Biliyorum dostlar diyeceksiniz şimdi bu ne yapmış diye ama okuyun lütfen.
Bir karlı kış günü falan değildi hiçte. Kaman'a gelmeden önce herkes soğuk olacağından bahsetmişti. Ve ben de yine saf saf onlara inanıp kazakla gelmiş terin suyun içinde kalmıştım. Neyse işte. Tanımadığım bir yer, tanımadığım insanlar, tanımadığım kişilikler ve kişilik bozuklukları.
Bizim uşaklardan ilk tanıştığım kişi Gizem'di. Baktım güzel gız, gözüme kestirdim seni oğluma alacam dedim. Saçlar maşa, gözler kahve, elmacık kemikleri çıkık, pembe tişört, siyah kazak, kırmızı pantolon,siyah üzerine mor çizgili ayakkabı. Accık çok konuşuyodu. İlk derste kendini göstermiş fakat arkası gelmemişti iyiki de. İlk derse Matematik Öğretmeni Bekir Kalaycı girmişti. Gizem'le sürekli bakışıp birbirimize sırıtıyorduk. Ben zaten güleç bir insanımdır bilirsiniz genşler.
Neyse yanında da Huri var. Yazzık. Gurum gurum gurumuş. Vah yavriim anan sana ekmek aş vermedi mi dedim. Tabi içimden.Yine bunda da bi mavi transparan tişört, kot pantolon, mavi bandana, kahve göz, siyah saç amma yavrum yazzık kapkara kupkuru bişey. Ama ne suratsız. Balkanlardan gelen soğuk hava halt etmiş yanında.
Neyse günler günleri kovaladı. Sınıf bi avuç adam. Kimse gelmiyor. Tabi o zamanlar. Bi de okulun yangın çıkışı var. Anam o zamanlar nasıl meşhur orası nasıl. Bi kötü yanı var ki o da içerden kitlenmesi. Tam da bizim sınıfla dipdibe. Bizim uşakta o kapıdan çıkmışlar üzerlerine de birisi kitlemiş yazık kapıyı. Baktım çırpınıyorlar "Çekilin, Süpra geliyoor."
Yazmaktan elim ağrıdı sonra devam edecem esen kalın. Ama dikkat edin cereyan yapar :)
# REKLAMLAAAR #
