Birlikte Banliyö trenine doğru yürümeye başladık. Gişeden biletlerimizi aldıktan sonra treni beklemeye başladık. Tren gelince kapının önündeki sıraya girdik. Trene bindikten sonra yine her zamanki gibi arkaya doğru ilerledim boş yer bulmak için. 2 kişilik boş yer görünce Gamze'ye işaret ettim ve oturduk. Ben cam kenarına geçtim ve dışarıyı seyrettim. Kayaş'a gelince Gamze ile vedalaştık. Ondan sonra Etimesgut garına ulaşınca trenden indim. Evimize doğru çok neşeli bir şekilde ilerliyordum. Evimize ulaşınca kapıyı çaldım. Kapı açılmadı. "Al işte, yine klasik bir olay!" diye düşündüm. Sonra kapının açılacağını zannettim fakat öyle olmadı. Yani, en azından filmlerde öyle oluyordu... Anahtarımı kapıya koydum, fakat kapının kilidi değiştirilmişti. Birden burnumun yandığını ve üzerimden kaynar sular boşaldığını hissettim. Kapıya yumruk attım. "Anne nerdesin? Açın şu kapıyı!" diye bağırmaya başladım. O sırada merdivenlerden birinin geldiğini duydum. Arkamı döndüm, komşumuz Nevin teyzeydi. Gözlerim yaşlı bir şekilde Nevin teyzeye koştum:
"Nevin teyze annem nerde? Çabuk söyle n'olur!" diye ağlamaya başladım.
Nevin teyze beni kollarına sardı ve başımı okşadı. Eli şakağında bir hali vardı. Sonra konuşmaya başladı:
"Kızım, annen burdan gitti..."dedi.
"Nereye?" dedim. Hala yaşadığım şokun etkisindeydim.
"Yeşim kızım ağlama. Çok uzakta değil... 1 sokak ötede bir yer."
Annem keyfinden taşınmış olamazdı herhalde.
"Peki neden? Annem evimizden memnundu... Kirasını düzenli öderdi..."dedim.
"Canım bu böyle ayaküstü anlatılacak bir sebep değil annenin neden taşındığı. Gel ben seni annene götüreyim." dedi Nevin teyze.
Sonra içeriye girdi, üzerine bir hırka aldı ve ardından dışarı çıktık. Biraz gittikten sonra önümüze pembe, 3 katlı, eski, küçük bir apartman çıktı. Nevin teyze:
"İşte burası. 1. kat. Hadi girelim." dedi.
İçeri girdik. 1. kata çıktık. Kapıyı tıklattım. İçeriden annemin "Kim o?" dediğini duyunca duygulandım. 1,5 ay sonra ilk defa sesini duyuyordum. Sesi kulağımı öyle okşadı ki; "Benim, kızın Yeşim." dediğimde ağlamamak için zor tuttum kendimi. Annem kapıyı açtı. Beni görünce hemen bana sarıldı. "Kızım... Çok özledim seni... İyi ki gelmişsin Yeşim'im..." dedi. Ben de "Annem, ben de seni çok özledim. Hadi ne duruyoruz, içeri geçelim." dedim.
İçeride Tuğra'yı görünce dizlerimin üzerine çöküp kollarımı iki yana açtım.
"Ablam!" dedi ve koşarak sarıldı bana. Beni bıraktıktan sonra:
"Abla seni çok özledim. Biliyor musun ben artık 3. sınıfa gidiyorum." dedi masumca.
"Aferin sana! Kocaman olmuş benim kardeşim!" diye oynadım onunla.
Sonra yanağına bir öpücük kondurup annemin yanına oturdum.
"Annem nasılsın? Kötü bir durum var mı?" diye sordum.
"Sen geldin ya, nasıl kötü bir durum olsun?" dedi gülümseyerek.
"Anne, niye taşındık?"
Annemin güler yüzü birden soluverdi. Sorumu yineledim:
"Anne niye taşındık?" Bu sefer daha ciddi bir tonda konuşmuştum.
"Kızım gel bir şeyler yiyip sonra konuşsak bu konuları?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIRÇIN GOSBATAR
ChickLit"Aileniz ve aşkınız İçin her şeyi göze alabilir miydiniz?" Yeşim, Ankara'nın orta halli insanları bulunan bölgesi Etimesgut'ta sıradan bir şekilde hayatını sürdürürken, lisede burslu olarak Ankara'nın en sosyete bölgesi Çankaya'daki bir koleje geç...