Ben Veronica, Veronica Lennox.
20 yaşından beri Cameron ile beraberiz. Onunla 18. doğum günümü kutladiğim yer olan Medlock Bar'da tanışmıştık aslında. Aynı lisede olduğumuzu bilmiyorduk. Oradaki garsonlardan biriydi o da. O doğum günümde ilk defa içmiştim ve normal olarak sarhoş olmuştum. Arkadaşlarım eve gitti ve ben hesabı ödemek için orada kaldım. O sırada tanıştık Cam ile.
Ailem beni hiç sevmedi, nedeni ise, ben de bilmiyorum. Hiç sevmediler.
Onlardan uzaklaşmam için bana bir ev aldılar, yaklaşık 4 sene önce...
Ev,okuluma 10 dakika uzaklıkta, ve bara da oldukça yakındı.
O gün beni evime Cameron bıraktı. Gitmeden önce de salonun kapısına, bir not kağıdının içine telefon numarasini yazmış. Her şey, onu bir gün cesaretlenip aramam ile başladı.
Onunla yaklaşık 1.5 yıllık bir ilişkimiz var. 3 ay öncesine kadar her şey çok güzeldi. Halam dahil (genelde bana o bakar) bizim evlenmemiz gerektiğini düşünürdü. Herkes bizim muhtesem bir çift olduğumuzu, çok güzel bir geleceğimiz olacağını söyler dururdu. Ama tabi şu an işler farklı.
Onunla aynı eve taşındık. Fatura vs şeyleri zaten ailem ödediği için çok da zor olmadı bizim için.
Aynı eve taşındığımzdan kısa bir süre sonra, Cameron her gün eve geç gelmeye, veya yurtdışında gezilere gitmeye başladı. Ayrıca hep sigara kokuyordu. Çantasında 3 paket sigara bulmadıktan önce, arkadaşlarından bulaşıyor zannederdim. İlk büyük kavgamız da bunun hakkında oldu.
Bir süre sonra, eve geç gelmeleri ve hep geziye çıkmayı o kadar arttırdı ki, beni aldattığını düşündüm. Ve evet, bu doğruymuş. O an da çok sert kavga etmiştik.
Ve 3., yani benim intihara kalkişmama sebep olan, son kavgamız.
Bu son günlerde beni umursamamaya başladı. Okul gezisi için 1 haftalığına Amsterdam'a gitmişti ve dün sabah yeni döndü. Aslında beklediğimden de erken geldi.
Ona çok mesaj atmam nedeni ile (en azından ben böyle düşünüyordum) beni WhatsApp'tan da engellemişti.
Her gün fotoğraf çekilip Instagram'a atıyordu. Fakat son gönderildi oldukça ilgimi çekmişti. Amsterdam'ın ünlü bir plajında, bir kız ile sarmaş dolaş fotoğraf çekilmiş, ayrıca o da üstsüz.
Öncesinde sadece orada bir ünlü diye düşünmüştüm ama sonradan öğrendim ki 'yeni kız arkadaşı'ymış. 1 ay önce tanışmışlar ve o zamandan beri beni aldatıyormuş, 2. defa. Zaten oraya gitme sebebi de o kızmış.
Bunu öğrendiğimde o hala Amsterdam'daydı ve ben depresyon evresine girdim. Cidden çok kötüydüm, ve bir gün dertleşmek amacı ile kuzenim Matt'lere gittim. Evlerimiz yanyana sayılır, bir sey olduğumu zaman hep onlara giderim. (Dediğim gibi, halam bana baktığı için, Matt ile de kardeş gibiyizdir)
Eve döndüğümde kollarimi jiletlemiştim. Yaklaşık 15 çizik vardı. Yerdeki kanı temizleme zahmetine de girmemiştim. Cameron eve geldiğinde, bunları görünce deliye döndü tabi. Milyon kere özür dilese de, böyle bir eyi kabul edemezdim.
Gece saat 00.00 civarı uyandım ve tekrar lavaboya gittim. Cameron'ın neden hala evimde olduğu hakkında zerre fikrim yoktu.
Jileti elime aldım. O sırada tek düşündüğüm şey ise, ölüm. Sadece ölümdü.
"Hepsi senin yüzünden" duy bağırıp musluğu açtım. Bağîrmam ile beraber uyanıp yanıma gelmeye çalıştı ama kapıyı kitlemiştim. Beni durdurmak için çok çabaladı. Ama beni intihar etmekten durduran şey Cameron değil, Matt oldu. Küçüklüğümden beri beni ikna eden de odur.
Kilidi açtığım anda Cameron içeriye daldı. Ben hareketsizdim. Köprücük kemiğin üstü deli gibi kanıyordu fakat umursamiyordum. Aynı zamanda jiletin ucu bileğimin ustunde duruyordu.
Aynada kendime bakıyordum. Hareketsiz bir şekilde. Gözümden yaş damladığı anda jileti yere attı ve bana sarıldı. İlk defa o sarildiginda kendimi yalnız, terk edilmiş hissettim. Artık hiçbir şey eakisi gibi olmayacaktı. Aynı eski sarilisinin verdiği huzur gibi...