BÖLÜM 1

10 2 1
                                    

Günlerden 13 aralık sabah saatin 5.35 i alarm deli gibi çalıyor deli gibi yatağın içinde tek gözümle telefonu arıyorum. Kapatsam da biraz daha uyusam diye ... Telefonu her zaman ki gibi uyurken yatağın altına düşürdüğüm için ve her sabah aynı şeyi tekrarladığım için kalkıp söve söve telefonu yatağın altından aldım. Saat 5.42 olmuş alarm 7 dakikadır çaldığı halde o sanki paşa uykusu gibi gelen uykumdan uyanamamıştım.

Telefonu elime alır almaz alarmı kapattım ve bildirimlerimi kontrol etmeye başladım. Gerekli gereksiz hiç birisini sabah sersemliğine okumadan geçtim telefonu yatağın bir köşesine fırlatıp elimi yüzümü yıkadım çok sıkıcı geliyodu aynı şeyleri tekrarlamak. Okula git okulda aynı espriler aynı yemekler eve gel aynı muhabbet aynı ders ve kapanış. Hayat bu kadar sıkıcı olamazdı benim için. Sanki bi kafesin içine sıkıştırılmış bir kuş gibiydim. Bunları her sabah olduğu gibi bu sabahta düşünürken çoktan hazırlanmış çantamı sırtıma takmış annemle babamı uyandırmadan evden çıkabilmiştim..

Her zaman ki rutinimle sigaramı kapının önünde yakmış akrabalarımın görmesinden korka korka genede o sigarayı otobüs beklerken  köşede kıyıda içmiştim. Hayatımdaki tek aksiyonun bu olması bana gülünç gelen bir şeydi ama genede bunu keyif alarak gerçekleştiriyordum her sabah...

Sigaramın daha yarısına gelmemişken otobüs gelmişti her zaman ki gibi söve söve o 60 kişilik otobüsün içinde 100 kişi kızılaya doğru yol alıyorduk. 45 50 dakikalık bir işkencenin ardından kızılaya gelebilmiş kendimi bakanlıklarda o ankaranın ciğer delen ayazına hamam gibi otobüsten çıkıp atmıştım derin bir nefes alıp yoluma devam etmiş okuluma gelmiştim.

Her şey aynıydı öğretmenler arkadaşlarım her zaman ki gibi sıkıcı , rutin.. Sınıfıma girdim ve en arkadaki yerime kendimi bıraktım  her şeyi bir köşeye fırlatıp yalnız montum ve telefonumu bebeğim gibi elime almıştım.

Telefonu ekranını görebileceğim bir açıya koyup montumu yastık gibi katlamıştım.
Sıra arkadaşım Fatma gelmemişti o gün zaten gelmemesi de işime gelmişti her şeyimi sıranın üstüne koyup kendimi güzelce kamufle edebiliyordum.

Ders pek umurumda değildi sadece biraz daha uyku istiyordum 40 dakika kadar. Sonra zaten tekrarı yaparım sözel ders değil mi bana diye içimden plan kurarken çoktan ders bitmiş yan sınıftaki arkadaşım Pekin gelmişti.

Geldiğini sınıfın içerisinde adımı çığlık çığlığa söylemesinden anlamıştım. Birde ona söve söve kafamı kaldırıp ne var dediğimde suratı düşmüştü asalağın.
"Hadi sigara içmeye gitmiyor muyuz sabah içemedim biliyosun durumları" dedi. Elimden kaptığı gibi sürükleye sürükleye bahçeye götürdü. Gönlüm olsun diye kantinden bir çey ısmarlamıştı. Tekrar sürükleye sürükleye bahçeye geldik. Banka oturduk hava buz gibiydi ama Pekin için duruyorduk işte içsinde gidelim diye Pekine bakarken bende bir sigara yakmıştım. Uyku sersemi olduğumu anlayacaktı ki pek muhabbet etmiyordu benimle ne kadar aksi olduğumu bilirdi uyanınca. Telefonuyla uğraşırken bende Pekine bakıyordum ne kadar da değişik bir ağız yapısı vardı.Aslında güzel bir kızdı ama ilk defa böyle farklı bakıp incelemiştim. Uzun yumuşak saçları yumuk kahverengi gözleri bi an bana güzel gelmişti.

Böyle derinlemesine incelerken alt sınıftan (geçen sene aynı sınıftaydık alttan dersi kaldığı için sınıfı atlayamamıştı)
Kutlu HEEEEYYY diye bağırarak bize doğru geliyordu. Ardında paytak paytak yürüyen Kutlunun sevgilisi bu sene için en yakın arkadaşım olan Duru. O da alttan dersi olduğu için sınıfta kalmıştı ve Kutluyla aynı sınıfa düşüp tanışmış sayemizde flörtletmişlerdi. Şimdiyse sevgililerdi uzaktan ikisine bakıyordum aslında yakışıyorlardı. Durunun kumral uzun saçları , büyük kahverengi gözleri, uzun kirpikleri , uzun burnu... Kutlunun kahverengi sert saçları yumuk gözleri , biçimsiz ama sevimli burnu birbirleriyle bir uyum içindeydiler.

Varsayılan Başlık - Kendi Başlığını YazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin