Merhaba Arkadaşlar bu ilk hikayem umarım beğenirsiniz :-)
"Ve bu nedenle Emeviler yıkılmıştır" diye tamamladı Nisa. Yarım saat sonra tarih yazılımız vardı ve biz hiçbir şey bilmiyorduk. Klasik biz işte. Son güne kadar çalışmaz, okula gelince de sızlanırdık. Bugün de öyle olmuştu
Sınavlarda "kopyayı engellemek için!" sınıfları karıyorlardı. Yanımda 12lerden biri oturuyor. Aman ne GÜZEL(!) Yardım etmek bir yana, dönüp kağıdıma bakmıyor bile.
Sınav çıkışı aşağı inmeye başladım. Sırf Melih'i görebilmek için yolumu uzatıp 12lerin katı boyunca yürümeye başladım. yavaş yavaş... Hem bir yandan yürüyor hemde "Onu görsem ne olucak ki "Sınavın nasıldı?" diyemezdim yada selam veremezdim diye düşünüyordum. Yoktu işte.
Tam merdivenlerden inecekken, yanımda olduğunu farkettim. Lanet olsun elim ayağıma dolaşmıştı. Tahmin ettiğim gibi hiçbir şey diyemedim hatta daha kötüsü surat asıp koşarak aşağı indim ve Güven'in yanına gittim.
Bana sınavının durumunu anlatmaya başlamıştı ama ben onu dinleyemiyordum. Aklım daha demin olanlardaydı. Daha demin ne olmuştu ki? Sadece 2-3 saniyeliğine yan yana durmuştuk. Ama kalbim bu 2-3 saniyede depar atmış, yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı. Ne olurdu ona selam verseydim, konuşabilseydim onunla...
Arkadaş olduğum erkeklerle çok rahat konuşurdum, Güvenle uzun sohbetler ederiz sabahlara kadar. Ama Melih çok farklıydı. İlk başlarda hiç takmadığım sarışın, yeşil yada mavi gözlü - gözlerinin rengini tam olarak bilmiyorum çünkü gözlerine kolay kolay bakamıyorum- bu çocuk bir anda hayatımın ortasına oturmuş beni kendine bağlamıştı.
Onunla konuşamıyordum çünkü;
MELİH, BANA SON BİR HAFTADIR HİÇ ARKADAŞMIŞ GİBİ GELMİYORDU
2.BÖLÜM : BİR UMUT
İlk başlarda sadece gözümün tanıdığı bu çocuk, son zamanlarda anlayamadığım bir kuvvetle beni kendisine çekiyordu. Bense karşı koyamıyordum. Hah! Karşı koymak isteyen kim? Hoşuma gidiyordu işte ama korkmuyor da değilim. Çünkü ben aşka inanmadığımı düşünürdüm hep yani bu düşünceme inanmayı çok istedim. Çünkü aşk acı demekti ve ben bu acıları kaldırabilecek kadar güçlü değildim. Her sohbette aşk konusu açılınca "Ben aşka inanmak" diyip kenara çekilir sadece anlatılanları dinlerdim ama Melih tüm düzenleri bozmuştu.
Sırama yayılmış, müzik eşliğinde kitabını okuyordum. Birden telefonumun titremesiyle irkildim. Mesaj gelmişti. Güvenden! '" Derin, çabuk gel bişey anlatmalıyım kapıda bekliyorum" galiba önemliydi söyleyeceği çünkü bana kolay kolay adımla hitap etmezdi
Toparlanıp yanına gittim. Bahçeye doğru yürümeye başladık. Bana dönüp "Derin, Beyza beni seviyormuş" dedi. Bunu duyunca yüzüme bir gülümseme yayıldı. O hâlâ ifadesiydi.
Güven de Beyzayı seviyordu hatta Beyza bunu biliyordu ama birbirlerine açılacak cesaret yoktu ikisinde de.
Güven beni dürtüp "Bir şey söyle!" dedi. Yüzünde hâlâ o çözemediğim ifade ya şaşkın ya kızgın ya mutlu bir ifade...
"Çok sevindim Güven. Demek ki o da sana karşı boş değilmiş. Bence çıkma teklifi etmek için geç kalma" dedim. Gülümseyip yanıma geçti
"Aslında korkuyorum Derin. ya duygularından emin değilse ya bir anlık heves ise ya benden vazgecerse ". Ben bu çocuğu gerçekten öldürürüm. Hemen ona dönüp "Güven deli misin? Beyza sana nasıl hayranlıkla bakıyor eğer bu malca şeyleri düşünüp o küçük beynini yorarsan herşey icın çok geç olabilir.
Güven çok şanslıydı. Sevdiği kız onu seviyor ne kadar güzel birşey. Ben Melihle sadece bugün e kadar sadece bir kere konuşmuştum onda da kavga etmiştik zaten. Aman ne güzel!
Kavgamız o kadar saçma birşey yüzündendi ki ama ben her zaman ki gibi bunun farkına sonradan varmıştım. Kantinde sıra kavgası etmiştik ama öyle küçük bir tartışma değil baya baya herkesin içinde onu rezil etmiştim. O ise hiçbir şey demeden çekip gitmişti. O günden sonra da hiç birbirimizin yüzüne bakmamıştık bile.
Koridora girdiğimizde, Melih Anılla beraber duvara yaslanmış duruyordu. Senniye öyle duruyorsun ki!! Diğerleri beğenicek diye ödüm kopuyor.
Kahretsin yine o his. Kalbim gene depar atıyor. Güven bunu hissetmiş olacak ki "Sakin ol" dedi ve gülümsedi. Tam karşılarında iken bize baktılar. Melihle göz göze geldik. Allahııım bana bakıyor !!!
"İpek kağanı çeviiiiiirr!" İç sesim çığrınıyordu resmen ama mümkün müydü . Ah o yeşil gözleri..
Gülümseyip önüne döndü. kafamı çevirdim bende yanlarından geçip gittik
Bana gülümsedi, oha Yuh inanamiyorum bana gülümsedi. Tüm gün boyunca agzım kulaklarımdan ayrılmadı.
Bir anda içimde bilmediğim bir duygu. Yoksa içimdeki umut filizleri yeşermeye mi başlıyordu?