00.00

21 1 1
                                    

gökyüzü kapkaranlık, yollar ıssız, ben kimsesizim. yürüyorum, izbe bir sokağın masrafsız misafiriyim yine. kendi nefesimi dinliyorum, ona delicesine bir nefret duyduğumu söylüyorum. belki de yavaştan kafayı yiyorum.. haberim yok da diyemiyorum. 

gözleri canlanıyor zihnimde. mavisini hırçınlığından almış umursamaz bakışlarına hayran bırakan cinsten gözler bunlar. beni kendine tutuklu eden, ah kadın. sana giderken seni düşünmek de delirmeye dahil mi? 

adımlarım zihnimin oyununa gelerek daha da hızlanıp mekanı buluyor. önünden geçtiğim Hasan abi selam veriyor usulca başıyla. bakışlarımla karşılıyorum onu hızlıca yetişmem lazım o'na. kadınıma. 

Gece yine hareketli. İnsanlar başkalarına  laf yetiştirmeye hevesli,gülmeye, eğlenmeye.. ama hissediyorum. bir yanları hep eksik. gözlerindeki ışıltı sönmüş yerine kaybolmuşluğun getirdiği bir hüzün var, boşluk var. 

o boşluğu doldurmaya çalışırken kendimizi ölüme götüren biz değil miyiz? yalnızlığı bir türlü kabul edemeyerek karakterimizi bozan, ellerimizden birileri tutsun bizi sevsin diyerek kendini en diplere düşüren?

biz var ya.. kendini bitiren tek canlılarız. yaşarken ölüyüz, o bıçağı başkaları değil kendi kendimiz bıçaklıyoruz. hem de en olmadık yerlerde. 'aşık' oluyoruz mesela. kendini bir hiçe dönüştüren karşısındakini ise ölümüne seven. ellerine silahı biz veriyoruz, sonrasında ise canımı yaktı diyerek sızlanıyoruz. haklıyım değil mi.. biliyorum. keşke olmasaydım diyemiyorum.

ah, lafı geçmişken bende bu hastalığa yakalandım. adına 'aşk' diyorlarmış, Cem bir keresinde öyle demişti. 'ruhun onun için ölüp ölüp dirilecek, Sezai. gözlerin onun yüzünü, kulakların onun sesini duymak için kıvranacak. sen ona bağımlı olacaksın. kıvranacaksın.. uyuşturucu senin için o demek olacak. bende zamanla öğrendim kardeşim. buna 'aşk' diyor insanoğlu. şimdiden kalbine geçmiş olsun..' 

zamanla anladım. Cem doğru söylemişti. benim ölümüm ondan gelecek, kalbim ona bağımlı olacaktı. gözlerim etrafta ararken onu, bir ağrı çöktü kalbime. onun beni bilmiyor oluşu geldi aklıma.. acı acı gülümsedim. 

işte, geliyordu. 

etraf sessizleşti, herkes pür dikkat ona odaklanmış o sesinin eşsiz sesini duymayı bekliyordu. oturdu, saçlarını düzeltti ve gitar çalmaya başladı. notaların ardından duyulan sesi, ortamı huzura kavuşturdu. kalbimi ise.. tutsak ettiği hapishaneden dışarıya çıkarıp serbest bıraktı. 

kapanan gözlerinin ardından ona uyarak bende kapadım gözlerimi, her gece olduğu gibi. gözlerinin içine baktığımı, ellerini sıkıca tuttuğumu gördüm. gülümseyen gözleriyle bana bakıyordu. 'söyle, beni nasıl sevdiğini. anlat, neler hissettiğini. seni nasıl öldürüyorum bir bakışımla, göster bana. adam.. seni bilmeye hakkım var. ben sana 'muâşakayım. bunu hisset ve artık saklanma. seni.. bekliyorum.'

zihnimin oyunu beni alt etmiş ve karar vermiştim. 'ona anlatacağım, nasıl yandığımı..' 

şarkı bitmiş yerinden kalkmaya hazırlanırken geceye bir söz bıraktı;

'bir mucize olsun!' 

titreyen ellerimi önemsemeyerek telefonu açtım.

''iki yıl önce bir mucize oldu, karşıma çıktın. ve sana o günden beri 'aşığım' şimdi ise.. senin mucizen olmak için geldim.'

-meyus adam. 


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

muâşaka'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin