-FLASHBACK-
Deborah yine parti düzenlemişti. Ne yaparsa yapsın Camilla'e bu partileri sevdiremiyordu. Bu kızın neyi vardı böyle?
-Camilla inan bana bu parti çok güzel olacak, lütfen.
-Deberah, lütfen. Her zamanki partilerin işte. Hadi ama bensiz olsa bu gece?
-Oh, hayır. Bu parti için çok emek verdim. Sen olmadan asla. Bu gece San Francisco yıkılacak. Zaten Peterson'ların evini zor ayarladım, piç adam bahçesi büyük olmasa ona gitmezdim ama neyse. Fıçılarla bira getirttim. Amuda kalkarak bira içme yarışı da var ha. Unutma.
-Ah yapma. Bira sevmediğimi biliyorsun.
-İkimiz için Tekila'ya ne dersin? Beraber tekila shot yaparız ha?
-Lütfen. Tekila'ya hayır diyemeyeceğimi biliyorsun.
-O zaman elbise bakmaya şu mağazadan başlayabiliriz. dedi dışından bile harika görünen mağazayı göstererek.
-
-David, bu partiye geleceksin.
-Paul, piçlik etme partilerden nefret ediyorum. Zaten bu aralar ışıktan iğreniyorum. Bana çok yabancı geliyor.
-Asıl sen piçlik etme. Yoksa arabanın anahtarını yine suya fırlatırım.
-Bir daha öyle birşey yaparsan seni kendi ellerimle öldürürüm aptal herif.
-Lütfen daha fazla konuşma. Bu gece sabaha kadar içiyoruz. Hem Deborah'da orda. O sürtüğü gece sonunda ayartıp yatağa atarım belki ha. Sana da buluruz ordan ne dersin?
-Dostum, senin kadar piç değilim.
-AKŞAM-
Camilla tek kollu, sade siyah elbisesinde adeta kusursuz görünüyordu. Ve ona eşlik eden hafif dalgalı saçları, abartısız bilekliği ve yüksek topuklu kırmızı ayakkabıları.. Çok cazibeli görünüyordu.
Deborah, Camilla'e doğru yaklaştı.
-Söz verdiğim gibi Tekila'lar burda.
-Ah teşekkür ederim. Ucuz biraların yanında tekilalar çok hoş görünüyor.
-Ne demek dostum.
-...
-Aa Paul'da geldi. Bu çocuk gerçekten çok hoş. Yanındaki beyefendi kim acaba? Daha önce görmemiştim.
Başını Paul ve David'e doğru çevirdi Camilla. Ve Paul piçinin yanındaki gördüğü adam olağan üstüydü. Cazibesi onu kendine çekmişti.
-
Başını Deborah'a doğru çevirdi David. Bu kız gerçekten sürtüktü. Ama o da neydi? Yanındaki güzel bayan.. Arkadaşımıydı acaba? Ama gerçekten çok güzeldi. Kuğu gibi süzülüyordu.
Gözleri takılan David'e Paul:
-Nereye bakıyorsun öyle, hadi Deborah'ın yanına gidelim.
-Aa yok hiç bişey öyle dalmışım. Peki.. Gidelim.
-
Aman Tanrım, onlara doğru yaklaşıyorladı.
-Ah, Paul selam.
-Selam, Deborah. Sizede meraba.
-Meraba.. Aa şey ben David.
-Memnun oldum, Deborah. Bu da arkadaşım Camilla.
-Memnun oldum Camilla.
-Bende David.
-Aa Paul hadi gidip birer içki alalım. Sizde istermisiniz?
-Ah yok siz keyfinize bakın.
Camilla ile David yalnız kalmışlardı.
-Ah, ikiside çok tuhaf gerçekten.
-Deborah'ı tanımıyorum. Paul'un bahsettiği kadar. Ama Paul gerçekten piçin teki.
-Aramızda kalsın Deborah'da sürtüğün teki.
-Ahaha tam bulmuşlar birbirlerini desene.
-Kesinlikle.
Bütün gece konuşmuşlardı. Ne iş yapıyorsun? Nelerle ilgileniyorsun? vbvb. Ee tabi eğlenmişlerdi de. Paul ve Deborah'da yaklaşık 2 saat sonra kendilerini Deborah'ın yatağında bulmuşlardı.
Gece sonunda David, Camilla'ı evine bırakmıştı. Ve ikiside birbirlerinden o kadar hoşlanmışlardı ki... İstemeyerek gittikleri o partide birbirlerini bulmuşlardı. Sonunda ikisininde yüzü gülüyordu....
(Not: Yeni bölüm yarın.)
