33. BÖLÜM

369 18 5
                                    

CHARLES'İN GÖZÜNDEN

Sonunda o meşhur Emrah Komutan'ı görebilmiştim. Gerçekten çok sert bir yapısı var. Yapılı bir vücudu var. Bunları anlatıyorum ama gerçekten de kıskandım yani. Kusursuz bir görünüşü var. Ve belki de gerçekten kusursuz bir adamdır.

Hani bu görünüşte 'sert' bir adamın altında ne yatıyor, bilemiyorum. Belki de Damla'nın  anlattığı gibi iyiydi. Ama şu an düşünülecek şey bu değil. Düşünmem gereken şey "Nasıl Damla ile Emrah'ı bir araya getiririm?" ya da " Damla nerede?" bu soruların cevabı bulunmadan hiçbir şey iyiye gitmez.

Dünkü toplantı da Emrah Komutan'ın numarasını almıştım. Bu binadan çıktıktan sonra onu  derhal arayacaktım. Bina dediğime bakmayın, burada ordular içi işlerle uğraşılır. Yani : Mesela ben dün diğer komutanların isteklerini not almıştım. Sayk, bütün komutanların başında gelir. Ben de onun yanında öğrenci gibiydim ya da stajyer. Komutanların istekleri bu binada da görüşülür, ayarlanır ve istenilen yere ulaştırılır. Bir bakıma burası ofise benziyordu. Asker ofisi...

Şimdi Sayk'ın yanına gidiyorum. Komutanların bana yazdırdıklarını iletecektim ona. O da yapabildiğinin en iyisini yapmaya çalışacaktı. Kapıyı çaldım ve içeriye girdim. Sayk'a 'komutanım' diye seslenmem. Adıyla seslenirim. Tuhafdır ki, o da bundan rahatsız olmaz. 'Komutanım' dememden de hoşlanmaz zaten.

"Sayk, hepsini teker teker sayayım mı?"

"Yok yok, sen evine git artık. Listeyi de önüme bırak."

"Peki."

İyi ki listeyi önceden düzenledim. Numarayı sildim oradan. Her neyse şu an evime gideceğim. Binadan çıkarken telefonum çaldı. Çok uzak akrabam olan Sachin abi arıyordu. Neden bu saatte arıyordu, bilmiyorum. Önemli bir şey mi olmuştu? Telaşlandım tabii ki. Hemen telefonu açtım.

"Sachin abi?"

"Alo, Charles nasılsın?"

"İyiyim iyiyim de, bir şey mi oldu?"

"Kusura bakma Charles bu saatte rahatsız ettim seni. Merak etme, bir şey yok. Ama seninle bir mevzuu hakkında konuşmam lazım."

"Neyse, önemli değil. Konuşalım abi, ne oldu ki?"

"Bak Charles, beni bir kız aradı ve bazı yaşadıklarını anlattı. Senden bahsetti."

"Benden mi? Kimmiş?"

"Bilmiyorum. Esir alındığını, senle konuştuğunu bana söyledi. Ona yardım etmişsin."

"Damla olmalı. Numaranı nereden bulmuş peki?"

"Adını bilmiyorum. Doğrusu hatırlamıyorum. Para vermişsin, onun üzerinde yazıyormuş. Sen yazmış olmalısın, önceden."

"Evet, olabilir. Abi, onun numarasını verebilir misin?"

"Mesajla gönderirim. İyi geceler."

"İyi geceler. Teşekkür ederim."

Demek Damla bana ya da Emrah Komutan'a ulaşmaya çalışıyormuş. Sachin abi beni aramakla iyi etti. Sonunda Damla'ya da ulaşabileceğim. O zaman Emrah Komutan'a bu müjdeli haberi vermek lazım. Umarım, Damla ile konuşurum ve ikisini birbirine kavuştururum. Neden bilmiyorum ama onların bir araya gelmesini çok istiyorum. Çünkü Damla'nın ona nasıl aşık olduğunu kendi gözlerimle görmüştüm.

•••••••••••••••••••••••••••••••••••••

Eve gittim ve asker üniformamı çıkardım. Sıcak bir duşun ardından karnımı doyurdum ve tekli koltuğuma oturdum. Asker üniformamın cebinden çıkarmış olduğum kağıda bakıp numarayı tuşladım. Çalar çalmaz açıldı.

"Charles, sen misin?"

"Evet komutanım, benim. Nasılsınız?"

"Boşver sen beni. Anlat hadi."

Tüm bildiklerimi, Damla ile yaşadıklarımı anlattım.

"Damla'nın nereye götürüldüğünü bilmiyorsun yani?"

"Bilmiyorum komutanım ama size bir haberim var..." deyip devamını getirdim.

"Ne yani, demek ki o iyi ve beni arıyor. Charles ne yap et onu bul, tamam mı?"

"Emredersiniz komutanım."

"İyi ki dün sen de geldin. Yoksa ben hala boş boş oturuyor olacaktım. Teşekkür ederim."

"Rica ederim komutanım. Sizi olanlardan haberdar ederim. İyi geceler."

"Sağol, iyi geceler."

Konuşmamız sonlandığında rahat bir nefes aldım. Başımı huzurla yastığa koyabilirdim artık.

Rahatlıkla...

 RÜTBELİNİN ESİRİ (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin