Keyifli okumalar :)) Medyadaki şarkıyı dans sahnesinde dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum.. Ve bölüm ithafını EceBilgin için yapıyorum. çok teşekkür ederimm :)
Korku insanın ruhunun derinliklerine gizlenen ama kendisini çok kolay ele veren zor bir düşmandı. Yaşamın bir parçasıydı. Eğer korku yaşama karşı çeşitli durumlarda verilen farklı tepkilerse ve bu tepkiler kişiye özelse şu an içinde bulunduğu duruma göre ne yapması gerektiğine herkes kendisi karar verecekti. Azelya, korkunun, ciğerlerine çektiği havanın içine nüfuz etmesine engel olacak, vücuduna yayılan huzursuzluk hissinin başından ayak uçlarına kadar oluşturduğu uyuşukluğu görmezden gelecekti. Elinden geldiği kadar o huzursuzluğa ve gözlerinin bulanıklaşmasına neden olan tedirginliğin ve endişenin birleşmesi ile meydana gelen heyecanı yok sayacaktı. Şu an sadece Baran'ın arkasından arabaya yürümesi gerekiyordu.
Baran'ın vücudunda titremelere yol açan öfkenin nedeni de korkuydu ama onunki Azelya'nınkinden çok farklıydı. Gözünün akındaki, öfkeden daha da belirginleşen damarların kırmızılaşmasının nedeni içinde kopan fırtınalara karşı koyamayışıydı. Zincirden boşanırcasına bir hızla Azelya'yı kaptığı gibi neredeyse sürükleyerek arabaya götürdü ama hala hızla atan kalbinde bir tıkanma hissi vardı ve ağzının içi kupkuru olmuştu. Güçlükle de olsa yutkundu. İçine düştüğü kısacık çaresizlik anında o tek el silah sesine kimin neden olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Fakat şimdi arabanın ön koltuğunda kollarını direksiyona dayamış bir vaziyette düşünürken bir tahminde bulunmak o kadar da zor değildi.
"Kimdi bu adamlar? Neden bize ateş ettiler?" Azelya'nın sesindeki heyecanı gözlerinin görüşünü de etkilemiş, boş bakışlarının bulanıklaşmasına neden olmuştu.
"Önemli bir şey değil" dedi Baran. İki dakika önce yaşadığı her anı cehennem gibi gelen telaşı gitmiş, üzerine huzurlu ama aynı zamanda huzur veren bir rahatlama gelmişti. "Hayranlarımdan biri" diye devam etti umursamaz bir ses tonu ile. "Olur arada."
Azelya Baran'ın kolundan akan kanı o an fark edip bir anda ona doğru döndü. "Yaralanmışsın" dedi. Merhamet bir insanın sesine ancak bu kadar yakışabilir diye düşündü Baran, yaraya daha dikkatli bakan Azelya'dan bir an bile gözünü almadan.
"Önemli bir yara değil zaten, bırak, eve gidince bakarız" deyip arabayı çalıştırdı. Cehennem tüm yakıcılığı ile çok yakınlarındaydı.
***
Davet günü Baran Azelya'yı hazırlanması için evde bırakıp bir işi olduğunu söyleyerek çıkmıştı. Saatler geçmesine rağmen hala dönmeyişi Azelya'nın giderek daha fazla sıkılmasına neden olmuştu. Başını kaldırıp duvardaki saate baktı. 20.12 yi gösteriyordu. Saatten gelen tik tak sesleri zihninin içindeki boşluklara hücum ediyor, sessizlik teninin her bir gözeneğinden yolunu bulup ruhuna sızıyordu sanki. Tedirgin bir şekilde avuç içlerindeki teri elbisesinin eteğine silerken tekrar saate baktı. Sadece üç dakika geçmişti. Sıkıntıdan olduğu yerde duramayıp ayaklanmıştı ki kapı açıldı.
Karşısında Baran'ı görünce önce ne yapacağını bilemez bir halde gözlerini etrafında gezdirdi. Vücudundaki tüm ağırlıklar o andaki utancıyla birleşip çökmüştü üzerine. Al al olmuş yanaklarını gizleme ihtiyacı gütmeden başını Baran'a çevirdi. Gözünü bile kırpmadan kendisini izliyordu. Dün ilk denediği elbise olan kırmızı elbiseyi giymiş, sırt dekoltesini açıkta bırakmak için saçlarını tepeden topuz yapmıştı. Sade makyajıyla birleşen pürüzsüz teni muhteşem görünüyordu. Baran yavaşça yanına gelip Azelya'yı ellerinden tutarak salonun ortasına getirdi. Kendi etrafında bir tur döndürdükten sonra ıslık çalıp "Kızım sen ne yaptın? Ben seni böyle davete filan götüremem" dedi. Bir yandan da o saçma alaycı sırıtışlarından birini yüzüne yerleştirmişti. "Niye ya?" Azelya'nın hayal kırıklığı ses tonundan bile okunabiliyordu. "Olmamış mı?" derken başını hafifçe kaldırıp kaşlarını çatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AZELYA
ActionYağan yağmur bedenimin ve ruhumun her zerresine nüfuz ederken nefesim kesilircesine koşmaya devam ettim. Koştukça beni yutan, içine hapseden bir karanlığın içine çekiliyordum. Çekildiğim bu karanlığın içinde beni aydınlatan bir çift okyanus gördüğüm...