4. BÖLÜM: "BEBEK"

7.6K 807 557
                                    

Bu kâinatta herkesin bir işi gücü vardı. Güneş doğmakla meşguldü, yıldızlar karanlığı süslemekle, bulutlar yağmur yağdırmakla, oysa benim hiçbir işim gücüm yoktu. Var olmaktan başka.

                                                                Medya: Marian Hill - One Time

Kendimi bu dünyada işe yaramazın teki hissetmeye başlamıştım. Bütün günüm dört duvar arasında geçiyordu, yemekleri ve temizliği bile Mert yapıyordu. Ben ise uzandığım yataktan perdenin kenarından sızan gün ışığına bakmakla meşguldüm. Pencerenin birinin önüne elbise dolabını çekmişti. Gereksiz ışığın zihnimizi yoracağını söylemişti Mert.

Yattığım yataktan zoraki doğrularak:

"Mert?" diye seslendim.

Elindeki bilgisayarı masanın üzerine bırakarak yüzünü yattığım yatağa çevirdi.

"Bana mı seslendin?"

"Evet."

"Seni dinliyorum."

"Eğer biraz daha bu yatakta yatarsam hareketsizlikten ölüp gideceğim. Bir işe girmek istiyorum."

"Öyle bir şey söz konusu bile olamaz. Şimdi yat uyu. İyi olman lazım. Kızımıza kim bakacak ben hayatta bakamam."

"Ne kızı ya? Çocuğum yok ki benim. Üstelik evli bile değilim."

"Tekli koltukta uyuyan Aysima'yı görmüyor musun? Bak nasıl da emziğini emiyor."

"Uf yeter ama ya. Bıktım senin hayal dünyandan. Zırvalamalarından. Senin yüzünden ben de hasta oldum. O yaptığın iğneler yüzünden. Geçmişe dair hiçbir şey hatırlamıyorum. Buraya nasıl geldim, neden seninleyim neden?" diye bağırdım ve ardından elime geçirdiğim antika saati yere doğru fırlattım hınçla.

Hızlıca yanıma gelerek yere attığım antika saatin parçalarını sessizce toplamaya başladı.

"Sana sakin olmanı söylüyorum. Her şey senin için her şey. Zamanı geldiğinde bana hak vereceksin küçük sevgilim."

Yine aynı cümleleri söylemekten zerre usanmıyordu. Yanıma doğru oturarak elleriyle yüzümü avuçladı.

"Sen benim her şeyimsin. Her şeyimsin..." diyerek dudaklarıma doğru yöneldi.

"İSTEMİYORUM!" diye bağırdım öfke dolu bir sesle.

O ise benim dediğimi zerre umursamadan dudaklarımdan boynuma doğru çoktan yol almıştı. Bir eliyle ise saçlarımı seviyordu.

"Çok güzel kokuyorsun..."

Komodinin üzerinde duran bıçağı gizlice alarak hızlıca onun karın boşluğuna sapladım.

"Ne yaptın sen Çiğsel?" diyerek karın boşluğundan akan kanı eliyle bastırdı.

Acıdan yüzü değişik bir şekil almıştı. Ben ise onun yüzünün şeklinden aşırı zevk alıyordum. Az sonra yüzükoyun yere düştü. Hızlıca yanına koşarak cebine sakladığı anahtarı aldım ve odanın kapısını açtım. O ise yattığı yerden gözlerini zoraki açarak acıyla inledi.

PARANOYAK (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin