Beni Bırakma...

Sıcak bir yaz akşamıydı.Katie hızlı adımlara eve gidiyordu.Çok Heyecanlıydı. Çünkü bugün eski arkadaşlarıyla yemeğe çıkıcakdı. Katie'nin telefonu çaldı.O telaşla telefonu yere düşürdü. Eğildi ve telefonunu eline aldı. Arayan Joe'idi. Katie'nin kalbini kıran Joe

K: Efendim!?!

J:Katie Nasılsın?

K:Bu Seni Neden İlgilendiriyor?

J: Sadece Nasıl Olduğunu Merak Etmişt....

Katie telefonu Joe'nun yüzüne kapatmıştı. Hemen eve girdi.Dolabınadaki  parlayan kırmızı elbisesini giydi , makyajını yaptı. Hafif Bir Makyajdı, çok Uğraşmamıştı.Saçınada dağınık bir topuz yapmıştı.İşte Hazırdı. Ama içinde bir burukluk vardı,Joe'ya çokmu sert çıkmıştı?Hayır.O bunu hak etmişti.Katie bu olanları unutmaya çalışıyordu. Aşağıya İndi ve arkadaşlarını beklemeye başladı.Önüne Bir Araba Durmuştu. Arabanın camı açıldı ve ''Hadi Katie, umarım çok bekletmemişizdir. '' Katie gülümseyerek arabaya atladı.Yolda eski günleri, çocukluk anılarını konuşmuşlardı.Çok şık ve lüks bir restoranta gelmişlerdi. Katie hemen arabadan indi ve bir masa seçti,oturdu.Keşke oturmasaydı,çünkü karşı masada Joe'yu görmüştü. Anlaşılan Joe Katie'yi çoktan unutmuştu.Yanındaki kız bunun ispatıydı.Upuzun simsiyah saçları, masmavi gözleri olan bir kızdı.Katie besbelli kıskanmıştı.Garson geldi,herkes siparişini verdi sıra Katie'ye gelmişti. Katie Joe'ya bakmaktan ne seçiçeğine bile karar vermemişti.Hemen aklına gelen ilk yemeği söyledi. Arkadaşları kahkalarıyla restorantı çınlatıyorlardı. Ama Katie Joe'nun yanındaki kıza saç baş girişmeyi hayal ediyordu.Sonunda Joe Katie'yi fark etmişti.Katie arkadaşlarından müsade isteyerek lavaboya gitti.Lavabodan çıktığında Joe'yu karşısında gördü.Gözleri dolmuştu,dudakları titredi,ayakları elleri birbirene karıştı.Ne yapacağını  şaşırdı. Ağlayarak koştu,koştu,koştu...

Arkadaşları ne olduğunu anlamamıştı.Joe Katie'nin arkasından gitmişti.Joe Katie diye bağırdı,Katie arkasını döndü ve tam o anda bir araba ona doğru geliyordu. Araba fren yapamadı.Katie yolun diğer tarafına savrulmuştu.Joe olanlara inanamadı,hemen koştu. Katienin her yeri kan içerisindeydi.Joe Yardım istercesine bağırıyordu.Hiç kimse yoktu. Hemen ambulansı aradı.Bazı arabalar durmuş ve onlara yardım ediyorlardı. Ambulans geldi. Katie'yi hastaneye kaldrmışlardı. Duruma fazlasıyla kritikti.Başına büyük bir darbe almıştı. Doktorlar Katie'nin yaşama şansının çok düşük olduğunu söylüyordu.Joe suçluluk duygusu çekiyordu. Hiç Katie'nin karşısna çıkmasa, ona seslenmese bunlar olmıyacaktı. Ama o nerden bilebilirdki? Tek yaptığı şey Katie'nin uyanması için dua etmekti.Daynamadı ve Katie'nin yattığı odaya girdi.Elini tuttu , titrek bir sesle ''Katie, sana yıllar önce yaşattığım her şey için özür dilerim. Ben senin gibi bir meleği kaybettim.Daha kötüsü olabilirmi diyordum ve oldu. Şimdi seni gerçek anlamda kaybetmek üzereyim.Lütfen Katie hayata tekrar dön ve beni affet.Meleğim'' Katie bu sözlerin hepsini duymuştu her ne kadar Joe bilmese bile. Katie buna dayanamadı ve kalbi durdu. Joe hemen yardım çağırdı. Kalp masajları,vicuda şok vermeler hiç biri fayda etmemişti. Katie ölmüştü. Joe Bağırdı ''tekrar deneyin!!!'' Joe Katie'nin elini tuttu ve ''Meleğim beni bıramka!''

Katie artık eski sağlığına kavuşmuştu. Her şey yolundaydı. Joe ile evlenme planları yapıyorlardı.Her şey eskisi gibiydi.Geçmişine dair tek birşey hatırlıyordu ; ''Beni bırakma meleğim!''