1.2

808 53 1
                                    

Kore'de yağmur dönemiydi. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu ve bu beni rahatsız ediyordu. Soğuk havalarda burnum üşür ve kızarırdı. Yine evden çıkmış kafeye doğru yürüyordum. Arabalar yanından süratle geçiyordu. Şemsiyemi sıkıca kavaradıktan sonra yürümeye devam ettim. Siyah bir araba yanımdan geçerken kaldırımın yanındaki suyu üzerime sıçratmıştı. Adam kırmızı ışık nedeniyle durunca yavaşça arabaya doğru yaklaştım ve çantamdan anahtarımı çıkartın sağ tarafını boylu boyunca çizdim. Cam yavaşça açılınca
Koca kulaklı müşterim şaşkınca bana bakıyordu. Sinirle arabadan inip yanına geldi ve çizik yeri incelemeye başladı. Gözlerini büyüterek bana döndü ve bağırarak

-Yahh! S-sen ne yaptığını sanıyorsun! Biricik arabam.

-Üzerimdeki ıslaklığı görüyor musun koca kulaklı aptal! Senin yüzünden oldu!

-Bundan bana ne! Arabamın suçu neydi?

-Senin yüzünden eve geri döneceğim aptal! Ahh ise geç kalmışım!!!

-Aishh! Arabanın parasını ödemek zorundasın!! Çabuk arabaya bin.

-Ciddi misin sen? Koca kulaklı budala!

Hızla arkamı döndün ve ayaklarımı yere vurarak yürümeye başladım. Adam arkamdan bağırarak
-Seni evine bırakacağım ama sonra benimle geliyorsun. Ahhh!! Biricik arabam.

Mantıklıydı kafeye daha çabuk ulaşabilirdim. Arkama dönüp arabaya bindim. Adam arabaya binince bana bakarak gülmeye başladı. Kafamı ona doğru çevirip
-Hey neye gülüyorsun? Suçlu sensin!

-Burnunun kızarması benim suçun mu? Ahh buldum sana kırmızı burunlu diyeceğim.

Adam gülmeye devam ederken burnumu kapattım ve elimle  kulaklarını gösterip
-Seninde kulakların kocaman. Ben sana Yoda diyor muyum? Bekle diyorum. Ayrıca ev adresim ...

Evin önüne gelince hızla yukarı çıktım ve üstüme değiştirip aşağı indim. Arabanın hâlâ beni beklediğini görünce gülümseyerek yürümeye devam ettim. Kolumdan birinin beni tutup çevirmesiyle sinirle

-Yoda! Bak biraz zaman ver paranı sana vereceğim. Kaçmak gibi bir niyetim yok ama eğer beni bırakmazsan paranı hiç veremeyeceğim.

-Peki seninle gelmeme izin ver zaten senin kafeye geliyordum.

-Peki sen arabanla gelirsin.

-Hayır hayır seninle gelmek istiyorum.

-Farkında mısın yağmur yağıyor. Belli ki zenginsin arabanla gelsen de beni uğraştırmasan?

Kolumu çekip yürümeye başlayınca arkamdaki ayak seslerini fark ettim.

-Kırmızı burunlu?

-Yoda neden ben anlatsana biraz. Ben sana ne yaptım da peşimi bırakmıyorsun?

-Çünkü kırmızı burunlu arabamı çizdin hemde bilerek!

-Ahh cidden o an ne yaşadım bilmiyorum!

-Bu arada gerçek ismin ne?

-Seni ilgilendirmez en kısa sürede paranı ödeyeceğim.

-Ben pek öyle düşünmüyorum😚

-Bu da ne demek?

-Yani söyle kırmızı burunlu bir süre daha peşinde dolaşacağım...

~~~

Aslında cumartesi günü yayınlanacaktım ama dayanamadım.😝
Biraz hızlı mi oldu diye düşündüm ama yok yok tam kıvamında yumurtayı da ekledik mi bu iş Tamam😋

~Rain~ \ Park ChanyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin