manifesto

337 55 13
                                    

 tanrının dokunmadığı şu çayırları dolaşalım
uzun yeşil otların haresi olalım,
fısıldayalım onlara
yazıyorsunuz, bugünleri şimdi sayıyorsunuz
anlatayım sana püren
tüm gün uyurdum ben
dinledin getirdiğin meyveleri yerken sen
gök gürültüsüne ağladık
püren, sen ve ben

var bir derdin,
kalktın yerinden ayakların dolaştı
gülemedim güneşe, göz kırptı
kalemim kırılmış, kağıtlarım buruşmuş
onu bulup getirdin
bana yok oluşumu gösterdin
yuvarlandık( en azından ben bunu dinledim )
püren, sen ve ben

söyledim sana
yazdım gök yüzüne
sevinçlerimi gümdüm
ismini verdim onun
bana hayal kırıklığı yeşertti
aşkımın tek getirisi şiirlerimdi
bir de ağıtlarım çil çil
çok sevdim ben onu
biz anlamaz olduk
püren, sen ve ben

inanamıyorum,
bakıyorum kahverengi örtülü tepelere
gece vakti
tütün saçılmış yerlere
ışıklar yanmış birer birer
uzaklarda, çok uzaklarda
düşüncelerim unutturuyor manzarayı
püren, her yerde yaşım, aşkım, saklanışım, kaçışım
bu huzurda
dumanlar dans ederken
kendime yasaklar koydum
su akıyor, bu su hiç durmaz

karahindibalar ektiler buraya
o da ne
baktık yavaşça
resmini çiziyorsun, püren meraklıydık
bağırmaya başladım,
kalktım ayağa
haykırdım adeta
devam etmeliyiz!
bugün değil, bugün ölmemeliyiz

püren keşke var olsaydın
keşke yaratılmış olsaydın
ben yaratsam seni
delirmişliğimin manifestosunu yazıyor olurum

püren, sana da yazacağım şiirler
kurtulamıyor oldum, seni de diliyor oldum
biz yaşamalıyız,
biz var olmalıyız
püren, sen ve ben

pürenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin