On Dokuzuncu Bölüm

6.8K 383 12
                                    

Kenan, Arzu'nun dairesine adım attığında garip bir büyü sardı bedenini. Onun kokusunu hissedince heyecanlanmadan edemedi. Bir an için adımları yavaşladı ve o ipeksi kokuyu içine doyasıya çekti. Hangi ara bir kadının kokusundan bu kadar etkilendiğini gerçekten merak eder olmuştu.

Yatak odasının kapısını açıp içeri girdi ve Arzu'nun söylediği gibi yatağının yanındaki çekmecelerden eşofman takımını çıkardı. Ardından belki genç kızın temiz iç çamaşırı ihtiyacı olabileceğini düşünerek şifonyerin çekmecelerini açıp iç çamaşırlarını aradı. Üçüncü katta nihayet bulduğunda kalp atışları hızlandı.

Arzu'nun sutyenlerinde göz gezdirdi. Dantelli mor olanı eline aldığında istemsiz olarak Arzu'nun göğüslerini içinde hayal etti. Kız orada hastanede kötü durumda sen burada neyin peşindesin Kenan! Diye payladı kendini. Daha fazla tahrik olmadan bir takım alt üstlü iç çamaşırını alıp orada bulduğu bir çantaya koydu ve odadan hızla çıktı.

Bugün için fazla yorucu bir gün geçirmişti. Sırtını bir an antredeki duvara yasladı ve bir elini alnına götürdü. Derin derin nefes alıp verdikten sonra nabzının normale döndüğünü hissetti. Daha fazla vakit kaybeden daireden çıkıp hastaneye doğru yola koyuldu.

Yaklaşık yarım saat sonra hastaneye vardığında arabayı hastanenin otoparkına park etti ve büyük bir sorumluluk duygusuyla hızlı adımlarla bir an önce Arzu'nun yanına varmak istedi. Onu bu haldeyken yalnız bırakmak istemiyordu. Arzu'nun korunmaya muhtaç masum bir tarafının olduğunu bugün çok iyi anlamıştı. Aslında güçlü bildiği kız çok kırılgan ve narindi. Kenan, onun bu yönünden de çok etkilenmişti. Bir erkek olarak yanındaki kadının ona ihtiyacı olduğunu hissetmek ona büyük bir haz veriyordu. Yanındaki kadına sahip çıkıp onu tüm kötülüklerden koruma hissi tüm bedenini sarmıştı.

Hastane lobisinden Arzu'nun kaldığı odayı öğrendikten sonra hastanenin koridorundan Arzu'nun odasına doğru ilerlerken gördüğü takım elbiseli adama dikkat kesildi. Kaşları çatıldı aynı saniyede ve çantayı tutan eli gerildi.

"Uygar Kartal? Bu saatte, bu hastanede sizi görmek büyük sürpriz oldu?" diye seslendi adamın arkasından.

Uygar, hastane koridorunda ilerlediği sırada Kenan'ın soğuk ve öldürücü ses tonunu duyunca adımları olduğu yerde durdu.

Bu adamın sesini duyduğu her an nefret duygusu tüm hücrelerine işliyordu. Arkasını döndü ve Kenan'a zorunlu bir tebessüm sundu. "Benim için de."

Kenan, birkaç adımda Uygar'ın yanına varmıştı. Tam karşısında durdu. Esmer yüzü gerilmişti. Karşısında duran sarışın adamdan kötü bir elektrik alıyordu. Bu adamı sevmemişti. Neden bilmiyordu ama Arzu'nun arkadaşı olması bile sanki onu sevmemek Kenan için yeterli bir sebepti. "Neden buradasınız?" diye sordu kibar bir ses tonuyla. Ama sesindeki ciddiyet elle tutulur haldeydi.

"Arzu için gelmiştim," dedi Uygar hiç tereddüt etmeden.

Kenan, bunu zaten tahmin etmesine rağmen yine de kaşlarından birini havaya kaldırarak, "Öyle mi? Nereden haber aldınız? Arzu mu sizi çağırdı?" diye sordu merak ederek.

Sesindeki imalı tınıyı Uygar hemen yakaladı. "Davette birkaç arkadaş Arzu'nun rahatsızlanarak Ambulansla hastaneye götürüldüğünü söyleyince ben de merak ettim, gelip görmek istedim."

"İyi yapmışsınız. Arzu'ya çok değer veriyor olmalısınız," diye karşılık verdi Kenan yine sesinde ima hâkimdi.

"Anne-babalarımız aile dostuydu... Arada çok kopukluklar da olsa biz de uzun yıllardır tanışıyoruz. Merak ettim haliyle..."dedi Uygar gayet sakin ve kararlılıkla. Kenan'ın farklı bir şeyler düşünüp şüphelenmemesi için çok doğal davranıyordu ve bu yüzden oldukça ikna ediciydi.

KALP SIZIM (CASUS) - KİTAP OLDU! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin