1.5
Duygusuzca Bölüm
🐥
Versem mi, vermesem mi...
Şans vermekten bahsediyorum, fesatlaşmayın lütfen. Pis sinsiler. Aklınız fikriniz... Tövbe tövbe.
Sorun şu ki Bal öylesine ikna edici ve mantıklı konuşuyordu ki istediklerini yapmazsam günah işlermişim gibi geliyordu. Senin yüzünden doğruyu yanlışı ayırt edemiyorum, Bal. Biraz düşününce ona verdiğim şansı yine ben bok etmiştim, çocuk ne olduğunu bile anlamamıştı. Yine biraz daha düşününce Bal'ın bana bağırdığını, öfkeyle zavallı çöp kutusuna şiddet uyguladığını hatırlıyordum. O çöp kutusunun intikamını kim alacaktı, Bal?
Karanlık da olsa bal gözleri gözlerimin içine bakıyordu, ağzımı açtım. Kapattım. Ne demeliydim? Birisi yardım etsin, resmen bahanem tükendi. "Sen-"dediğim esnada odanın kapısı sessizce açıldı. Dehşetle Bal'ın yüzüne baktım. Telefonu kulağımdan çekip göğsüme bastırdım, elini 'ne oldu' manasında salladı. Kıyametin ayak sesleri bu duyduklarım, Bal. Sessiz ol.
Perdenin diğer tarafına geçip telefonu arkama sakladım. Gelen annemdi. Uykulu gözlerini kırpıştırıp yüzünü buruşturdu. "Neye bakıyorsun sen?" yutkundum. "Şey ya... Şey, hah! Köpek var dışarıda, ona bakıyordum."yalanımı anlamaması için dua ederken, dualarıma bir yenisini daha ekledim. Umarım Bal duymuyordur bu söylediklerimi, lütfen duymasın Allah'ım. Bütün karizmam yıkılır yoksa. Gerçi beni dizleri çıkmış eşofmanla gördü, bu koymaz bana.
"Öf, yat zıbar artık kızım. Sürekli bi' gürültü çıkartıyorsun. Uykumdan ettin beni."dağılmış saçlarını elinin tersiyle alnından itti, arkasını dönüp kapıya yöneldi. Rahat bir nefes aldığımı sanırken duraksayıp masama baktı. Hayır, hayır. Git anne, Bal bana sövdüğünü duyarsa diline düşerim. Kızın müstakbel damadına rezil olacak anne, git artık.
"Bu süt şişesi ne Yağmur! Yine mi depresyona girdin sen?"şişeyi elinde sallarken gözlerini belertmişti. Ben hiç depresyondan çıkmıyorum ki, anne. Telefonu kapatmanın bir yolunu bulsam... Olmazdı. Beceremezdim ben. "Kaç bardak içtin? Ay vallahi delireceğim ya. Başka bir şey yedin mi? Bak yine zehirlenirsen hastaneye götürmem seni, pis boğazına sahip çıkacaksın. Duydun mu beni?"
Geçen yıl okulda sevmediğim bir erkek grubuyla kavga ettikten sonra gerginlikten evdeki her şeyi yemiştim, midem iflas edecek raddeye geldiğinden hastaneye gitmek zorunda kalmıştık. Midemi yıkamışlardı. İğrençti.
Annem sayıp söverken eğilip bükülüyordum. "Yok anne, bir bardak süt içtim sadece. Hadi git uyu, sabah erken kalkıyorsun zaten."annem süt şişesiyle beraber ağzının içinde homurdanarak odadan çıktığında sönmüş balon misali kastığım bedenimi yatağa attım. Telefonu kulağıma götürdüğümde derin bir sessizlik vardı. "Orda mısın?"dedim çekinerek. Neyden çekiniyorsam sanki... Çocuk bana evlenme teklifi etti, heheyt be! Hepiniz evde kalacaksınız, ben de Bal'la krallığımıza hükmedeceğim.
"Bir köpek olmadığım kalmıştı, sağol cidden."homurdanışına ister istemez kıkırdadım. İyice sinirlerim bozulmuştu. Kalkıp pencereden ona baktım. "Ne yapsaydım? Aklıma o geldi o an."sessiz kalıp aşağıdan bana bakmaya devam etti. Bir sorun mu vardı?
"Neden sustun?" dedim bana kızdığından korkarak. İç çekti. "İlk defa güldüğünü duydum. Güzeldi."
Afalladım. Ben de insanım, Bal. Gülebiliyorum. "Git artık, sonra konuşuruz. Annem her an gelebilir."başını eğip ayağıyla taşları tekmelerken güldüğünü duydum. "Yani sana mesaj atabilirim?"sesindeki muzur tınıyı görmezden geldim. Elim boynuma giderken dudağımı dişledim. Çok uyanıksın, Bal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rapunzel'in Dip Boyası Geldi
Novela Juvenil"Sonra... Sen geldin. Her şey değişti." 🌹 Bu kitap, gerçek hayatta boşluğa düşmenizi sağlayabilir. Not:Etrafı toz pembe görmeye başlarsanız en yakın hastaneye gitmeniz şiddetle tavsiye edilir. 14.05.17