YOU ARE BEAUTIFUL
Çift: Draco/Hermione
Derece: -
Hikayenin Konusu: Metro'da yaşanan bir aşk hikayesi.
Zaman: AU
Bu hikaye Büşra ile benim yaklaşık 3 sene önceki ortak bir çalışmamızdır. İyi okumalar. Yorumlarınızı eksik etmeyiniz lütfen. :)
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
SOUNDTRACK
Jason MRAZ - I'm Yours
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Güneş ışınları etrafı aydınlatırken, insanlar yavaş yavaş uyanıyor, farklı yerlerde farklı kahvaltı masaları hazırlanıyor ve Londra yeni bir güne daha merhaba diyordu.
Büyük şehrin küçük bir kısmını oluşturan evlerden birinde sarışın bir genç adam, Draco Malfoy, yatağına sereserpe uzanmış uyurken Tanrı bilir kaçıncı rüyasını görüyordur. Saniyeler dakikalarla yarışırken çalar saat sinir bozucu bir sesle saatin 8 olduğunu belirtmeye başlamıştır. Genç adam bu sese yüzünü buruştururken el yordamı ile saati bulup olmayan gücüyle yumruk geçirir. Bu hareketle sinir bozucu ses kaybolup yerini sessizliğe bırakırken Draco işe gitmesi gerektiğini unutmuş uykusuna geri döner, yine.
Draco, yarım saat sonra yoldan gelip geçen arabaların sesleri ile uykusundan uyanırken yumruk attığı saate bakar. Saatin ekranında ''08.30'' yazdığını görünce sessiz bir küfür mırıldanır. Yattığı yerden kalkmaya çalışırken ayağına dolaşan çarşaflar büyük bir gümbürtü ile yataktan düşmesini sağlarken genç adam öfkeyle söyleniyordur. Hırsla çarşaflardan kurtulurken yataktan düşme macerası sayesinde oyalanmış ve duş için olan bir kaç dakikasını kaybetmiştir. Bu büyük kaybı fark edince bir küfür daha mırıldanır. Yüzünü acele bir şekilde yıkar. Saçlarıyla ilgilenme zahmetine hiç girmez. Onlar dağınıkken gayet güzeldir. Aceleyle gardırobunun başına gider. Eline gelen ilk takımı çekip alır ve üzerini değiştirir. Kapıdan çıkmadan önce hemen yanındaki boy aynasında bir bakar. Gayet iyi görünüyordur. İşte her şeyi halletmiştir. Tam o sırada karnından gelen sesle gözlerini devirir.
“Tabii ya… Kahvaltı.”
Kapıyı açık bırakarak mutfağa ilerler. Buzdolabının kapağını açıp ayaküstü bir şeyler atıştırır. Karnını biraz doyurduğundan emin olduktan sonra buzdolabının kapağını kapatır ve evin anahtarını komidinden alıp ikişerli üçerli merdivenleri inmeye başlar. Apartman kapısına geldiğinde durur ve saati kontrol eder. ''08.50'' Çeyrek kala olan metroyu kaçırmıştır. Bir dahakini kaçırmamak için koşar adım yürümeye başlar. Tam vaktinde yetişmiştir. Ama çok fazla insan vardır. Draco suratını buruşturur. Kalabalıktan nefret ediyordur. Ve iş günleri arabasını servise vermekten de. Suratında tiksinmiş bir ifadeyle metroya binerken surat ifadesini değiştirmeden içerideki insanları süzer. Oturacak yer arama zahmetine hiç girmemiştir. Bu saatte Londra’nın en işlek metrosunda yer bulmanın mümkünatı yoktur. İnsanları süzmeye devam ediyordur. Genci, yaşlısı, bebeği…
Ve bir meleği!
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
SOUNDTRACK
James BLUNT - You're Beautiful
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Genç adam bir kaç kez gözlerini açıp kapar. Ama hala melek dediği genç kadın karşısında duruyordur. Omuzlarına dökülen kahverengi dalgalı saçlara, kahverengi gözlere ve yumuşak yüz hatlarına sahip güzel bir melektir. ''Sen çok güzelsin.'' diye düşünür Draco.
Genç kadını incelemeye devam ederken gözleri sıkıntıyla birleştirilmiş ellere iner. Ve bir alyans! Belki nişanlıdır belki de evlidir. Genç kadın parmağında duran alyansla oynuyordur. Draco ne olduğunu anlayamazken bunu boş verir. Çok zamanı yoktur. Bir durak sonra inecektir. Tekrar genç kadının yüzüne bakar. Saniyeler sonra elalar ve mavi-griler çarpışır. Genç kadının ince dudakları hafifçe kıvrılarak bir gülümseme oluşturur. Draco kalbinin deli gibi çarpmaya başlarken yüzünün kaskatı kesildiğinden emindir. O da zoraki bir şekilde gülümsemeye çalışır. Genç kadın gülümsemesinin karşılığını almış önüne dönerken Draco nefes alma eylemini unutmuş olduğunu fark ederken ciğerlerini bayram ettirecek şekilde derin bir nefes alır.
Draco kalbinde bir yerlerin acıdığını hissetmeye başlar. Onu bir daha göreceğini sanmıyordur. Tekrar görse hatta tanışsalar bile bir şeyin değişmeyeceğini biliyordur. Çünkü o başka bir adamla birliktedir.
Sıkıntıyla iç çekip genç kadını izlemeye devam eder. Kadın tekrardan elindeki alyansla oynamaya başlamıştır. Gözleri dalarken yavaşça gözlerini pencereye çevirir. Bir süre sonra yine üzerinde bir bakış hissedecek olmalı ki yeniden Draco’ya döner. Draco baktığını gizlemezken ineceği durağın anonsunu duyar. Genç kadında gözlerini genç adamdan çekmezken Draco geriye doğru bir adım atar. Sonra arkasını dönüp çıkarken herkesin ortasında onu görebileceği bir yerde dikilmeye başlar. Genç kadın da ona bakıyorken bir kere daha gülümser genç adama. Draco tekrar nefessiz kaldığını hisseder. Derin bir nefes alarak son kez bakar genç kadına. Bir önceki gülümsemesinden daha iyisini yerleştirir dudaklarına. Genç kadının onu izlediğini biliyor, arkasını dönüp giderken geride kalbini bıraktığından ve parmağındaki yüzüğü çıkarıp açık kapıdan raylara fırlatan kadından habersizdir.
Bir kaç dakika içinde paylaştıkları bu eşsiz anı ikisi de unutmayacaklarından eminken, zaman iki gencin yollarını tekrar kesiştirmek için aynı hızda akmaya devam eder. Ve büyük şehir payına düşen ''Yeni bir aşka daha ev sahipliği yapmak'' görevi için hazırlıklara başlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Beautiful
FanfictionYOU ARE BEAUTIFUL Çift: Draco/Hermione Derece: - Hikayenin Konusu: Metro'da yaşanan bir aşk hikayesi. Zaman: AU