10.Bölüm (Ev..)

1.1K 85 11
                                    

"Israr etmeyin kararım net." Deyip arkama yaslandım.

Semih önümde,Kağan ise yan tarafımda gözlerini üstüme dikmişlerdi.

"Sinirlisin şuan." Dedi Semih. "Ani karar veriyorsun."

"Bencede." Dedi Kağan. "Asistana ihtiyacım var bırakıp gidemezsin. Hem işe ihtiyacın var."

"Bir kaç gün yemek yemesem ölmem." Dedim. "Ben onun yüzünü bir daha görmek istemiyorum. Bu kadar. Bu şirketede bir daha adım atmayacağım." İkisine de baktım. "NOKTA!"

Ayağa aniden kalktım. "Şimdi biraz yalnız kalmak istiyorum." Dedim. "Sonra görüşürüz."

Odadan çıktım. Pabucumun Özgür'ü. Sen kimsin ki bana böyle laflar edebiliyorsun yani?

O kadar sinirliydim ki ona görür görmez boğmak istiyordum. Neyse ki bir daha görmeyecektim. İşi bırakmıştım ve şuan ayrıldığım şirkete bir daha gelmeyi düşünmüyordum. Hayatımdan defolup gitmesi için bir neden kalmamıştı.

Semih bile ikna edememişti beni. O kadar sinirliydim ona karşı.

Arabamın kapısını açarken telefonum çaldı. Bilmediğim bir numara arıyordu yine.

"Efendim." Diyerek açtım telefonu.

"Merhaba." Dedi bir ses. Tanımıyordum. "Ben Avukat Haluk Sayer. Melek Dinç ile mi görüşüyorum?"

Melek Dinç..

"Evet. Benim." Diye cevapladım. "Ne istiyorsunuz?"

"Ayşe Kırer.. Vefat etti."

Arabaya doğru yaslandım. "Ayşe teyze mi?"

"Üzgünüz." Dedi. "Dün cenazesi kalktı."

Elimi kalbime koydum. Ayşe teyze.. Hayatımı borçlu olduğum kadın..

"Nasıl oldu?" Diye sordum zorla.

"Kalp krizi." Diye cevapladı. "Bakın telefonunuzu Ayşe Hanım'ın eşyaları arasında bulduk. Torunu.. Güneş Tosun. Annesi ölmüş ve babası ortalıkta yok. Velayeti anneannesindeymiş fakat.. Ne demek istediğimi anlıyor musun? Ayşe hanım vasiyetname bırakmış ve içerisinde çocuğun size verilmesi isteniyor."

Sertçe yutkundum. "Ben hemen gelebilirim." Dedim. "Güneş nerede şimdi?"

"Şuan çocuklar için.."

Ah Güneş. Kıyamam sana.

"Uzakta değilim." Dedim arabaya binerek. "Bir kaç saatlik yolum var sadece. Lütfen işlemleri başlatın. Güneş'i almaya geliyorum."
~~~
"Seninle mi geleceğim şimdi?" Diye sordu Güneş. Bahçede oturmuş avukatı bekliyorduk. Akşam olmuştu.

Saçlarını okşadım. "Mutsuz musun?"

Başını hayır anlamında salladı. "Anneannem gelmeyecek mi bir daha?"

"Üzgünüm." Dedim. Ayşe teyzeyi bir kere daha görmek isterdim. Gelir gelmez mezarına gitmiştim. Tek Güneş'i bırakacağı kişiydim. Onu anlıyordum. Emanetine sahip çıkacaktım. Ona bunun sözünü vermiştim. "Annele aynı yerde." Dedim sonra. "Birlikteler."

Gülümsedi. "Annemi çok özlüyordu." Dedi. "Bende yanlarına gitmek isterdim."

"Şşş." Dedim kızgınca. "Bir daha böyle bir şey duymak istemiyorum."

"Tamam Melek abla."

Melek..

"Sana bazı açıklamala yapmam lazım." Dedim saçlarıyla oynayarak. "Gerçek ismin Melek değil."

Adı "MAVİ" Olsun\2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin