5.BÖLÜM

8.5K 437 10
                                    

Şarkıyı belirtilen yerde açalım!!

Farah günlerdir Hazerin dediğini düşünüyordu. Bu süreçte iki yabancı gibi yaşamaya devam ediyorlardı. Farah kendini iyice geri çekmiş , soyutlamıştı dünyadan. Elbet birgün torun isteyeceklerdi bunu biliyordu ama bununla yüzleşmek bambaşkaydı. Günler geçmiş Farah ,Şaadoğlu konağına geleli bir ay olmuştu. Bir ay boyunca Hazerle neredeyse köşe kapmaca oynamışlardı. Hazer geceleri tekli koltukta yatıyor sabahları tutulmuş vaziyette kalkıyordu. Bu gidişle nerdeyse anlayacaklardı. Hazer geç vakit eve geldiğinde herkes uyumuştu. Odasına çıktı.

Şarkıyı Açalım!!

Farah uyuyordu, Hazer yavaşça kapıyı kapattı.Gömleğini çıkardı. Arkadaşlarıyla içtiği rakının tesiriyle sendeledi. Yatakta yatan Faraha yaklaştı,elini saçlarında gezdirdi.Odaya sinen Farahın kokusunu içine çekti. Bu koku, ne masumcaydı ne de bir çiçek kokusuydu.
Tutkulu , koklayanı sarhoş eden bir kokuydu.

Hazer, yatağa uzanmak istedi biran. Farahla uyumak, nasıl olurdu acaba diye düşünmekten kendini alamadı. Farah güzel , masum bir kızdı. Ama Hazerin kalbi çarpmıyordu ona tıpkı Farah'ın ki gibi . Bu ikili anlaşmalı bir evlilikten öteye gidemiyordu. Bir aydır aynı odada birbirlerinden kaçıyorlardı. Hazerin dediği ,bu evlilik gerçek olacak, cümlesi Farah'ı ürkütmüştü.

Hazer yatağa oturup sırtını yatak başlığına yasladı. Sarhoştu, mantıklı düşünemiyordu ama umursamadı. Farah'ın nasıl bir tepki vereceğini umursamadan yatağa uzandı. Daha fazla kendi odasında, yatağından ayrı kalmayacaktı.

Farah hissetmiş gibi ,yatağın içinde Hazere doğru kaydı. Hazer ona sarılan kollarla ne yapacağını bilemedi. Farah şimdi uyansa utancından ölebilirdi. Hazer burnunu Farah'ın saçlarına gömdü. Yıllardır tek başına yattığı yatağında başka bir nefes duyduğunda mutlu oldu. Farah onun yalnızlığına çare olabilmişti.

Şarkıyı kapatabilirsiniz
*********

Farah gözlerini yeni bir güne aralığında yatakta arkası dönük Hazerle karşılaştı. Beklemediği görüntüyle yataktan hızla kalktı. Ama Hazerin uyanmaya niyeti yoktu. Farah bir kaç kere dürttükten sonra pes edip üzerini giyindi ve kahvaltıya indi. Şaadoğlu ailesi eksiksiz sofradaydı. O da yerini aldıktan sonra sessiz süren kahvaltılarına başladılar. Hazerin abisi Boran ,Faraha seslendi.

-Farah, Hazer inmeyecekse daha ben şirkete geçiyorum.

-Hemen çıkıp bakıyım Boran abi.

Farah ne kadar utansada çaresizce odanın kapısını tıkladı ve içeri girdi. Hazer takım elbisesini giymiş parfümünü sıkıyordu. Farah çaktırmadan kokuyu içine çekti. İkiside birbirinden habersiz birbirlerinin kokularıyla sarhoş oluyordu. Farah hafif öksürüp boğazını temizledi.

-Abin şirkete gidiyor da beklesin mi?

Hazer dün geceden sonra Faraha fazla yaklaşmaması gerektiğine karar vermişti. Şuan aşık olmak işleri daha da karmaşık hale getirebilirdi.

-Gerek yok ben şirkete gitmiyorum.

Farah deli gibi nereye gidiyorsun diye sormak istedi. Ama tabiki de kendini tuttu. Ve bir diğer ortalık karıştıracak sorusunu sordu.

-Dün gece

-Ne olmuş dün geceye

-Neden yanımda yattın.

-Sarhoştum, yatakta seni görmemişim bile.

-Demek görmedin

-Evet. Şimdi müsadenle geç kalıyorum da .

Farah kapının önünden çekildi. Hazerde  hızlıca çıktı. Bir süre odayı topladıktan sonra Farah da salona indi. Rüstem Ağa da işe gitmemiş, Zümrüt Hanımla oturuyordu. Oturduğu minderde bir resme takıldı gözleri. Muhtemelen Hazerin küçüklüğüydü.  Farah'ı daldığı düşüncelerden Ayşe hanımın sesi çıkardı.

-Gelin Hanım anneniz geldi.

Farah'ın duyduğuyla​ gözleri parladı. Annesini görmek ona çok iyi gelecekti. Annesini karşılayıp salona buyuretti. Esma Hanım dünürleriyle selamlaşıp sohbet etti. Ama şuan tek isteği kızıyla baş başa konuşup sohbet etmekti. Zümrüt Hanım anlayışlı kadındı. Daha onlar söylemeden onlara hasret giderin dedi. Bunun üzerine Farah annesiyle yatak odasına çıktı. Odaya girer girmez annesine bir kez daha sıkıca sarıldı. Gözlerinin yaşları annesinin omzuna damladı.

-Kızım

-Annem iyiki geldin

-Noldu kuzum, kötü mü davranıyorlar sana yoksa

-Hayır

-Kocan mı sorun

-Hayır

Farah gözlerinin yaşlarını sildi.

-Farah,saklama benden artık her şeyin farkındayım ben.

-Anne düşünmeden yaptım bir şey nasıl başa çıkacağım bunla anne

Farah yaşlarını silmeye yetişemiyordu.

-Karı koca olmak hiç bir şeye benzemez öyle. Sevmediğin biriyle olur musun zannettin.

-Anne

-Yoksa, Farah nolur deme

-Biz daha gerçek bir karı koca olmadık.

-Kızım niye ağlıyorsun o zaman demek ki o da istemiyor. Ortalık durulana kadar idare edin

-Anne ben aşık oldum ona. Sevmeye başladım. Ama yüzüme bile bakmadı bu gün. Eğer beni istemezse ben nasıl yaşarım. böyle onunla aynı odada iki yabancı gibi.

-Ne zaman sevmeye başladın.

-Evlendiğimiz gün. Bana hayatını mahveden değil güvendiğin,sığındığın adam olacağım demişti. İlk kıvılcım düştü orda yüreğime.

-O kıvılcım şimdi ateşe döndü. Sende akrep misali yanacağını bile bile koşuyorsun ona.

-Ne yapacağım anne ben...

Farah annesine dertlerini dökerken ,hiç beklemediği bir yerden vurulacaktı kalbi. Bir işler döndüğünü anlayan Asiye kapıdan onları dinlemiş ve Farah'ın tüm dediklerine şahit olmuştu. Kulaklarında , biz gerçek karı koca olmadık, sözü yankılanıyordu.

Annesiyle dertleşmenin getirdiği mutlulukla, Farah annesini yolcu etti. Akşam olmasına az kalmıştı. Sofrayı hazırlamaya yardım etti. Kapı vurulduğunda ilk o koştu. Boranla Hazer gelmişti. Hazer odaya çıkıp üzerini değiştirdi. O geldiğinde sofraya oturdular. Her zamanki günlük meseleler konuşuluyordu. Rüstem Ağa,Farahla Hazere seslendi.

-Sizde verin artık bir torun haberi de konağımız şenlensin.

Bu cümle çocuğu olmayan Asiyenin yüreğine kor gibi düşmüştü. Acısıyla ne yapacağını bilemeden kurdu cümlelerini.

-Onların derdi de amacı da evlilik , çocuk değil baba. Onlar gerçekten evli bile değiller. Seni, bütün aileyi ayakta uyuturlar...

Farah elindeki çatalı masaya düşürdü. Annesinin dediği gibi yanmaya başlamıştı bile..

Yorumlarınızı bekliyorum canlarım💕 Yeni bölüme kadar Allah'a emanet olun 🙋💗💕

AŞK-I BERDEL (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin