bölüm 1

5 3 0
                                    


"Ezgi uyan tatlım" diye duyduğum yumuşak ses ile gözlerimi yeni bir güne araladım...

demek isterdim ne yazık ki  bunun yerine alarmımın iğrenç sesi ve annemin aşağıdan bağırması ile uyandım.

Saate baktığımda 8.10 geçe olduğunu gördüm ve hemen depara kalktım önce banyoya koştum sonra da gardrop tan okul kıyafetlerimi alıp giyindim çantam zaten hazır olduğu için onun la uğraşmama gerek kalmadan sırtıma asıp merdivenleri koşarak inmeye başladım

bir an durup "Yavaş Ezgi düşüceksin"  diyen anneme baktım hafif gülümseyip tekrar koştum ve kahvaltı masasını es geçerek kapıya ulaştım.

"Kahvaltı etmeyecek misin?" diye kapının yani benim yanıma gelen annemin yanağına öpücük kondurup ayakkabılarımı giymeye başladım "üzgünüm anne geç kaldım dolmuşu kaçıracağım.'' dedim ve bağcıklarımı bağlayıp evden çıktım

Altım da etek olduğu için çok fazla koşamıyordum ama yine de hızlı adımlarla ilerlerken Emine teyzeyi gördüm.

Emine teyze, uzun zaman önce kocasını kaybetmiş, kaybetmiş dediysem gerçekten kaybetmiş. Kocası bir gemide çalışırmış altı ay bazen daha uzun süre ayrı kalırlarmış iki side bu durumdan şikayetçiymiş Emin amca yani Emine teyzenin kocası işi bırakmayı düşünüyormuş ama o işi bırakmadan çalıştığı gemi batmış bir çok kişi ölmüş ve bir çoğunun da cenazesi bulunamamış Emin amca da o kişilerden biri.

Başımla Emine teyzeye selam verip hızla durağa ilerledim tam geldiğimde dolmuşta yeni gelmişti hızla dolmuşa bindim ve akbilimi basmak için o cihaza uzandım

akbili bastığımda içinde para olmadığını öğrendim ben ne yapacağımı düşünürken arkamdan bir el kolumun üzerinden o cihaza iki kere bastı ve eliyle sırtımdan içeriye doğru ittirdi.

Ben teşekkür etmek için arkama döndüğümde bana yardım eden kişinin Mete namı diyar KARA PRENS olduğunu gördüm.

ben ona şaşkınca bakarken o yan koltuklardan birine oturmuştu bende kısık çıkan sesimle "teşekkürler" dedim Mete bana bakıp birşey demeye tenezzül etmeden önüne döndü. Mete' nin önüne dönmesi ile arkalardan bir ses

"Gelin bayan buraya oturun" dedi her ne kadar 'bayan değil öküz, kadın kadın' demek istesem de birşey demeyip ilerliycekken kolumdan tutulmasıyla durmak zorunda kaldım kolumu tutana baktığımda ikinci şoku gene Mete den yaşadım hâlâ kolumu tutarken ayağa kalkıp beni kendi oturduğu yere sertçe oturtup bana yerini vermek isteyen çocuğa yine sertçe

"gerek yok" dedi ve yukarda ki tutunma yerlerine tutundu ona tekrar kısık sesle teşekkür ettim oda tekrar beni takmadan önüne döndü.

Kafam çok karıştı okulun en popüler en piskopat belalı çocuğu Mete yani Kara Prens bana yardım mı etti hemde iki kere bu işte bir terslik var dı. Şimdi siz bana diyorsunuzdur ki ne yani alt tarafı küçük yardımlar da bulundu abartmıyor musun? Hayır abartmıyorum çünkü bu çocuk beni her fırsatta ezmiş ve küçük düşürmüştü benim de tek tepkim susmak sonra da kimsenin olmadığı bir yere gidip deli gibi ağlamak olmuştu .

Dolmuş durduğunda aceleyle aşağı indim ve sonra bir şeyin eksik olduğunu farkettim bilin bakalım ne  tabiki çantam. Hızla  otobüse ilerliycekken kafamı birşey e çarpmamla yere düştüm kafamı kaldırdığım da Mete bana yukardan elinde çantamla bakıyordu. Elin deki çantamı tam yanıma atıp

"unutkan bir kız çocuğu" dedi soğuk sesiyle

Çantamı alıp ayağa kalktım ve yanımdan geçmekte olan Mete ye

"teşekkürler" dedim

Dediğim gibi durdu arkasına bir ayağının üzerinde döndü ve dibime kadar girdi aramızdaki boy mesafesi yüzünden yukardan bana bakıp

"Teşekkür ettme çocuk çok sinir bozucu oluyorsun" dedi ve aynı şekilde tek ayağının üzerinde dönüp okula gitti

Bir dakika ya o bana çocuk mu dedi tamam yaşıtlarıma göre az birazcık küçük gösteriyor olabilirim boyumda ondan kısa olabilir ve hatta ne kadar benden bir yaşta büyük olsa neyse ya burda mal gibi beklemeyeyim sonra devam ederim.

Okula doğru ilerleyip binanın içine girmiştim herşey normal devam ederken sınıfa girmek için açtığım kapı ile üzerime dökülen bir kova suyun ve başıma geçen kovayla neye uğradığımı şaşırdım.

Ben hâlâ üzerime dökülen buz gibi suyun şokundan çıkmaz ken herkesin kahkahaları kulaklarımı dolduruyordu.

Ben başımda ki kovayı tam çıkarıcakken  elimin üzerine konulan elle durdum o elin sahibi başımdan kovayı çıkardı ve bana bir şok daha yaşattı. Bu sefer şoku yaşatan Mete değil Demir di.

Demir de Mete gibi okulda korkulan isimlerden di ama O Mete kadar acımasız değildi bunu biliyordum çünkü bana bir çok kez yardım ettiğini gördüm.

Demir başım daki kovayı çıkarmış yere atmıştı ve sınıftakilere

"Kesin lan gülmeyi" diye gürledi.

Benim titrediğimi görünce üzerinde ki deri ceketi çıkarıp benim omuzlarımın üzerine koymuştu ve sınıfa sert bir bakış atıp elimden tutup hızla sınıftan çıkarmıştı.

Sınıftan çıkarken gördüğüm kişiyle istemeden de olsa gerilmiştim. Mete kollarını bağlamış duvara yaslanırken bir ayağını da duvar koymuştu ve bize sinirli bakışlar atıyordu.

Demir beni önce dolabıma kadar götürmüş sonra da kızlar soyunma odasına bırakmıştı ben giyinirken o da dışarıda beni bekliyordu bana neden yardım ettiğini bilmiyorum açıkçası sormaya da çekiniyorum.

İşimi halletmiş çıktiğimda Demir başıyla hadi işareti yaptı ve ilerlemeye başladık kolunda asılı olan Demir' in ceketini fark edip Demir i kolundan tuttum ve durmasını sağladım o bana 'ne var' bakışını atarken

"Teşekkürler hem beni orada koruyup yardım ettiğini için hem de -kolumda ki ceketi ona uzatıp- bunun için" dedim ve gülümsedim o da bana gülümseyip elimdeki ceketi kendi eline aldı

"Önemli değil prenses sana daha önce de söyledim bu okulda her daim seni koruyacagım" dedi ve ilerlemeye başladı.

Evet bunu bana demişti yine sınıftakilerin düşüncesiyle 'şakaya' mağruz kalmıştım ki Demir yine gelmiş ve beni kurtarmıştı ve okulda bahçeye çıkarmış ve ellerini omuzlarıma koyarak bu sözleri söylemişti.

Demirle kantine gitmiştik ilk kez Demir bu kadar uzun süre yanımda kalmıştı galiba bunun dersin çoktan başlayıp kimsenin kantin de kalmaması ile alakalı olabilir.

Demir iki çay alıp yanıma geldiğinde Demirle birlikte Mete de masaya oturmuştu ben şaşkınca ikisine bakarken onlar birbirlerine düşmanca bakmayı tercih etmişti.

Kahretsin iki düşmanın arasında kaldım acilen bu masadan kalkmam lazım ama nasıl?

KARA PRENSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin