Merhaba arkadaşlar yazdığım hikayeyi umarım beğenirsiniz.
-İyi okumalar...
YEŞİM
-"Bak Yeşim bir ke-"derken lafını kestim.
-"Anlatabildiğimi düşündüm Efe.Sonra görüşürüz."dedim.
Hastaneden çıkınca sahil yoluna doğru ilerlerken gözümden akan bir damla yaşı elimin tersiyle sildim.Hayatım boyunca -ya da hayatımın bir buçuk yılı haricinde-hep içine kapanık kendisini kabuğundan ayırmayan,göz önünde bulunmaktan nefret eden bir kızdım.Şu an 18 yaşındayım ve lise son sınıfa gidiyorum.
Okulda da içime kapanık çevremle konuşmayan halim biraz ilgiyi üstüme çekse de bana karışan da olmuyor.Lise birinci sınıfa kadar güldüğüm pek görülmemiştir.Daha doğrusu 7 yaşımdan lise birinci sınıfa kadar.Lise birinci sınıftan lise ikinci sınıfın yarısına kadar okulun en popüler,en neşeli kızıydım.Ama sonra...
Bunlar aklıma gelirken gözümden yanağıma doğru ilerleyen göz yaşını silip derin bir nefes aldım.Yeniden değişecektim.Lise birde olduğu gibi neşeli,eğlenceli ve 'mutlu'.İlerlerken bir banka oturdum.
Bankın diğer ucunda elinde kitabı olan,tahminimce benim yaşlarımda olan bir çocuk oturuyordu.Ben oturunca bile kafasını kaldırmadı.Gözlerimi denize diktim.Denizi seviyordum,martı seslerini,denizin kokusunu.İçinde hiç bir yapmacıklık taşımazdı çünkü.Derin bir nefes daha aldım.
-"Deniz..."diye mırıldandım.Kendimle baş başa kaldığım tek yerdi.Ben'i ben olarak bildiğim tek yer...Yanımdaki çocuk refleks olarak baktı.Ama ben o sırada denize bakıyordum.O da başını tekrar kitabına gömdü.
Gözlerimi yanımdaki çocuğa çevirdim.Gözleri tıpkı deniz gibi maviydi ve esmer biriydi.Hafif esen rüzgar saçlarını hareketlendiriyodu.İç sesim bir an 'Fırsat bu fırsat tanış onunla ve eski haline dönmek için ilk adımı at.' dedi.Uzun zaman sonra iletişim için ilk adımı atacağım kişi olarak seçmiştim onu.Adımı söyleyerek giriş yapmalıydım.
-"Merhaba,ben Yeşim."dedim.Ama tepki vermedi.Katıksız odun!Başını kaldırmaya bile tenezzül etmedi.Duymadığını düşünerek
-"Şey..adım Yeşim,ya senin?"dedim.
Bu kez bakmıştı-sonunda-.Ama boş bir bakış atıp tekrar kitabına döndü.Ya arkamda duran ağaçların hammaddesini içerisinde taşıyordu ya da duymuyordu.Ama o kadar tepkisizdiki duyma engelli olduğunu düşündüm.Bir an onun için üzüldüm.Ve şu neşeli eski halime dönme planını askıya aldım.
Yüzümü buruşturup ayağa kalkıp bir adım attım ki,bileğimden yakalayıp beni hızla geri çekti.Çekmenin etkisiyle dengemi kaybedip banka çakıldım.Evet bildiğiniz çakıldım.Çocuğa dönüp
-"Sen ne yaptığını zannediyorsun?"derken az önce bulunduğum yerden adeta jet hızıyla geçen iki bisikleti gördüm.Kafasını bile kaldırmadan onları nasıl görmüştü?Umursamadığım hayatımı kurtarmıştı belki de.Bu iyi bir başlangıç olabilirdi.Dudağımı ısırıp
-"Şey..ben teşekkür ederim...isimsiz"dedim.Adını bilmiyordum çünkü.Kafasını yine kaldırmamıştı.Sonra duyma engelli olduğu fikri aklıma geldi.Duymadığına kanaat getirerek,tam kalkacaktım ki
-"Deniz."dedi.Kafası hala kitabına gömülüydü.
-"Hı?"dedim şaşkınlıkla.Demek duyuyormuş diye düşünüyordum.Ama deniz ne alaka?
-"Adım Deniz"dedi bana bakarak.Tam bir salağım.Tabikide adı olacaktı...
-"S-sen konuşuyorsun.Yani şey ben konuşamıyorsun sanıyordum da."dedim.
Saçmalamakta dünya markası haline gelmiştim.Bana şaşkınlıkla baktı.Bu bakış neyi ifade ediyor diye düşünürken belli etmek istemesede yüzünde bir anlık tebessüm oldu.Ama o kadar hızlı kayboldu ki acaba hayal ürünüm müydü diye düşünmeden edemedim.Şimdi giriş yapmam gerekiyordu.Hem bana adını da söyledi,şimdilik iyi gidiyorum diye düşündüm.Elindeki kitabı ilgimi çekince
-"Hangi kitabı okuyorsun?"dedim. Bir an duraksadı ve kitabın kapağını gösterdi.'360 Derece İletişim'yazıyordu.Bu haline sinirlenmiştim.Ses bile çıkarmıyordu.Şurada elinde okuduğu kitabın amacını gerçekleştirip iletişim kurmaya çalışıyorum.
-"Pek bir işe yaramamış anlaşılan."diye düşüncelerimi ağzımdan kaçırdım.Sinirli bakışlarını önce bana sonra açmış olduğu kitaba çevirdi.
-"O kitabı bende okudum"dedim olmayan sohbet ortamını yumuşatmaya çalışarak.Yine bakmadı.
-"Sen hep böyle misin?"dedim.Sinirle bana baktı
-"Soruları sevmem"diyip önüne döndü.
-"Ben de sevmem."dedim.Yalan değildi.Bir süre o kitaba ben denize (yani karşımda duran su kitlesine,ağacın hammaddesi asosyal çocuğa değil.)baktım.Ama normalde böyle olmazdı kız merhaba derse çocuk bütün sıcak kanlılığıyla karşılık verirdi en azından ben öyle olduğunu düşünürdüm.Sonra
-"Ama tanışmak için soru sormak gerekir değil mi?"dedim.
Boş bir şekilde bana baktıktan sonra tekrar önüne döndü.'İletişim kitabı okuyup iletişim kurmayı beceremeyen zavallı'diye iç geçirdim.Sinirli bakışları beni bulduğunda,şaşkınlıkla ona baktım.Eyvah ben..sesli düşünmüştüm galiba.
-"Sen bana zavallı mı dedin?"diye sordu.
-"Soruları pek sevmem."dedim.Daha da sinirlendi.
-"Ama cevaplayacaksın!"dedi tıslar gibi.
-"Aman iyi be!Sen istedin.Dedim ne var yalan mı?"Gözlerinden ateş şaçarak oturuyordu.
-"Karşında bir sadist var!"dedi.Hıh korkacağımı sanıyordu.
-"Eee?Yani ne olmuş?"dediğimde
şaşırmıştı.Şaşkın halinden hemen kurtuldu ve
-"Sen sadist ne demek biliyor musun?"dedi alayla.
-"Cahile benzer bir tarafım mı var?İnsanlara zarar vermekten hoşlanan kişi demek.Ayrıca iletişim kitabı okuyan bir sadistte düzeltmeye çalışıyor demek...?"dedim.Yine şaşırdı.Kitabını çoktan kapatmıştı.Sinirli gibiydi.
-"Sen benden korkmuyor musun?"dedi.
Evet şimdi yeniden sinirleniyor buyrun işte.Ama bilmediği bir şey vardı.Ben bir kaç saat önce o hastanede eski halimide bıraktım,korkularımı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefeste Sen
RomanceAlacağım her nefeste olabilir miydi? Ya da ben onun varlığında nefes almaya devam edebilir miydim? Aşk herşeydir derler peki aldığım nefes olabilir miydi? *** Bir karar vermiştim ya da üç aylık hayat felsefesi demek daha doğru olurdu. 1-Korkma 2-Çe...