İnsanın kendini değerli sanma duygusu hep varolacak.Ne kadar güzel bir his.Aslında hiçbir şey olamamış ve olamayacak hatta doğaya ve dünyaya bir bok böceği kadar dahi fayda sağlayamayan insanlar olarak bu his sayesinde yaşama tutunuruz çünkü bu gerçekle yüzleşebildiğimizde yaşamanın bir anlamı olmadığını da kabul etmek zorunda kalırız.Zira bizim için dünyadan bir bok böceği eksilirse doğanın bundaki kaybı ne olursa bizim yitip gitmemizde ki kayıpta aynı olacaktır hatta çürüyen cesedimiz daha bile fayda sağlayacaktır.Ne garip cesedimizle sağladığımız faydanın canlıyken sağladığımız faydadan fazla olması.Bu his öyledir ki her türlü gerçeğe bile karşı durabilir.Mesela dinlerin yaratılış konusunda açık kapı bıraktığını yahut hiç değinmediğini varsayalım yine de bir çok insan evrim teorisini kabul etmezdi çünkü kendisini üstün ve değerli gördüğünden bir hayvanın devamı olmak onun için aşağılıkçadır.Halbuki modern insanın aşağılık gördüğü maymun kadar özgür iradesi yoktur.Ve gerçek özgürlük kendimizi değersiz gördüğümüzde başlar.Şüphesiz bu pek mümkün değildir çünkü insan doğasında merkezde olma duygusu vardır tıpkı uzaydaki gezegenler, yıldızlar gibi çekim gücünün olmasını ister ve bu çekimin bozulmaması için davranışlarını dizayn eder.Rezil olacağımızı düşündüğümüz hareketleri, davranışları istesek bile yapamayız ki eğer yaparsak çekim kuvvetimiz azalır ve artık diğer insanların merkezinde olamayacağımızı düşünürüz.Hiç tanımadığımız belki hayatımızın sonuna kadar görmeyeceğimiz insanların bile bizim hakkımızda ne düşündüğünü önemseriz.Bu şekilde davranarak özgür olduğumuzu nasıl söyleyebiliriz?Bu yüzden kendine değer yükleyen hiç bir insanın özgürlüğüne tam olarak ulaşamadığı gerçeğini görüyorum.Aslında sorunun temeli özgürlük kavramına bakış açımız.Toplum baskısı,ahlak kavramları veya başka sebeplerden dolayı karakter olarak istediği duruşu sergileyemeyen bir insanı istediği yere gidebiliyor,istediği gibi yiyip içebiliyor diye özgür sanırız gerçekte özgürlüğün bu kadar basit olmayacağını kabul etmeliyiz