three

3.1K 211 214
                                    

[Passanger-Let Her Go ile okuyabilirsiniz.]

2013

Harry elimi sıkıca kavramış, beni dışarı çekiştirirken ondan baya bir kısa olan bacaklarımla yetişmeye çalışıyordum. Yorgun olduğunu düşündüğüm için, röportaj sonrasında çocukların bir yerlere gidip kafa dağıtma planını nazikçe reddetmiştim. Sürekli stüdyoya gidip kayıt yapmak, klip için konsept oluşturmak gibi işlerin yanında sürekli olarak röportaj veriyor olmaları onu çok yoruyordu. Hatta bazen, gücünün tükendiğini ve bir yıl boyunca uyumak istediğini söylediği oluyordu. Ellerime kenetlediği ellerine bakıp gülümsedim. Kafamı kaldırıp çıkışa baktığımda bir sürü gazetecinin hazırda beklediğini ve hayranların çığlıklarınu duymuştum bile. Kapıdan adım atar atmaz, yüzümüze patlayan flaşlar güneş gözlüğünün altından bile gözlerimi alıyordu.

"Harry, yeni klipte öpüşme sahnen olduğunu söylüyorlar, Dorothy bu duruma ne diyor?"

"Dorothy, Harry'i hayranlarından kıskanıyor musun?"

"Dorothy'e yat aldığın söyleniyor bu doğru mu?"

Her soru biraz daha kaşlarımı çatmama sebep olurken, Harry hiç umursamadan bizi bekleyen siyah Range Rover'a doğru yürüyordu. Ellerimi sıktığında, gerildiğini anlamıştım. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp ona yardım etmeyi umdum. Hayranların çığlıkları etrafı doldururken, bazıları adını bağırıyor ve sevdiğini söylüyordu bazıları ise ağlıyordu. Hayranlardan birinin ise tok ve buz gibi sesi, ayaklarımı olduğu yere çiviledi.

"Sen Dorothy Parker, orospunun önde gidenisin ve onu hak etmiyorsun. Eminim yatakta bile tatmin edemiyorsundur. Öl artık."

Hayranların tepkilerine alışmıştım, beni sevenlere gülümsemeye ve öfkeyle hakaret edenleri görmezden gelmeye başlayalı çok olmuştu. Aşık olduğum kişinin dünyaca ünlü bir star olması beraberinde öfkeli kızlar, imrenen veya iğrenen bakışlarıda getiriyordu. Gözlerim ister istemez dolduğunda, Harry yumuşak bakışlarını bana çevirdi ve kolunu omzuna atarak beni kendine çekti. Daha sonra yeşilleri öfkeyle o kızı bulduğunda bir süre sadece baktı.

"Bir daha, Dorothy hakkında böyle bir yorum yaparsanız," gazeteciler soru sormayı kesmiş ağzından çıkan her kelimeyle nasıl bir manşet atacaklarını düşünüyorlardı. "Herhangi bir kötü söz söyler veya aşağılamaya kalkarsanız, bunun beni son görüşünüz olduğundan emin olurum."

🍁

Eve girip kapıyı kapattığımda kolları beni sardı ve kafamı göğsüne yaslamamı sağladı.

"Onlara aldırma bebeğim." dedi yumuşak bir sesle. Kollarımı etrafına doladım ve göğsüne küçük vir öpücük bıraktım.

"Sadece bazen," kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktığımda kelimeleri unuttum. Her zaman böyle oluyordu, gözlerine bakmak yada dudaklarına,saçlarına kısaca ona bakmak beni büyülüyordu ve konuşamıyordum bile. Söyleyeceklerimi unutuyordum.

"Sadece bazen ne?"

"Seni gerçekten hak etmediğimi düşünüyorum."

Gözlerinden anlık bir öfke geçti ve belimde duran ellerini yüzüme getirdi. Her zaman nasıl sıcak olduğunu anlamadığım elleriyle yanaklarımı kavradı ve ne kadar öpersem öpeyim doyamadığım o mükemmel dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bana yumuşak ama tutkulu bir öpücük verdikten sonra alnını alnıma dayayıp gözlerini kapadı.

"Sen beni hak eden tek kişisin Dorothy, bana ben olduğumu hissettiriyorsun."

Harry Styles böyleydi, her zaman nazik, anlayışlı, sevgi dolu ve büyüleyiciydi. Beni tanıştığımız ilk gün etkisi altına almış ve tüm çocukluğum boyunca -hatta muhtemelen tüm hayatım boyunca- onun olmayı, her saniyemi onunla geçirmeyi istememi sağlamıştı.

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin