2.

841 88 118
                                    


Uyurken izliyorum, en sevdiğim halini,
Saçlar'ın dağınık , yüzün'de yastık izi.

-

Dizim'de uyuya kalan sarhoş adam'a bakıyorum, sıcaklamış olacak ki beyaz gömleği'nin düğmelerini açmaya çalışıyor, ama dedim ya 'çalışıyor' uzun bir uğraş veriyor kendince. o'nun bu haline dayanamayarak hafif kıkırdamama engel olamıyorum.

Kaşlarını çatarak bana bakıyor "neden gülüyorsun Derin? Çok mu komik?" Sarhoş olması nedeniyle azın'dan çıkan kelimeler karma karışık duyuluyor.
"Tamam gülmüyorum, hadi kalk benim odama çıkarıyım seni" derin bir nefes alıp kafasını dizim'den kaldırıyor , karşıma geçip parmağını burnuma sürterken konuşuyor.
"Yok , gül sen" Ve işte o an karnım'da uçuşan kelebekler'in haddi hesabı yok, ama yok ya benim şuan karnımdakiler kelebek olamaz , olsa olsa fil olur, tepiniyor'dur karnım'da. Yalan'dan öksürdükten sonra konuşmaya başlıyorum.
"Ta-tamam gülerim ben" gülümsüyor, gülümsüyorum.
"Hem mi kanka?" Ve işte o an karnım'da ki kelebekler'i kendi elleriyle öldürüyor.
"Hep"

Ani bir haraketle ayağa kalkıyor .
"E o zaman ben artık gidiyorum, saol her şey için" der demez sendeliyor ve üzerime düşüyor, ama neyse ki yere kapaklanmıyoruz. Kahkaha atarak sarılıyor bana.
"Pardon yaa , çok pardon" bu çocuk gerçekten beni öldürmek istiyor.
"Tamam Deniz, hadi gel odama çıkarıyım"
Yan bir gülüş atarak konuşuyor.
"Tıh tıh tıh, beni odana mı atıcaksın? İnsan hiç kankasını odaya atar mı? Çok ayıp."
Hay ben sen'in kanka'nın.
"Saçmalıyorsun, gel hadi." Kolun'dan tutarak zor'da olsa odama çıkıyoruz.

Odaya girer girmez yatağa bırakıyorum o'nu. Yatakta yanına çöküyorum. Gözleri kapalı bir şekil'de konuşmaya başlıyor.
"Deriiiin, gömleğimi çıkarsana çok sıcak burası." Yutkunma'dan edemiyorum, titrek parmaklarımla gömleği'nin düğmelerini açmaya başlıyorum, her bir düğmeyi açtığım'da tenin'den yayılan sıcaklık ellerime vuruyor ve ben yanaklarım'ın alev alev yandığını hissediyorum. Düğmeleri tamamen açtığım'da kendini hafifçe yukarıya kaldırıyor ve gömleği tamamen vücudun'dan çıkarıyorum.
Kendini yatağın üzerine bırakıyor, yana dönüp sol elini sol yanağı'nın altına koyuyor ve rahat bir şekil alıyor.

2-3 dakika sonra nefes alış-verişi düzene giriyor, ben'de o'nun yanına kıvrılıyorum.
Yarım saat izlemekten zarar gelmez'di değil mi?
Ellerimi sakalların'da gezdiriyorum, bu his , bu his çok güzel. Ellerimi sakallın'dan bıyığına indiriyorum , dudakları'nın üstün'de duran bıyığı o'na ayrı bir kusursuzluk katıyor, parmaklarım bu sefer'de minik biçimli burnuna dokunuyor fazla kusursuz.

Saçlarına çıkıyor sonra parmaklarım , yumuşacıklar bir süre parmaklarım saçların'da oyalanıyor son olarak ise dudakları, dolgun pembemsi dudaklarına gülümsemek o kadar yakışıyor'du ki anlatamam. Gözlerim ve ellerimle yüzün'ün her bir tarafın'da keşfe çıkıyorum, uzun uzun bakıyorum sevdiğim adam'a yüzün'ün her bir santimini ezberlemek istercesine.  Bu adam bir erkeğe göre fazla kusursuz'du, çok fazla kusursuz.. kusursuz derken sadece tipin'den bahsetmiyorum inanın ki , kalbi o'nun kalbi'de çok kusursuz. Deniz Kara gerçekten çok güzel seviyor'du.

🌿

Sabah odama vuran güneş ışıklarıyla uyanıyorum, yan tarafıma baktığım'da Deniz'in olmadığını görünce derin bir nefes alıyorum.
Telefonum'dan gelen mesaj sesiyle masa'nın üstün'de ki telefonu elime alıyorum.

Deniz: her şey için teşekkür ederim bücür.

Bücür? Alt tarafı aramız'da üç yaş var ne bücür'ü yaa :(
Kafamı tekrar yastığa gömdüğüm'de Deniz'in kokusu doluyor burnuma, buram buram okyanus kokuyor bu adam.
Çalan telefon'un sesiyle yastıktan ayrılmak zorun'da kalıyorum.

Eda arıyor..

"GÜMAYDIN Deriiiin" Bu kız'da sabah sabah bu enerji nerden geliyor yaa?
"Günaydın Edoşum"
"Kızım günaydın demiceksin gümaydın diceksin"
"Tamam gümaydın Eda"
"Heh oldu neyse, hadi okula gelmiyor musun?" Bugün okul var! Ayağa kalkıp giyinmeye çalışırken Edaya da cevap veriyorum.
"Ben unuttum onu yaaa."
"Salaksın biliyorsun dimi?"
"Hı-hı"  büyük bir kahkaha atıyor, hadi ama bu kızlar benim kulaklarım'dan ne istiyor?
"Neyse, hadi çabuk gel"
"Tamam görüşürüz"
"Bay bay kuzum"

Hızlı bir şekil'de giyiniyorum ve saçımı'da at kuyruğu yapıp aşağıya iniyorum.

"Ooo siz yaşıyor musunuz Derin hanım"
Gözlerimi devirme'den edemiyorum, bir sabahta sussan ne olur be kadın?
"Hala okula geç kalıcam, bay bay"
"Deriiiin!" Bağırmasını umursama'dan ev'den dışarı atıyorum kendimi.
Kulaklıklarımı takıp yola koyuluyorum.

____

Okula gelince kantine kızlar'ın yanına geçiyorum.
Bir masa'da bizim kızlar oturuyor'du ve yanların'da Deniz ve Meriç var ' dı.
Üniversite yan tarafımız'da olduğu için buraya geliyorlar'dı bazen.
Yanlarına gittiğim'de Selen ve Deniz hariç herkes beni fark ediyor. Hepsiyle teker teker selamlaştıktan sonra bir sandalye çekip oturuyorum.

Selen bir yere sabit baktığını gördüğüm'de bakışlarını takip ediyorum veee Tabi ya! Eniştemiz ve yanın'da sevgilisi! Kıyamam yaa, sinir'den dişlerini sıkıyor karşım'da.
Denize baktığım'da o'da sabit bir yere bakıyor'du o'nun da bakışlarını takip ettiğim'de görüş alanıma bir kız giriyor.
Omzun'da olan sarı saçları ve ela gözleriyle güzel bir kız'dı, bir dakika! bu o kız! 

Kafamı Denize çeviriyorum kızı izlerken ara sıra gülümsüyor.
Ve o boğazım'da ki düğüm yerini alıyor.

-

Seeeelaaam! 🙋
Yeni bölüm getirdimmm, umarım beğenirsiniz 🙏
Yorum yapmayı untmayııın 💙

Haftaya görüşürüz! 🌸

Severim de Söylemem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin