Sabah kalktığım da gözlerim agriyodu.
Mehmete baktım yerinde yoktu sanırım aşağı ya inmişti. Hizmetli kapıyı çalıp odaya girdi,
-Efendim mehmet bey sizi kahvaltı için bekliyo.
Tamam anlamında kafamı sallayıp odadan çıkmıştı bende üstümü deistirip aşağı ya indim ve herkez ordaydı günaydın deyip yerime oturdum ve Mehmet yine bana ölümcül bakışlar atmıştı. Kahvaltımız sessiz ve sakin geçmişti. Herkez sofradan kalktıktan sonra ben de kalktım ve odaya geçtim Mehmet de arkamdan gelmişti ne yaptığını anlamaya çalışırken bana,
-Neden hep kahvaltıya en son sen geliyosun?
-Canım öyle istiyo!
-Bana bak bundan sonra sakın en son ben geliyim deme, gerekirse herkezden önce sen masada ol!
Sinirli bi şekilde söyleyince tamam demek zorunda kalmıştım.Ben bu eve geleli nerdeyse 2 ay olmuştu. Artık bedenim ve beynim Mehmet zorbasına alışmıştı ama daha ona sinir bakışları atıyordum yani deisen bir sey yoktu sadece alışmıştım. Evdeki herkeze, her şeye ve her sabah en son ben kahvaltıya katılmiyordum erken kalkmaya calisiyordum. Çünkü Mehmet bey öyle istemişti...
Mehmet çalışma odasındaydı ona bir şey söylemem gerekiyordu ama nasil söyleyeceğimi bilmiyordum bütün cesaretimi topayarak çalışma odasına gittim ve ordaydı bir şeyler yazıyodu benim geldiğimi görünce elindeki kalemi bıraıp bana bakmaya başlamıştı. Bende nefes alıp ona,
-Ben babamgili özledim dedim.
-Eee demişti.
Zorba işte ne bilsin ozlemeyi kalpsiz çünkü.
-Babamgile gitmek istiyorum.
dedim soğuk bi tavırla
-Hayır! demişti zorba işte kalpsizin teki nerden anlasın ki durumumu. Ve güçlükle
-Neden? demiştim
-Babanla bi ilgisi yok sadece dışarıya çıkamazsın! demişti.
Ona sinirle ve ölümcül bakışlar atarak odadan çıkmıştım. Banyoya girdim ve oturup aglamistim. Ne kadar ağladım bilmiyordum ama agladigimi biliyordum.
Böyle olacağını tahmin etmemiştim kabul eder diye düşünmüştüm ama yanılmışım.
Kalpsiz olduğunu da görmüş olmuştum. Canım nedense çok yanıyordu, gözlerim ağlamaktan acıyordu. Ve banyodan çıkıp koltuğa oturmuştum. Düşüncelere dalmıştım ve sadece 6 ay nasıl sabredecem diye düşünüyordum. Babamı da çok özlemistim ama onu görememek çok üzüyordu beni. Kardeşimi, babamı ve Gülsümü o kadar özlemistim ki evlendikten sonra görmemiştim bile.
Kendimi toparlayıp kendime atıştırmalık bir şey hazirlamak için mutfağa inmiştim. Hizmetliler beni görünce bisey mi istemistiniz diye sormuşlardı. Ben de atıştırmak icin geldiğimi söyleyip ben hallederim demistim. Ve hizmetliler mutfaktan çıkmışlardı ben de sandiviç yapmıştım tam yiyecektim ki biri sandivicimi almıştı bi baktım Mehmet iki dakkada midesine götürmüştü bile.
-Hey, o benim sandiviçim! demistim kızgın bi tavırla ama o zorba,
-Bidaha yaparsın! demisti sadece ne kadar rahat ve zorba bi insan ya ne değişik biriydi bu aklım almıyordu ve sonra hiç bisey olmamıs gibi mutfaktan çıkıp gitmişti. Ben de arkasından ağzım açık baka kalmıştım daha bu hareketlerine inanmaya çalışıyordum. Tekrar sandiviç hazırlayıp yemistim. Sonra da odaya çıktım zorba da koltukta oturuyordu. Onu görmemezlikten gelip elime dergi alıp karıştırmaya başladım bende öbür koltukta oturuyordum. Mehmet de bana bakıyordu hissedebiliyordum bana baktığını içimden ne kadar zorba biri ya demistim.
Zaten yüzüne söyleyemediğim içinde kızgındım kendime ama bir gün diyecektim. Sıkılmıştım ve kalkıp banyoya girdim pijamalarımı giyip yatağın içine girmiştim. Gözlerim hemen kapanmıştı ve uyumustum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaşmalı Evlilik
Подростковая литератураHikayemizdeki iki insan amaçlarına ulasmak icin sözleşmeli olarak evleniyolar. bakalim olaylar nsl geliesecek!