Güneşin ışığı yine odamı dolduruyordu ve ben yine pencere kenarında kuşların sesini dinliyordum. Hafif esen rüzgar saçlarımı okşuyor , ahh sanırım şu an çok mutluyum. Hayallere dalmak üzereyken annemin sesiyle irkildim.
-Alisya kızım hadi gel yemek yiyeceğiz.
Mis gibi yemek kokuları geliyordu. Annem her zaman ki gibi döktürmüştü.
Anneme; ' Babam nerede?' diye sordum.
'Bilmiyorum' cevabıyla dünkü kavganın hala sonuçlanmadığını net bir şekilde anlayabildim.
Annemle babam sürekli kavga ederler. Babamda bipolar bozukluk var. Psikolojik bir hastalık. Ama bazen öyle bir davranıyor ki delirdiğini sanıyorum, çok korkuyorum. İlaçlarını düzenli kullanmıyor, ne yaptığını kendide bilmiyor aslında. Bazen de annemi dövüyor, ben karşı çıkınca bana da vuruyor. Sonra gelip özür diliyor.
Ne kadar garip değil mi? Bu yüzden bir kardeşim bile yok. Babamın hastalığından dolayı annem istememiş.
Saat gece yarısına geliyordu. Anneme iyi geceler öpücüğü kondurup yatağıma geçtim. Yarın okul var, biran önce uyumalıyım.
Yataktan kalktığımda saat 07:00' yi gösteriyordu. Annem uyuyordu hala. Ağır hareketlerle evden çıktım. Okula geldiğimde bizimkiler çoktan kantinde muhabbeti kurmuşlardı bile.
Beril, Ceyhun ve Savaş...
Biz lise 4. Sınıf öğrencileriyiz. Lise 1.sınıftan beri bu dörtlü hiç bozulmadı. Birbirimizin can dostlarıyız. Gülmelerimizde, ağlamalarımızda birdir. Gizlimiz saklımız yoktur yani bizim.
Beril; Uzun, kıvırcık saçlı tatlı mı tatlı bir turuncu. Her zaman o çilli suratı gülücükler saçar etrafa. Beril' de en çok yapmayı sevdiğim bir azalan bir artan çillerini saymak. 'Hahaha' gerçekten çok eğlenceli.
Ceyhun; Bebek yüzlü şımarık sarışın. 'Ben oyuncu olacak çocuğum' diye dolanır etrafta şebek. Hala hangi kızı sevdiğine karar vermeyen bu deli arkadaşım, inanıyorum ki bir gün gerçek aşkını bulacak.
Savaş; Adının hakkını veren biri varsa o da Savaş'tır, diye düşünüyorum.
Her an tetikte bekliyor. Tartışmaya çok açık biri. 'Ters bi durum mu var kardeş?' Sanırım bu sözü söylemekten hiç vazgeçmeyecek. Ama böyle olduğuna bakmayın, bi o kadar da duygusaldır. Ne kadar bize belli etmemeye çalışsa da.
Bu yıl hepimiz için çok önemli. Gireceğimiz bir üniversite sınavı var. Bir yandan sınav stresi bir yandan da üniversiteye gideceğimiz için ayrı şehirlerde olacak olmamız hepimizi ayrı ayrı düşündürüyor. Ama olsun tek sıkıntı mesafe olsun, gerisi teferruat...
&ALİSYA&
&BERİL&
&CEYHUN&
&SAVAŞ&
Son ders Neriman Hocanındı. Bu fizik dersi son ders olunca resmen beynini yakıyordu, insanın.
Ceyhun yanında oturan Selin'e dönerek;
-Sence benim fiziğimdeki elektrostatik çekim kuvvetleri seni nasıl etkiliyor?
Ceyhun'un sözünü bitirmesiyle Selin'in Ceyhun'un suratına silgiyi fırlatması bir oldu. Selin:
-İşte böyle etkiliyor, gerizekalı.
Aramızda bir gülüşme koptu. Ceyhun' un bu surat ifadesini görmeye o kadar alıştım ki.
Sonunda zil çaldı. Eve doğru dağılırken Savaş beni durdurdu.
-Bugün neyin var? durgun gibisin.
Ben de 'her zaman ki durumlar annem ve babam' dedim.
Savaş:
-Sıkma canını Alisya. Her zaman yanındayım, ben.
Biliyorum, Savaş. Zaten alıştım, ben de.
Evin olduğu sokağa girdiğimde kalabalığın hangi evde olduğunu anlamaya çalışırcasına gözlerimi irice açtım. Hayır, yanılıyor olamazdım. Bu bizim evdi. Ne kadar hızlı koşabilirsem, o kadar koştum. Üstümde ki okul formam dağılmış, bir halde kapının önünde buldum kendimi...
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim:) İlk bölüm hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.
YOU ARE READING
Bir Mavi Sızı
Romance-Hayatının en güzel yaşlarında yaşadığı sıkıntılarla mücadele veren bir kız. (Alisya) -Deli dolu arkadaşlıklarını, ailesinin sır perdesini ve en beklenmedik anda karşısına çıkan aşkının Alisya için verdiği o göz dolduran çabalarını içinde barındıra...