Yoongi elindeki telefonu bırakıp çaprazında oturan çocuğa baktı. Ders dinlemeyi pek sevmezdi fakat babasının zoruyla kendi okullarına yani sanat lisesine kaydolmuştu. Ve şuan çaprazında oturan çocuk ise bu okulun en yetenekli vokallerinden biriydi.
Bu okula gelmemek için neredeyse babasına yalvarmıştı şimdi ise bu okula geldiği için babasına sarılacak durumdaydı. Bu okula gelmeden önce ya da geldikten sonra kısacası hayatı boyunca kızlar arasında popülerdi. Hatta kızlar kadar erkeklerin bile gözdesi olduğu zamanlar olurdu fakat içlerinden hiçbiri Yoongi'nin dikkatini bu çocuk kadar çekmemişti.
Ama o çocuk sanki Yoongi'nin varlığından haberdar değildi. Yanındaki çocuk ona ne anlattıysa Taehyung çocuğa Yoongi'nin hayran olduğu gülümsemesini sunuyordu. Ve bu da onun canını fazlasıyla sıkıyordu. Sessiz olup dersi dinleseler daha iyi olmaz mıydı diye düşünüyordu fakat bunu sesli söylediğinin farkına da anca Taehyung ona bakıp özür dileyince varmıştı. İşte çocuk onu sonunda fark etmişti fakat bu seferde Yoongi ona saygısızlık yapmıştı kendince.
Taehyung zil çalınca arkasında oturan çocuğa baktı. Yanına gidip özür dileme ihtiyacı duyuyordu ama Jimin sayesinde bu düşüncesinden de vazgeçmek zorunda kaldı. "Hadi ama V, kafeteryaya gelmiyor musun?" 'V' onun takma ismiydi fotoğraf çekilirken sürekli v'ye benzer bir işaret yaptığı için almıştı sanırım bu adı.
Ama Taehyung karşısındaki çocuğu red edip sınıfta kalmayı tercih etmişti. Hala o çocuktan özür dilemeyi planlıyordu. İki aydır aynı sınıfta olmalıydılar fakat Taehyung onu tanımıyordu bile. Yerinden kalkıp çocuğun yanına gitti. Yoongi onu gördüğünde şaşkınlıktan başta bir şey diyememişti fakat sonradan kendini toparlayıp sade bir "Merhaba" demekle yetindi.
Taehyung, Yoongi'nin yanında bulunan sandalyeye oturup ona baktı. Hayatında ilk defa bir erkekle konuşmakta zorluk yaşıyor sanki kendisi bir kızmış gibi heyecan yapıyordu. "Merhaba, benim adım Taehyung ama arkadaşlarım bana V'de diyor." Taehyung ona en sıcak gülümsemelerinden birini sundu.. Yoongi kalbinin duracağını hissetti.
"Yoongi, ama Suga'yı tercih ediyorum."
Taehyung, bu ismi biliyordu arkadaşları konuşurken duymuş olmalıydı fakat önceden bu ismin üstünde pek durmamış hatta konuyu bile yarım yamalak dinlemişti. Müdürün oğluydu yani okulun sahibinin oğlu. Nasıl bu kadar salak olabilmişti ki? Okulun sahibinin oğluyla aynı sınıfta tam iki aydır beraber okuyorlardı ve o bunun farkında bile değildi. Yoongi ise sessiz bir şekilde yanında oturan çocuğa bakıyordu.
Bu Taehyung'ın en sessiz hali olmalıydı ve belki de bundan yararlanmalıydı. Parmağıyla Taehyung'u dürttüğünde çocuk kendine gelmiş ardından da Yoongi'ye dikdörtgen şeklindeki gülümsemesiyle bakmıştı. Yoongi bu gülümsemeyi görmeyi çok seviyordu. Hayatının en güzel kısımlarını oluşturuyordu bu gülümseme çünkü.
**
Taehyung tanışmalarından sonra tam bir hafta boyunca Yoongi nereye giderse arkasından o da gidiyor ve sürekli onunla konuşmaya, tanımaya çalışıyordu. Okulda taehyung'un Yoongi'ye tek taraflı aşık olduğu dedikoduları hızla yayılmaya başlamıştı. Ve o gün Taehyung Yoongi'nin hiç yanında gitmedi hatta okulda bile gözükmedi.
Taehyung koridorda gezerken kızların konuşmalarına şahit olmuştu. Ve bu canını yakmıştı. "Suga oppa, herkese yaptığı gibi V'yi de kendinden uzaklamış." Kızın kahkahaları üzerine Taehyung sinirden yumruğunu sıktı. Hiçbir şey olmamış gibi onların konuşmalarını dinlemeye devam etmek istiyordu.
"Olabilir. Birbirlerine uygun değillerdi zaten. Suga oppa benim gibi kızlardan hoşlanır değil mi? Geçen gün ona 'Saçım nasıl oppa?' diye sorduğumda çok beğendiğini söylemişti."
Kızların konuşmaları Taehyung'un kulaklarında yankılanıyordu. Hiç bu yandan düşünmemişti. Yoongi kızlardan hoşlanıyor olabilirdi. Hızla kendini terasa attı. Ama kendisini izleyen bir çift gözden habersizdi. Yoongi bir gölge gibi onun attığı her adımı takip etmişti. Terasa çıktığında Taehyung uzanmış gökyüzüne bakıyordu. O ne zaman kızsa, üzülse buraya sığınırdı tabii okulda ise.
"Taehyung."
Adının seslenilmesiyle oturur pozisyona geçti. Ardından da ona seslenen çocuğa baktı. Ne kafar bütün gün ondan kaçmaya çalışsa da sonunda Yoongi onu bulmuştu. "Benden kaçma, bundan nefret ediyorum." Ona bakmadan konuşmuştu. Belki de böylesi daha iyiydi Taehyung için ya da Yoongi için. Daha rahat konuşabilirlerdi. İkisi de uzanıp gökyüzünü izlemeye başladılar.
"Herkes sana âşıkmışım gibi davranıyor. Seni rahatsız etmeye başladığımı düşündüm."
Yoongi sadece gülmekle yetindi. Yanında duran bu çocuk ona karşı olan hislerini bilseydi ondan koşarak uzaklaşırdı büyük ihtimalle. "Takma onları, hem belki de ben aşık olan tarafımdır nerden bilecekler?" Az önce istemeden de olsa ağzından çıkan bu itiraf aslında Yoongi'nin hayatındaki en büyük itirafıydı. Ve Taehtung'un bunu anlaması uzun sürmemişti.
"B-Bana aşık mısın?"
Yoongi yine gülümsemekle yetindi. Taehyung yanında uzanan çocuğa baktı gözlerini kapatmış sessizliğin tadını çıkıyordu. Taehyung derin bir nefes aldı. Bunu yapabilirdi kimseyi takmayacak ve sadece yanında yatan çocuğu sevecekti. 'Güçlü ol Taehyung fighting!!' kendine cesaret verdikten sonra Yoongi'nin yanağından öpüp gözlerinin açılmasını sağladı.
"B-Bu da neydi şimdi?"
Taehyung onun bu halini çok şirin bulmuştu ama ifadesini bozmadı. "Seni öptüm. Hyung." Yoongi hala ona şaşkın bir şekilde bakarken elinden tutup şaşkın çocuğu peşinden sürüklemeye başlamıştı Taehyung. Koridora ulaştıklarında bile tuttuğu elini bırakmamıştı.
"Bu arada ilk açılan sen olduğuna göre ve bende kabul ettiğime göre çıkıyoruz demektir. Yani benden başkasına bakarsan ölürsün."
Olaylar daha yeni yeni Yoongi'nin kafasına oturmaya başlarken sesini kontrol edemeden bağırdı. "Sen benim sevgilimsin. Taehyung benim sevgilim." Okuldaki herkes onlara döndüğünde Taehyung utançla başını eğdi. Herkes onların sevgili olduklarını öğrenmişti bu yüzden de şaşkın bakışlar onlara çevrilmişti.
Yoongi yüzündeki sinsi sırıtışa engel olamadan Taehyung'a bakmaya başladı. Çocuk kafasını kaldırıp kendinden büyük olana baktı. "Bunu iki aydır bekliyorum. Kim Taehyung." Korku dolu gözleri Yoongi'nin üstünde gezinirken Yoongi sert bir şekilde onu okul dolaplarına yasladı. Zilin çalmasıyla herkes çoktan koridordan uzaklaşmıştı. Yoongi, fırsatı kaçırmayarak dudaklarını karşısındaki çocuğun dudaklarına bastırdı.
