five

2.8K 186 139
                                    

[The Neighborhood-Staying Up ile okuyabilirsiniz.]

2013-Eylül

Kocaman ekranda izlediğim görüntüler yerini siyah bir boşluğa bıraktığı zaman kucağımda duran yastığa daha çok sarıldım ve ayağımın ucunda duran peçetelerden bir tanesini alıp akan gözyaşlarımı durdurmaya çalıştım. İstemsizce damlalar halinde yanaklarımdan süzülüyorlardı. Saat sabahın 05.23'üydü. İçimde büyüyen bir huzursuzluk vardı, zaten toplam dört günlük bir tatilleri vardı. Bense sevgilimin yanında olmak yerine burada siyah bir ekrana bakıp ağlıyordum. İçeriden gelen tıkırtılarla kafamı sesin olduğu yöne çevirdim. Uykulu gözleri, kırışmış bluzü, biri mavi diğeri yeşil olan çoraplarıyla bana garip garip bakan sevgilimi gördüm. Ağladığımı anladığında, yanıma geldi ve bana kendimi her zaman iyi hissettiren sarılmalarından birini verdi.

"Ne yapıyorsun?" Siyah ekrana baktı,kapatmak yerine durdurduğum için ekranda büyük bir ok işareti vardı. Kafası karışmış gibiydi. "Ne izliyordun?"

Benimle muhtemelen cevap verdiğimde dalga geçecekti ya da ağladığım için bu işi erteleyelip sarılmaya devam edebilirdi. "This Is Us."

Yana kayıp ona biraz yer açtım. "Ne yani, ben senin yanında uyurken sen ekrandan beni izleyip ağlıyor musun?"

Evet yaptığım şey komikti, farkınday-
dım ama kendime engel olamıyordum. Yanımda uyurken bile onu izlemek acı veriyordu, çok huzurlu ve mutlu gözüküyordu. Dertsiz, sorunsuz. Gerçekleri biliyordum, bu yoğun tempoda nasıl hırpalandığını evi ne kadar çok özlediğini, Gemma ile takılmaya hasret kaldığının farkındaydım. Benden büyük olabilirdi fakat benim küçük bebeğim bu yoğun programa girdiğinde henüz küçücüktü. Hayallerinin peşinden koşmaya başladığında,hepimiz onu desteklemiştik. Şimdi hayalleri gerçek oluyordu ama gerçekleşen hayaller yanında korkuları getiriyordu. This Is Us izlerken her birinin korkularını görüyordum. Şöhretin getirdiği her bir artıyla gerçeklikten uzaklaşıyorlardı. Liam, kendini kullanılmış hissedi-yordu. Etrafında onu gerçekten kendi olduğu için seven birisi var mıydı bilmiyordu. Zayn, tüm bu işlerin arasında eskiden olduğu kişiyi özlüyordu. Louis,Niall. Hepsinin eksik parçaları vardı, tüm bunları bilmek acıtıyordu. Bir gün dağılacaklarını düşünmek, konuşmayacaklarını düşünmek içimden bir şeylerin kopmasına sebep oluyordu. Tüm bunları düşündükçe şiddetlenen ağlamamla Harry'e sarıldım.

"Seni sen olduğun için seviyorum," dedim hıçkırıklarımın arasından. "Gerçekten başka bir sebebi yok."

Göğsüne yasladığım başımı kaldırdı, göz teması kurmamızı sağladı. "Biliyorum bebeğim, unuttun mu biz ben ünlü değilken de tanışıyorduk?"

Kafamı salladım. Deli gibi korkuyordum, onun için çok mutluydum. Etrafta onu seven milyonlarca insan vardı, gördüğü yerde çığlık atan kızlar hatta heyecandan bayılanlar. Gerçek olamayacak kadar güzeldi, her zaman istediği şeyi yapıyordu. Şarkı söylüyor ve yeni yerler keşfediyordu. Tüm bunların arasında bazen aklıma ya bir gün veda etmek zorunda kalırsak diye düşünüyordum, bu korkularımın en büyüğüydü. Onun da korkuları vardı, hatırlanmamak mesela. Bu yüzden ona sen ünlüsün denmesinden nefret ediyordu. Kendimi onun yerine koyunca gerçekten hak veriyordum. Siz düşünün, herkesin adınızı bağırdığını,sizi seven binlerce insanın olduğunu, sokakta sizden imza isteyen kişileri,sizi dinlemeye gelen insanları sonra tüm bunların yerini bir boşluğa bıraktığını. Bunu kaldırabilir miydiniz? Onun unutulmasını istemiyordum, günün birinde eski bir boyband üyesi olarak onu hatırlayan sadece üç-beş kişi kalsın ve yalnız hissetsin istemiyordum. Benim onu unutamayacağım gibi, insanlarda unutmasın istiyordum.

Palindrome | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin