BAHÇEDEKİ DİNAZORLAR

21 1 0
                                    

Su GÜNEY......

10. sınıf lise öğrencisiyim.Kesinlikle sıradan bir insan değilim.Hatta göz önünde olmak hobilerim arasındadır.Şakacı,çok konuşan e birde hazır cevap biriyim.Kısaca kendim hakkında bilgi de verdiğime göre (benimle ilgili daha fazla şey merak ediyorsanız okumaya devam edip kendiniz bulun:))monoton hayatıma geri dönebilirim.

Şu an yaptığım tek şey çok sevgili okulumun o çok sevgili formasına sövmek.Askıda asılı olan koyu yeşil formamı yatağımın üzerine atıp dolaptan siyah eteğimi ve yine siyah omuzları açık olan bluzumu giydim.Sanki"oha nereye gidiyon "dediğinizi duyar gibiyim ama özel okulda okuduğum için böyle giyinmek ne bana ne de etrafımdaki insanlara tuhaf veya abartı geliyor.Ayaklarıma da siyah spor ayakkabılarımı geçirdikten sonra aşağıya indim.

Şu klasik olan bizlerin hep geç kaldığı aile kahvaltısına bir göz attım.Babam masanın baş tarafına annem onun karşısına ortaca ağabeyim (Özgür)büyük ağabeyimin(Mert)karşısına küçük ağabeyim(Kağan) ortanca ağabeyim yanına oturmuş.Yani anlayacağınız bana kalan yer Mert ağabeyimin yanıydı.

"Herkese günaydınnnnnn"

"Sanada günaydın kızım."dedi babam

"Günaydın prensesim."dedi babamın ardından annem

Ve son olarak Özgür ağabeyim "Günaydın güzellik"deyip göz kırptı ve bende ona öpücük attım.

Mert ağabeyimin yanına oturduktan sonra kafamı onun olduğu tarafa yaklaştırarak

"Sana iki kere günaydın ağabeyciğimm"diye bağırdım.

"Ya kızım bir sus sabah sabah kulağımın dibinde niye bağırıyorsun?"

"Ağabey beni okula sen bırakır mısın?"

"Özgür bıraksın benim işim var."

Neyseki kendin git demedi.Güney ağabeyimle gitmek istememin tek sebebi 'Range Rover'u olması.Normalde beni kırmaz ama bu gün gerçekten işi var herhalde yadaaaaa benim tanımadığım o çok gizli sevgilisiyle buluşacak. Hmmmmmmm okula gitmeyecek olsam bunun peşini bırakmazdım ya neyse bir daha ki sefere artık.Kahvaltımı yaptıktan sonra koşarak üst kattaki odama çıkıp son anda unuttuğum sırt çantamı aldım.Tekrar aşağı indiğimde Özgür ağabeyim kapının önünde beni bekliyordu.Benim geldiğimi görünce dışarı çıktı ve bende peşinden çıkıp kapıyı kapattım.Ağabeyimin arabasına bindim ve okula doğru gitmeye başladık.

"Ağabey sence Mert ağabeyim sevgilisiyle mi buluşmaya gitti?"

"Vallah sevgilisi olduğundan bile haberim yok güzellik."

"Ağabey......."

"Efendim."

"Bana 'güzellik'diye hitap etmen bana mutluluk veriyor."

Arabayı durdurup bana sarıldı ve"Sen, benim ve diğer ağabeylerinin her şeyisin bunu unutma tamam mı güzellik?"

"Sizde benim her şeyimsiniz ağabey."

5 dakika sonra

"Sende ne sümüklü çıktın kız"dedi ağabeyim.

"Sensin be sümüklü."diye çemkirdim.

Radyodan bir şarkı açıp yola devam ettik.aslında okulum çok uzak değil ama ağabeylerimle gittiğim zaman yol bayağı uzuyor nedense?Okulun bahçesine geldiğimizde bahçe idare eder derecede kalabalıktı.

Ağabeyime dönüp "Bence kapımı açmalısın ağabey."

"Neden?"

"Çünkü etrafta bir sürü güzel kız var ve bu kızlara kendini centilmen,yakışıklı ve zengin olarak göstermelisin.Bu yüzden de kapımı açmalısın."

"Ahh....İnsanın böyle zeki bir kız kardeşe sahip olması ne güzel."dedi sırıtarak.

Arabadan aşağı indi ve benim olduğum tarafa gelerek kapımı açtı.Bende açtığı kapıdan inerek kulağına yaklaşıp

"Arkadaki çakma sarışın seni kesiyor ağabeyciğim."dedim.

"Çakma sarışınlardan hoşlanmıyorum güzellik."

"O zaman ağabeyciğim şansını kaybettin.Bir daha ki sefere."

"Neyse önümüzdeki maçlara bakacağız artık."dedi

Yanağına bir öpücük kondurarak okulun içine doğru yürümeye başladım.Okulun içine girdiğimde etrafa bir göz attım.Görmek istemediğim daha doğrusu kendisinden kaçtığım müdür yardımcımızı görmeyince nefesimi verdim.Her ne kadar özel okulda okuyor olsam da forma giymemek bir yasaktır.Ve bu kuralı çiğneyenlere özel fırça atılır.Müdür yardımcısını görmemenin verdiği mutlulukla sınıfımın olduğu kata çıkıyordum ki kafamı çevirmemle müdür yardımcımız Teyfik Hoca'yla göz göze gelmememiz bir oldu.İlk önce kıyafetlerime baktı ve hiç şaşırmadan

"Su,kızım bugün de sivilsin.Acaba bugünkü mazeretini dinleyebilir miyim?"

"Şimdi hocam,bizim bahçedeki dinazorlar saklambaç oynarken biri benim odama saklanmış.Sonra yatağımın üzerindeki en sevdiğim formamı görmüş.Rengini çok beğenmiş.Kendi kendine 'bunun rengi çok güzel bir kere de ben giyeyim'demiş.E haliyle bedeni de küçük olunca sinirlenip yemiş."

Yüz ifadesi sinirlendiğini belli ediyordu ve bu yüzden;

"Desem çok gülersiniz değil mi hocam?"deyip masum olduğunu düşündüğüm gülüşümü gönderdim.Tamam ya itiraf ediyorum bu gülüşün anlamı 'bir dakika hocam yalan düşünüyorum yeyin diyede masumca gülmeye çalışıyorum'demek.

"Su,yüzündeki o masumca atmaya çalıştığın o gülücüğü silmek için 2 dakikan var."deyince hemen yüzümdeki o gülücüğü silerek

"Hocam kusura bakmayın buna uygun bir yalan bulamadım o yüzden gerçeği söyleyeceğim malesef. Hocam o lanet renkte olan okul formamı giymek istemedim."dedim.

Hoca tam ağzını açacağı zaman saatime bakıyormuş gibi yapıp

"Hocam,resmen ders başlamış. E o zaman ben gideyim yoksa hocanın verdiği o bilgileri nasıl dinlemeden sınavlarda yapacağım değil mi ?"deyip kaçtım.

Teyfik Hoca meseleyi tam anlamasına fırsat vermemek için koşarak merdivenlerden çıkmaya başladım.(eteğimin izin verdiği kadar tabikisi:)Bir merdiven basamaklarına bakıp arkamdaki bir adet sinirli hocaya da gülümsemeye çalışıyordum kiii;

EYYYY SEVGİLİ OKUYUCULARIM;

Eğer buradaysanız lütfen kendinizi belli edin.

Lütfen benim için;

o küçücük yıldızlarınızı parlatın.

YADA

yorumlarınızla benim yanımda olduğunuzu hissettirin.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ANORMALKOLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin