Burası dergisan köyü bundan birkaç yıl önce bu köye " kahnar " isminde bir büyücü kadın yerleşti bu büyücü kadın kız çocuklarını bir türlü sevmez ve kız çocuklarından nasıl kurtulacağını düşünür bunun için uzun zaman ortalarda görünmez köyün en tepesindeki ıssız evine çekilir .Bu ev öyle bir evdirki önünden kedi bile geçmez . Çok geçmeden büyücü kahnarın aklına işte o herşeyin başlangıcı olan o fikir gelir. İşte o fikir şudur. " kız çocuklarının uğursuzluk getirdikleri. " Fikridir Dergisan köyü çok bereketsiz bir köydür o köyde ağaç bile yetişmez sadece tarihi alandan zengindir. Kahnar tüm köylüyü köy meydanına toplar ve kız çocuklarının köye uğursuzluk getirdiğini söyler. Tüm köylüde buna inanır ve herkes yeni doğan çocuklarda dahil edilmek üzere tüm kız çocuklarını kahnara teslim ederler. Kahnar tüm kız çocuklarını diri diri gömer. işte o gün tüm dergisan da dengeler bozulur ve herşey başlar... Dergisan köyünde abdestinde namazında olan Ali isminde orta yaşlarda bir adam vardır. Ali büyü' ye ve büyücülere asla inanmaz o bilmediği herşeyi kuran' ı kerimi okuyarak öğrenir. Onun rehberi kuran' ı kerim dir. Ali çok severek evlendiği eşinden çok geçmeden müjdeli haberi alır, karısının hamile olduğunu öğrenen ali çok mutlu olur. Ali bu mutluluğu yaşarken kahnar ise tüm kız çocuklarını diri diri gömmeye devam ediyor, bunları gören ali ise her gece Allah'a dua ediyor. Çocuğunun kız olmaması için.
Çünkü o da biliyor eğer çocuğu kız olursa kimse onu kahnardan koruyamaz , derken günler gelir geçer alinin karısı gün doğumuyla birlikte çocuğunu doğurur . Alinin nur topu gibi bir kız çocuğu olur karısı ise doğum esnasında çok yıpranır ve doğumu kaldıramaz ölür . Karısının ölümü aliyi çok üzmüştür fakat nafile artık üzülmek aliye çare değildi .Kahnar ise alinin kız çocuğunin olduğunu öğrenir öğrenmez hemen akbaba gibi alinin üzerine çöker . Ali kahnarı defalarca başından def eder ve kızını vermiyeceğini söyler kahnar daha fazla aliye karşı direnemez pes eder ve uzun bir süre alinin yanına gitmez . Ali karısının ölümünden sonra uzun bir süre ortalarda görünmez zaman ise su gibi geçmektedir. Ali kızının ismini ayşe koymuştur ayşe ali için çok değerlidir. Tabi bu sırada kızı ayşe büyür ve yedi yaşına gelir. Ali tarlada çalışmak için başka bir köye gider . Tarlada çalışırken gözüne bir kız takılır beyaz tenli mavi gözlü boylu boslu çok güzel bir kız ali bu kıza vurulur ve aylar sonra ali ve cemile evlenir. Cemile ayşeye ilk tanıştığı günden beri bir türlü ayşeye ısınmaz ayşeyi kendisi için bir tehlike oldugunu düşünür ilerde ali ile kendisini ayıracağını düşünür ve ayşeden kurtulmak için araştırmalar yapar bu araştırmalar sırasında kahnarı öğrenir. Hemen aralıksızın kahnarın yanına gider durumu anlatır kahnarda uzun zamandır aynı soruna çare aradığını söyler ve aliye çok kuvvetli etkili bir büyü yapacağını söyler . Yanlız bu büyü öyle bir büyüdür 'ki iliklere kadar işler cemile ise hemen kabul eder ve kimselere gorünmeden eve geri döner. Ertesi günün gecesinde cemile kahnarın istediklerini ve alinin odasındaki kur'anı da alır kahnarın yanına gider . Cemile aslında en önemli şeyi unutmuştu ayşenin boynunda ki cevşeni .
Kahnar büyüyü yapmaya başlar o büyüyü yaptıkça aliye ter atar sıkıntı çöker gözleri değişir eli ayağı yamulur ve kahnar büyünün sonuna gelir ali daha kötü olur hemen kur'anı kerime koşar ama kur'anı kerim yerinde değildir. Ali defalarca ayşenin odasına gitmeye çalışır fakat ayşenin boynundaki cevşenden dolayı içeri giremez ayşe babasının bağırtılarını duyar uykudan uyanır ve cevşeni boynundan yatağa düşer hemen odadan çıkar koşarak babasının yanına gider ve Kahnar büyüyü tamamlar bağırarak tılsımlı sözü söyler." ya kahnar, ya tan, ya cin, hurme mukleya " der ve ali ayşenin boynunu keser öldürür. köyün tüm çeşmelerinde musluklarında her yerde o gece kanlar akar. Büyünün etkisi geçtikten ali kendine geldikten sonra kızını ayşeyi kanlar içinde görünce şok olur sonrada kendini asar ve alide ölür.
O günden sonra dergisanda tek bir canlı kalmaz herkes köyü terk eder o günden sonra hiç kimse o köye gitmez dergisan köyü tılsımlı köy olarak kalır.
Arkeolojik bir kazı çalışması yapılmak üzere bir gurup ayarlanır. Bu gurupda yeni göreve atanan altı arkeolog ve bitanede hocaları vardır. Kazı yapılacak yerlerin kuraları çekilir ve bu guruba dergisan köyü çıkar .
Bu gurup daha fazla geçmeden yola çıkmak için hazırlanırlar. Bu sırada yeni atanan arkeologlardan murat' ın eski sevgilisi olan sude bu guruba dahil olamaz ve onlarla birlikte gidemez hiç sevmediği hatta nefret ettiği arkadaşı cemre gider. Sude buna çok kızar bu sırada gurup hazırlığını bitirir ve yola çıkarlar uzun bir yolculuk sonunda dergisana bir saat uzaklıkta olan köye varırlar. Orada köyün girişindeki kahvede oturan yaşlı adamın yanına giderler ve arkeolog olduklarını kazı için dergisana gitmeleri gerektiğini söylerler. Nasıl gideceklerini sorarlar yaşlı adam ise oraya gitmemeleri gerektiğini söyler , onlarda merakla neden diye sorarlar yaşlı adam ise başlar dergisanda yaşanan herşeyi anlatmaya. Tabi buna hiç kimse inanmaz ve yaşlı adamı dinlemezler, sadece ipek bu durumdan biraz etkilenir yaslit adam ise ipeğe bir cevşen verir ve onu hiç boynundan çıkarmamasını söyler ipekde alır boynuna takar çok sıkı bir şekilde bağlar düşmemesi için birde bu guruba yaşlı adam at, yiyecek, içecek ve çadır verir bunlar yola devam ederler. Yavaş yavaş artık dergisana yaklaşmaktaydılar sadece dergisana varmak için on beş dakikalık bir yol kalmıştı atlar ilerlemekte zorluk çekiyorlar uçurumun kenarında ilerlerken yiyecek, , içecek ve Çadırları uçurumdan aşşağı yuvarlanır. Almak için çok çabalarlar ama nafile artik vazgeçip yollarina devam ederler atlarla birlikte guruba eşlik eden adamlar ise dergisan köyünün girişinde atları bırakırlar ve o nahlet köye girmeyeceklerini söylerler ve onlar geri döner. Hasan hoca ise tüm gurubu toplar ve yola devam ederler . Artik dergisana girmişlerdi çok fazla geçmeden ipek'de yaşlı amcanın verdiği cevşeni düşürür ve kaybeder , artık onları koruyabilecek hiçbir teminatları yoktu. İpek ilerledikçe köyün evlerini gördükçe yaşlı adamın anlattıkları aklına gelir ve ipeği büyük bir korku sarar , diğerleri bu meseleyi umursamadıkları için bu köyden hiç etkilenmezler. Köye ilk girdiklerinde ipek ile hasan hocanın ilk dikkatini çeken tepede tek başına duran ve üzerinde bir " ay'ın " olduğu evdi. O ev büyücü kahnarın eviydi, hasan hoca ve gurubu yolda gelirken Çadırlarını tüm eşyalarını uçurumdan aşşağıya düşürdükleri için mecbur kalır ve köydeki bir eve yerleşirler. Bu ev ali, ayşe ve cemilenin evidir. Eve ışıkları döşerler ve tamamen yerleşirler , artık herkes uyumak için hazırlanır hasan hoca ise murat ve mehmete atları iyice bağlamalarını söyler murat ve mehmette atları sıkıca bağlar ve yatarlar.Sude ise muratlarla gidemediği için sinirlidir içi içini yer kendini sürekli içkiye verir, ve artık saçma sapan hayaller kurmaya başlar muratla cemre birlikte gittikleri için sevgili olacaklarını düşünür, cemreyi öldürüp murat'a sahip olmak ister. Ama nasıl yapacakdı derken aklına büyü gelir ve koşa ķoşa büyücüye gider durumu olduğu gibi anlatır. Büyücü nerde olduklarını sorar , sude dergisanda olduklarını söyler, büyücüyü birden bir titreme ve kahkaha sarar onun o gülüşü sudeyi tedirgin etmeye başlamıştı, adeta kafayı yemişcesine gülüyordu. Evet artık susdu ve şu sözü söyledi " ya kahnar, ya tan, ya cin, hurme mukleya " der.
Sude: Bu söz nedir
Büyücü: Bu çok etkili, büyük bir büyünün tılsımlı sözleridir der.Başlar sudeye 1987' de dergisanda olanları anlatmaya , saatlerce sudeye tüm olan bitenleri anlatmıştır. Sudeye dönerek eminmisin diye sorar bu yolun geri dönüşü yok der. Sude eminim cemre ölsün bana yeter der. Büyücü büyüyü yapmaya başlar ve işde 1987'de olduğu gibi dergisanın tüm çeşmelerinde musluklarında her yerde oluk oluk kan akar ve herşey başlar.
DERGİSAN YILLAR SONRA O BÜYÜYLE TEKRAR CAN ALMAYA BAŞLAR...
KİTABIN DEVAMINI ÇOK YAKINDA SİZLER İÇİN YAYIMLIYACAM...
EMİNİM 2. BÖLÜMÜNÜDE ÇOK BEĞENECEKSİNİZ.