Kapının hızlı bir şekilde çalınmasıyla uykum bölünmüştü.
Daha uyuyalı bir iki saat bile olmamıştı.
Sürekli ve hızlı bir şekilde kapının çalınması devam ediyordu.
"asi hanım lütfen kalkın kahvaltı saati geldi satin de masada olmanız lazım."
Dedi.
Evin yardımcısı şeyma teyzenin sesini hatirlamistim.yataktan dorulup kapıyı açtım.
" saat kac" diye sordum.
"7:56"dedi
Kapıyı geri kapatim tekrar yatagıma geçtim
.gözümü açtığımda saat 2:34tü.Şimdi olmuştu ışte gözlerimi ovalayip banyoya geçtim.
Taytimi atletimi bir köşeye fırlatıp dusa kabine geçtim.
soğuk suyun altına geçip bedenimin dirilmesini istedim. Ruhu ölmüş bir bedenin dirilmesi ne saçmaydi.
Dus alip saçlarımı topladıktan sonra elbise dolabimi açıp siyah pantolonumu siyah tsortumu giydim.Saçlarımı hiç bozmadan kapıyı açıp aşağıya indim salonda kimse yoktu.
Mutfaga geçip. Buzdolaptaki kekten bir parça ağzıma atim. Bahçeden sesler duyup oraya geçtim. Babam sandalyede babaanem koltuk ta oturmuş konuşuyorlardı. Beni görünce konuşmalarını kesip bana döndüler.
" otur" dedi babaanem yanındaki boşluğu göstererek bende oraya oturmak yerine tekli koltuğa geçip ikisinin de çarpmasında oturdum. Bana ters ters bakıp konuşmaya başladı.
" bak asi bu evin kuraları vardır. Hergün sabah 8:00 da kahvaltı akşam yemeği ise 6:00 dir gece 9: 00 dan sonra bu eve giremezsin bunlar zorunlu uyulacak kuralardir."
Dedi babaanem.
Yutkunup
" ben 8 de uyanmam zaten kahvaltı eden bir insan değilim. Akşam yemeği ve eve giriş saatleri uygun".dedim
Babaanem başını sağlamakla yetindi. Babam
"Hazırlan okula gidip kayit yapacağız bugün son gün " dedi
" hazırım "dedim .
Ve kapıya doğru yürümeye başladım.
Babaanem şaşkın gözlerle beni süzüp ayağa kalktı.
" bu ne hal böyle mi dışarı çıkacak sin git yüzünü gozune renk ver cantan falan yok mu hem bu soğukta böyle ?"dedi.
Ona ters bir bakış atıp.
Hiç yapmadığım bir şeyi yapıp açıklama yaptım.
" ben Makyaj yapmam çanta kullanmam." Dedim çok bile konusmustum.
Yürümeye devam etim. Babam arkamdan geliyordu. Kapıdan çıktım
Gerçekten havanın soğuk olduğunu o an anladım bu havada kısa kol giymek delilik ti bende pek akıllı sayılmazdım.
Arabaya binip babamın arabayı sürüsünü izledim büyük fazla gösterişli bir okulun önünde durmustuk. Bu çok fazla büyüktü. Okulun ismini duyunca şok olmustum.
Nisan koleji isme degilde kolej olmasına şaşırmıştım. Nasıl ya ne alaka koleji babama anlamlı gözlerle baktım Babama ne olduğunu anlayip. Sadece babanen dedi.
Bu ne demek ya bu para bu kadına nerden geliyordu.
Okula girip müdürün odasına girdik o kadar gosterislı koridorlar sınıflar müdürün odası adanadaki evimiz kadardı.
Orta yaşlı keldi müdür babamla kayıt işlemlerini haletip bana bakıp. Gülümseyerek
" hoşgeldin 4 gün sonra okullar açılıyor aşağıda tersimiz var oraya uğra o vücut ölçülerini alsın da ona göre kiyafetlerini hazirlatalim. Normalde kontejanimiz dolu ama selma hanımın hatrı büyüktur." Dedi
Ifademi hiç bozmadan
" terziye gerek yok ne kadar bol olursa o kadar iyi " dedim.
Terzi ne demekti ya okulun terzisimi olur. Alla alla Dar pantolon giyebiliyorum ama ustumde dar olan hiç birşey giyemezdim. Adam bana garip garip bakarak Babama döndü. Babam ayağa kalkıp müdürle vedalastiktan sonra aşağıya indik ve benden iki bende büyük olan okul kıyafetlerini alıp pantolonunu daraltip arabaya bindik.
Eve çok uzakta değildi. Eve vardığımızda odama geçmeyi planlarken babanemin beni durdurup.
" saat 5:50 üstünü değiştirip elini yüzünü yika 5 dk içinde aşağıda ol" dedi. Geri dönüp masaya oturdum zaten çok acıkmistim. Diğer şeyleri yapmama gerek yoktu. yemekler geldikten sonra hepsininden yemistim hata çok fazla yemsitim bunu babaannemin hayret dolu bakışlarından anlamıştım.
Sofradan kalkıp odama girdim balkona çıkıp. Bir sigara yaktım.
2 sigarami söndürüp kitap okumak için yatağa geçtim. Soğuktan uyusmustum kitap okumayı bırakıp çarşafa sarıldım. Hiç birşey merak etmiyordum ne okulu ne de hayatimı sanki öylesine yaşıyordum tabi yaşamak denilirse içinde ölmüş siyah kelebekler vardı.
Uzun süredir ölmüşler ama bedenleri aksine canlıydı çırpınıp duruyorlardı. Uzun süredir nasıl öleceğimi düşünüyordum bence uçurumdan atlamliydim tıpkı siyah kelebeklerin atladığı gibi uykuya dalmıştım.
gozlerimi açtığımda saat 7:02 di. Kalkıp duş alıp siyah taytimi ve siyaha çalan gri tsortumu giydim.bunu yeni almıştım siyah tan başka bir renk giymeyen ben bu tsortumu çok beğenerek almıştım bana baya böldü tarnsparan bir görüntüsü vardı ama öyle değildir umarım saçlarımı ay kuyruğu yapmaktan vazgeçtim kalcama degiyip kosmama engel oluyorlardı. Toplayıp aşağıya indim dış kapıyı açıp evden çıktım.
Koşmaya başladım sola dönüp düz ağaçlı yolda koşmaya devam etim. Biraz daha ilerleyip birden ormana girdim konuştukça kostum nefesim tukenene kadar bir ağacın altında durup oturdum taytima sakladigim sigarami çıkardım. 1 dal yakip dumanını cogerlerimde hisetim koşmaktan nefesis kalan cigerlerim sigara dumanina katlanamayarak çığlık atar gibi çırpındı. Umursamayarak içmeye devam etip sigarimin islandiginı fark edip yukarıya baktim yağmur yağıyordu. Ayağa kalkip etrafa baktim yağmur birden bastirmisti. Şimdi koşmak için güzel bir neden bulmuştum.
tekrar koşmaya başladım nerede olduğumu bilmeden nereye gittiğimi bilmeden kostum sırlı siklam olmuştum durup soluklanmaya başladım. Ağaçların arasından birinin beni izlediğini fark etip ona doğru ilarledim. Fazla uzundu oda yaklaşıp tamamen kendini gösterdi bu da neydi böyle bir adam ama sadece adam değil muhteşem bir görüntüsü vardı icimdeki siyah kelebekler heyecandan birbirlerine çarpıp duruyorlardı. Bu da nesiydi 1 90 dan uzundu sanırım üstsüz değildi ama giyediği kapsonlunun fermanin açmıştı ve içine birşey giymemisti. Muhteşem kaslari baklavalri ve ilk defa adını ağzıma andığım V si vardı. Yuh bu nasıl bir yaratikti. Eşofman altını dizlerine kadar çekmişti bacaklarının kasları oldukca fazlaydı. Yüzune bakmayı akıl edip yüzüne baktığımda fazla kırmızı olan dudakları çenesinin guzlegı burnunun kusursuzlugu ve gözleri gözler binalar nasıl bir renk ti mavi değil gri değil tam ortasiydi.
Çok etkileyici derin bakışlar daha göz göze gelmemiştik. Saçları sarı ve gri nin arasında bir renk ti kul renginin bir tık koyusu cokt tuhaf saçlarını okşamak istemem daha da tuhaftı. Sonunda göz göze gelmemiştik gelmez olaydim fırtınanın ortasinda kalmış gibiydim fırtına vardı ve ben okyanusun ortasindaydim. Bunlar nasıl hisler di böyle bu adam insan olamazdı. Hayal mi gördüğümden suphelenip gözlerimi ovaladim. Uzun bir süre bakismistik. Sonra bana yaklaşmaya baslamisti. Neden ki bir adım bir adım daha burnumun dibindeydi. Kokusu ahhh okyanus kokuyordu.
En derinden gelen bir koku okyanusun en karanlık kokusu bir adım daha yaklaştığında burnum gogusune değmisti.
Ben kısa boylu değildim bu adam çok fazla uzundu.
Ilk defa birinin yanında bu kadar küçük hisetmistim 1. 72dim ben kısa değildim ama şimdi çok küçüktüm.
Elimde olmadan burnumu gogusune surtup kokusunu daha fazla içime çektim. Ne yaptığımın farkına varıp hemen kendimi bir iki adım geri çektim.
Bütün vücudu kasilmisti. Göz bebekleri büyümüş burnundan sert nefesler alıyordu.
Kulağıma eğilip
" göğüslerini sermen yetmezmiş gibi sürtünmen çok tehlikeli seni burak mi yoladi? Fahişe istemediğimi söylemiştim."
Dedi bana bunu demişti. Bu ne cesaret gogusune sert bir yumruk atıp bir adım gerilemesini sağladım.
Yere yapışması lazımdı. Ama sadece bir adım gerilemişti. Hayvan gözlerine bakıp
" seni bir daha gormeyeceğim için iğrenç benzetmeni umursamuyorum. Şimdi siktir git önümden" dedim çekilmesini beklemeden ve diğer tarafa geçtim.tam koşmaya baslicaktim ki beni sert bir şekilde itekliyip ağaca yazlanmami sağladı sinirden elim ayağım titriyordu. Yine sinir kirizi geçirmek üzereydim. Kendini bana surtup burnunu burnuma degidirip durmuştu. Bu bu tepki vermeiyordum bu kez heyecandan titriyordum.
Ahhh etrafim onun kokusuyla dolmuştu. Ilk defa böyle hissediyordum.
Ama tiksindirici değildi bu çok başka saç uclarima kadar terliyip uyusmustum. Ustelik Yağmur yağıyor hava biz gibiydi. Gozlerini gözlerime dikip.
" bak küçük her kimsen uzak dur benden bu kadar benim senden etkilenmem saçmalık. Dedi ne diyor lan bu ben mi uzak durim yeter artık elini elinden kurtarmaya çalıştım. Bırakmadı biraz daha eğildi dudaklarimizin arasında 1 kac santim vardı. Isterse beni opebilirdi. Buna izin veriyordum. Resmen engel olamiyordum sanki vücudum bunu istiyormuş gibi tepki veriyordu. Anlamiyordum. Dudaklarıni dudaklarimdan cekip boynuma yaklaştı kafamı geriye atip neden böyle davrandigimi anlayamiyordum. Burnunu boynuma surtup derin bir nefes almıştı. Sonra çekilip koşarak uzaklaştı. Ben olduğum yerde dondum. Hareket edemiyordum. Bu etki çok başka bu bu nasıl hislerdi.
Ahhh nefes alamiyordum icimden başka bir asi vardı sanki o uyanmisti.
Kimildayamiyordum. Bir sorun vardı ama O gitmişti ben kalmıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK AŞKIN KÜLLERI
Literatura FemininaBiri uçurumun kenarında atlamak için bir adım beklerken Diğeri o uçurumun ta kendisiydi. Ve o adım onları birleştirecek tek şeydi.