem
-Böyle bir kararı vermek çok zor . Boşanamayız da benden hayatlarımızı bitirecek bir şey istiyorsun.
-Anlıyorum seni ama bundan başka çaremiz olmadığını sende çok iyi biliyorsun.
-Sevmediğin bir kadınla yaşamayı nasıl göze alıyorsun.
-Abim zamanında benim için nasıl kendi canından geçtiyse bende şimdi kendi hayatımdan vazgeçiyorum.
Farah önündeki bardaktan iki yudum su içti söyleyecek bir şey bulamamıştı. Aklına ilk gelen şeyi şöyledi
-Benim gitmem lazım
-Tamam .İyice düşün kararını ver. Beni haberdar et.
Hazer, üzerinde cep numarası yazan Şadoğlu şirket kartını Faraha uzattı.
-Taksi çağırıyorum hemen. Seni evine kadar bırakır.
Farah konaklarının kapısına geldiğinde akşam olmak üzereydi. Abisi karakoldan çoktan gelmişti. Farah ise eve dönmek yerine uzun uzun yürüyüp aklındakileri düşündü. Avluya girdiğinde babası sedirde oturmuş, abisi elinde telefon birini arıyordu muhtemelen Farahı.
-Nerdesin sen Farah sabahtan beri, eve git demedim mi ben sana
-Burdayım geldim işte , arkadaşım Elifleydim
Farah anlamamaları için fazla uzatmadan odasına çıktı. Bir karar vermeliydi. Abisini de Cihan gibi kaybetmek istemiyordu. Ama yapacağı şey çok ağırdı. Sevmediği bir adamla nasıl ömrünü geçirecekti. Tüm bu düşüncelerin verdiği yorgunlukla kendini yemek bile yemeden uykuya teslim etti.
O günden sonraki 1 haftayı kimseyle doğru dürüst konuşmadan düşünerek geçirmişti. Abisinden her haber alamadığında yüreği ağzına geliyordu. Avluda yemek hazırlıklarını izlerken telefonuna gelen mesajla irkildi.
Hazer: Biliyorum zor durumda kalacaksın ama
bugün görüşmemiz mümkün müdür? ÖnemliAnnesine belli etmemeye çalışarak cevap yazdı Farah
Farah: Madem önemli bir saat sonra
geçen günkü çay bahçesinde olacağım.
Hazer: Tamam. Bir saat sonra görüşürüz
Farah annesinden Elifle buluşacağız diye yalan söyleyerek evden çıktı. Daha düne kadar ailesine en ufak yalan söylemeyen Farah şimdi büyük bir yalanın eşiğindeydi. Çay bahçesine geldiğinde Hazer çoktan masadaydı. Çekinerek karşısına oturdu Farah.
-Lafı dolandırmayacağım ağalar bugün öğleden sonra toplanıyorlar Farah
-Neden
-Kendi yöntemleriyle haklı haksız seçecekler
-İyide bu daha fazla kan akmasından başka bir şeye yaramaz
-Aynen o yüzden biran önce kararını vermelisin fazla vaktimiz kalmadı.
*****
Farah konağa geldiğinde herkes avludaydı. Suratları asıktı. Heleki babası Zoloy Ağa ateş saçıyordu gözlerinden. Farah sebebini ararken bir köşede oturan Elif'i gördü. Anlaşılan Farah'ın yalanı uzun sürememişti. Farah sedirde oturan babasının elini öpmek için uzandı ama yanağına yediği tokatla yere savruldu. Annesi Esma Hanımın içi gitsede şuan olacaklara engel olamazdı.
-Nerdeydin bütün gün. Hani Elif'e gidecektin söyle ,söyle dedim sana
Farah yanağını tutarak düştüğü yerden kalktı.
-Sonradan vazgeçtim baba , tek başımaydım
- Hâlâ yalan söylüyor hadsiz.
Zoloy Ağa'nın eli bir kez daha vurmak için havaya kalktı onu Fırat durdurdu.
-Hazer Şaadoğlu ile birlikteymişsin. Görmüşler seni. Sen nasıl ailemizin düşmanının masasına oturursun, rezil ettin beni millete.
-Baba dinle nolur
-Ne dinleyeceğim senin gibi evladı. En başından senin her istediğini yapmayacaktım.
-Baba
-Kızına yüz verme demişlerdi ben karşı çıktım onlara ama sen beni haksız çıkardın.
-Baba yeter. Ben Hazer Şaadoğluyla evleneceğim..
Evett yeni bölüm geldi. Lütfen güzel yorumlarınızı eksik etmeyin. 😆Bir dahaki bölüme kadar Allah'a emanet olun 🙋😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I BERDEL (Tamamlandı)
General Fiction"Bazı anlar vardır zaman dışarda ,dünya dışarda. Sanki kendimizi dünyaya kapatmışız gibi. Sanki bütün kötü anılarım silinmiş sadece sen varmışsın gibi.." "Bir gün sana doğru yola çıktım hava karlıymış , buzluymuş. Yürümeye başladım. Sadece gelip san...