Acaba kurguyu Ali Mertoğlu yönünden azıcık değiştirsek mi? Yapmama ihtimalim çok yüksek.. Böyle de iyi gidiyor sanki..
"Yapmayabilirdin!!!!"
"Sen benim canımı yakmaya uğraşmışsın.."
Onun canını yakmak istememiştim..
"Bir daha sakın benden iyi niyet bekleme!! Ve yarın öğlene kadar vaktin var.. Topla eşyalarını çek git.."
Ama o benim canımı hiç düşünmeden yakmıştı.. Neden böyle olmak zorundaydı?
Gözlerimi sildim ve elimdeki silahı daha sıkı tuttum. "Duru sakin ol.. Şimdi dik dur." Güldüm ve kafamı hafifçe arkaya çevirdim. "Bana Nasıl silah kullanacağımı mı öğretiyorsun?" Kafasını iki yana salladı. "Sana Nasıl unutacağını öğretiyorum." Gözlerimi kapattım. Cevap vermeden silahı hedefe doğrulttum. Karşımda Ali belirdi. Silahı hızlıca indirdim ve iç geçirerek yengeme döndüm. "Derdini anladım hera.."
"Bana eski ismimle hitap etme yenge.. Üstüme alınmıyorum artık. Yani artık hera diye birisi yok gördüğün gibi. Ben o eski saf ve temiz kız değilim. Herkesin canını yakıyorum. Yaktığım kadar da yanıyorum bunu fark ettim."
Yengem gülerek yanıma geldi. Elini omuzuma koydu. "Sen o eski temiz ve saf kızdan hiçbir şey kaybetmediğin için ismini duru diye değiştirdin. Madem senin dediğin gibi.. Neden başka isim değil de duru?" Bu sorunun cevabı bende de yoktu. "Kalmama izin verdiğin için teşekkür ederim yenge. Birkaç gün bana dayanırsın değil mi?"
Kahkaha attı. "Bir kaç gün değil bir ömür dayanırım ben sana!! Gel buraya!!"
Sıkıca ona sarıldım. Güzel hissetmiştim. "Bir daha böyle birşey duymak istemiyorum. Benimle yaşa artık tamam mı?" Tereddütle yüzüne baktım. "Hadi ama hera.." Güldüm. "Peki." Umarım herşey normale dönerdi. Ben Ali'yi ve bana yaptığı iğrençliği unuturdum yaptığım iğrençliği de unuturdum. "Yenge?"
"Efendim Japon gülüm?"
Bu soru kafama takılmıştı ve ben artık dayanamıyordum. "Akrepten neden korktun? Yani sen daha önce de kaçırılmıştın.. Ama o zaman çok rahattın.." Derin bir nefes aldı. "Çünkü.. Çünkü o adamın Nasıl canice insan öldürdüğünü kendi gözlerimle gördüm. Dayını.." Gözlerim Kocaman açıldı. "Dayı mı o şerefsiz mi öldürdü!!!? Hani dayım kaza yapmıştı yenge!!?" Umutsuzca yüzüme baktı. "Bende öyle sanmıştım. Hatta herşey o kadar güzel ayarlanmıştı ki kaza olduğuna herkes inandı. Ama ben sonrasında arabayı tekrar kontrol ettim ve tuhaf birşeyle karşılaştım o--"
"Akrep sembolü.."
Kafasını salladı. "Bununla ilgili daha bir sürü hikaye var ama sen.. O sembolü nereden biliyorsun?" Hatırlayamıyordum. O sembolü gördüğümden emindim ama nerede gördüğümü hatırlayamıyordum. "Hatırlayamıyorum. Ama hatırlarsam söylerim olur mu?" Kafasını salladı. "Gel hadi kahvaltı edelim. Sabah sabah diktin beni buraya!!" Güldüm. "İyiki varsın.."
"Sende Japon gülüm!!"
O zaman yeni ve güzel bir hayata merhaba!! Artık Kötü insanlar yok.. Sadece ben ve yengem...
****
Haftaların Nasıl geçtiği Hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Sadece gidişi üzerinden iki hafta geçmişti.. Bitişim üzerinden de. Belki şuan iyiydi.. Belki de benim gibi çökmüş haldeydi ama ben çökmemiştim. Ali Mertoğlu'nu çökertecek insan daha doğmadı.. Öyle bir cesareti bulacak insan da yok.. Kendine yalan söylüyorsun diyorlar.. Ben aşık olmam benim duygularım yok bunu bir anlayamadı insanlar.. Ya da kendime yediremedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp
FanfictionKaybolmak keşke acı vermeseydi. Keşke nefret koymasaydı kalbe. Ama bir aşk.. Öyle bir aşk ki bu nefreti bile yanında hiç kalır. Yıllardır sevdiğini arayan bir Adam. Onu bulur fakat fark edemezse?