KD-1

100 8 6
                                    

Gözlerimi açtığımda yine aynı tavanla karşılaştım. Beyaz sadece beyaz. Sanırım buradan dışarı çıkarsam bu renkten olabildiğince uzak duracağım.

Yatakta doğrulduğumda her zamanki gibi odaya göz gezdirdim. Orta boyutta olan odada tek renkli olan şey beni gözlemek için konulan siyah bir kamera.

Kapının tam karşısında duran yatak onun biraz ilerisinde küçük bir masa ve sandalye. Diğer kapı ise tuvalet ve banyoya açılıyor. Ne kadar da konforlu(!)

Yatakdan kalktığımda elimdeki eldivenlere baktım bunlardan nefret ediyorum hem bunlara bağımlı olduğum için hem de beyaz oldukları için. Ayağa kalktığım da yine başım dönmüştü kolumdaki iğne izlerinden anlaşılacağı üzere yine teste tabi tutulmuşum. Testlerin sadece başını hatırlıyorum ve uyandığımda odamda yatağımda oluyorum.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım.Aynada kendime baktığımda yüzümdeki umutsuzluk beni daha de tedirgin yapıyordu. Buradan kaçmaya kararlıydım. Sekiz yaşında beri buradaydım dile kolay on yıl.

En son hatırladığım şey ise babamın ölü bedeni ve bir çığlık sesi. Beni buraya getirnlerin kucağında son defa onun gözlerine baktığım da bana acı ve şefkat barındıran gülümseme yollayıp " Onları bul Kayra. Kızım seni sevi.." demişti.

Bu kadardı hayatım işte bu bitmeyen cümle kadardı. Benim kendimden nefret etmemi sağlamıştı benim yüzümden ölmüştü on yıldır her sabah kalktığımda babamın intikamı için kendime söz veriyorum.
Yarın akşam planım düzgün giderse buradan kurtulabilirim.

Banyodan çıktığım da yatağımı topladım ve beklemeye başladım birkaç dakika sonra bir anahtar sesiyle kapı açıldı.

İçeriye her sabah iğnelerimi yapan beyaz gömlekli kızıl saçlı kadın içeriye girdi. Yüzündeki sırıtma burada geçirdiğim yıllarda en nefret ettiğim şeylerden biri oldu.

Elindeki tespiyi masaya bırakıp iğneyi eline aldı. Bana yöneldiğinde "Bu iğneler ne için" diye sordum. Onun aksine benim neşem yerinde değildi."Ah tatlım sadece senin için gerekli bazı vitaminler" bu iğnelerin sadece vitamin olmadığını biliyordum.

Her iğne olduğumda içimden bazı şeylerin eksildiğini hissediyordum. Kendi benliğimden uzaklaştığımı biliyordum.

İğneyi yapmasına izin verip odadan cıkmasını izledim. Çıktığı kapıdan bu sefer siyah takım elbiseli uzun ve cüsseli adam içeri girdi. Adlarını bilmememin sebebi kendileri ile ilgili hiç bir sorumu cevaplamamalarıydı.

"Lütfen takip edin" gözlerimi devirmemek için büyük uğraşlar veriyordum. Her gün aynı şeyler ve aynı cümleler.

Adamı takip edip odadan çıktım.Kolidorda odam gibi beyazlar içindeydi. Her yerde koruma ve beyaz önlüklü adamar bulunuyordu yerlerini artık ezberlemiştim. Hafızamın iyi olduğu için şükür ediyordum. Kolidorun sonundaki asansöre binip bekledim adam yirmi birinci kata tıklayıp bekledi

Normalde onuncu kata çıkmamız gerkiyordu yani her gün aynı yere gidip yemek yiyor ve derslere giriyordum. Deneklerinin medeni olmasına dikkat etmelerinin nedenini anlamıyordum. Artık kendimi denek gibi görüyorum. Ama işime geliyordu. Öğrenmeyi seviyordum. Zamanın geçmesine yardımcı oluyordu.

Asansör çok sessizdi günde bir kaç insan görüyordum bunların çoğu da konuşmaktan hoşlanmıyordu.
"Neden o kata çıkıyoruz" bana yan bakış atıp yine önüne döndü.Yere oturup bağdaş kurdum." gerçekten çok sıkıcısınız" dedim. Bu hallaerime alıştıkları için sadece duymamazlıktan geldi. Asansörün sesini duyduğumda kalkıp arkamı silkeledim. Üstümde bulunan beyaz kumaş pantolon beyaz tişört ve hala bende olmasına şaşırdığım kolyem vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 30, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIK DÜŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin