Bölüm 17

588 19 0
                                    

O romantik gecenin size nasıl bittiğini anlatmamı ister misiniz? Bence istemeyin. Çünkü tam bir rezillikti.

Aras'ın Cansu'yu öpmesiyle her şey çok tatlı bir hal almıştı. Ben karşımdaki romantik çifte bakarken onların yerinde ben ve Yağız'ın olmasını istemiştim. Artık inkar edecek bir şey yoktu. Ben aptal Yağız'a karşı bir şeyler hissediyordum. Bunu engellememin imkansız olduğunun farkındaydım. Ama en azından denemiştim!

Onlar bir güzel öpüştükten sonra omzumun üzerinde bir kol hissettim. Beklediğim kişi Yağız'dı. Ne bileyim belki o omzuma kolunu atmıştır demiştim ama yanılmıştım. O el, daha dün akşam tanıştığım, bugün bara davet ettiğim Mertten başkası değildi. Ben şok olmuş bir şekilde ona bakarken o sırıtıyordu. Bu samimiyet nerden diye sorasım geldi ama çocuk haklıydı. Tanışır tanışmaz onu bara davet etmiştim. Beni yollu sanmıştı büyük ihtimalle. Şaşkınlıktan olsa gerek bir iki dakika aptal aptal suratına baktım. Kendime geldiğimde elimle sert bir şekilde kolunu benden uzaklaştırdım. Tabii gerizekalı çocuk çok içmişti. Tekrar uzattı kolunu. Ben artık sinirden kudurmaya başlıyordum ki Yağız bu olayı kökten çözdü ve Mert'in kolunu çekip büktü. Sanırım kolunu kırmıştı.

Kolunu kırdığı yetmezmiş gibi birde durmadan vuruyordu. Ben neye uğradığımı şaşırırken Aras gelip Yağız'ı tutmaya çalıştı.

"Yapma oğlum, kızları korkutuyorsun. " dedi. Korkuyor muydum? Evet korkuyordum. Gözlerimden yavaşça süzülen yaşların başka bir açıklaması olmazdı. Mert'in çığlıklarıyla bütün bar dışarıya çıkmıştı diyebilirim. Aras' da gelip Yağız'ı tutmaya çalıştı ama ne mümkün?

Onu ilk kez böyle görüyordum. O eğlenceli, sürekli kızların peşinde dolaşan, bazen kibar, bazen öküz bir çocuktu işte. Asla kavga edebilecek hele de böyle gözü dönmüş bir şekilde kavga edebilecek birine hiç benzemiyordu. Beni korumasına mı sevinsem yoksa çocuğu öldürmekten beter hale getirdiğine mi üzülsem, bilemedim.

Sıla gelmiş Cansu'yu sakinleştiriyordu. Bende hala aptal aptal Yağız'a bakıyordum. Yağız'ı zorla ayırdılar. Herkes dağılmaya başladı. O sırada Cansu biraz kendine gelmiş olacak ki gidip Aras'ın boynuna sarıldı.

İkinci 'çok romantik!'

Ama bu romantizim çok uzun süremedi. Cansu bu kadar içmeye alışık değildi sonuçta. Birden kusmaya başladı. E-vet! Aras'ın üzerine kustu.

Bana kalırsa artık hiç şansı yoktu. Aras gibi bir çocuk üzerine kusan bir kızla takılmazdı. Sıla ve ben gülmeye başladık. Daha az önce ağlarken şimdi kahkahalarla gülüyordum. Bu çocuklar bana kafayı yedirteceklerdi. Aras şok olmuş bir şekilde üzerine bakıyordu. Yağız kahkaha atıyordu, bizim gibi. Az önce birini öldüresiye döven Yağız değilmiş gibiydi. Birden gülümsemem suratımda dondu. Yağız birisini dövmüştü. Hemde beni korumak için. Bundan nasıl bir anlam çıkarmam gerekiyordu? Kendi kendime gelin güvey oluyordum kesin. Yağız ve ben. İmkansız!

"Be-ben çok özür dilerim. " dedi, Cansu Aras'ın üzerine bakarken. Gerçekten iğrenç görünüyordu. Tekrar gülmeye başladım. Aras hızlı bir hamleyle tişörtünden kurtuldu. Vücuduna koca bir oha çektikten sonra gözlerimi başka bir yöne çevirdim. Cansu gözlerimi oyabilirdi yoksa.

"Bak çıkardım, bitti. Hadi gidelim. Sorun yok. " dedi Aras ve Cansu'yu götürüp arabasına bindirdi. Ayaz ise Mert'i kaldırıp içeri geçmişti. Mert kesin Yağız'dan şikayetçi olacaktı.

"Kaçta gelirsin?" dedim Sıla'ya.

"Bilmiyorum. İkide çıkacağım sanırım. "

"Tamam. Dikkatli ol. Evde görüşürüz. "

Bütün Kızlar Toplandık!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin