M:”Lafı geveleyip durma ve söyle.”
E:”Ya aslında tam bilmiyorum ama şey… Aslında şey.. Yani nasıl desem bilemiyorum."
M:'Geveleme artık lafı söyle!.."
E:"Geçen hafta cumartesi günü Hana eve sabaha karşı geldi. Birde sürekli kusuyor bir haftadır. Yani." M:"Yani ne? Çıldırtma beni."
E:"Yani, ha..."
M":Saçmalama Hana beni aldatmaz."
E:"Peki ya başka nasıl açıklayacak ki bu durumu?"
M:"Daha fazla saçmalıklarını dinleyemeyeceğim. Gidiyorum ben." deyip hızlıca evden çıktı.
.......
Hana'nın Bakış Açısı:
Geçen hafta hastaneye gittim. Doktor artık fazla ömrüm kalmadığını söyledi. Son bir iki ayım kalmış. Artık kusmalar filan arttı. Artık daha yakınım ölüme, tek ayağım çukursa. Onu geride bırakacak olmak beni çıldırtıyor. Üstelik belki de mezuniyete bile katılamayacağım. Ben... Ben ölmek istemiyorum. Biliyorum artık çok geç. Ama yinede Min Ki'yi geride bırakmak istemiyorum. Belki Min Ki'yle bir kaç ay önce karşılaşsaydık; o zaman tedavi olurdum ve ölmezdim. Ama bunları konuşmak artık anlamsız.
Min Ki'nin Bakış Açısı:
Eun Ji gerçekten saçmalıyor. Bizi ayırmak için yapıyor her şeyi. Ben eminim Hana beni aldatmaz. O beni seviyor. O öyle biri değil. Aldatmadığına adım gibi eminim. Ama neden bu kusmalar, burun kanamaları. Hamile değil ama sanki başka bir rahatsızlığı var. Zaten annemin ölümünden beri bir tuhaflık var. Bir şeyler eksik sanki. Bunu çözmem lazım..
…….
Ertesi sabah:
Hana sabah erkenden evden çıktı. Tabi arkasındakilerden habersiz… Hızlıca hastaneye gidip randevu saatini beklemeye başladı.
11:00
Kapıyı açıp içeri girdi.
D:”Günaydın Hana.”
H:”Günaydın.”
D:”Sana tedavi ol dediğimde beni dinleseydin, o zaman bu kadar umutsuz olmazdın.”
H:”Hayatım birden değişti. Ben bugüne kadar ölmeyi dört gözle bekliyordum ama artık yaşamak istiyorum.”
D:”Tedaviye başlarız ama pek umut yok. Büyük bir ihtimalle öleceksin. Çünkü…”
“Ölecek mi? U.. Umut yok mu?” diye kekeleyerek kapının aralığından içeri girdi Min Ki.
H:”Min Ki?”
M:” Burada neler oluyor Hana? Ne işin var hastanede? Bu doktor ne hastalığından bahsediyor? Seni dinliyorum.”
E:”Bende seni dinliyorum.”
H:”Eun Ji?”
M:”Eun Ji?”
E:”Şimdi benim nerden çıktığım önemli değil. J “
M:”Evet, Hana bize anlatır mısın artık. Neden buradasın? Ölmek de ne demek?”
H:”Min Ki özür dilerim. Be.. Ben..”
“Seni dinliyorum Hana. Lafı geveleyip durma.” Diye adeta kükredi Min Ki.
D:”En iyisi ben anlatıyım. Hanaya bağırarak bir şey çözemezsiniz. Oturun lütfen..”
Hepsi tamam anlamında kafalarını sallayıp oturdular ve dinlemeye başladılar.
D:”Hana uzun bir süredir hasta. İlk başta tedaviyi kabul etmemişti..”
M:”Bana neden söylemedin? Tedaviyi kabul etmemekte ne Hanağğğ..”
H:”s”enle tanışmadan önce reddetmiştim tedaviyi.”
M:”Sana ne oldu peki? Kararını neden değiştirdin?”
H:”Sen. Senle tanıştıktan sonra yaşamayı istedim. Ölüme koşa koşa giderken, kendimi rüzgara bırakmışken geri geri koşmaya başladım. Yönümü değiştiren sendin. Zifir karanlık bir yolda amaçsızca ilerlerken, sen bana yanlış yönde ilerlediğimi fark ettirdin. Bana ışık oldun. Yavaş yavaş ayanlığa çıkarmaya başladın Min Ki.”
M:”Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?”
“Evet” dedi Hana ve sarıldılar.
D:”İzin verirseniz devam edeyim.”
M:”Peki hastalığı ne?”
D:”Beyin timoru.”
M:”Nee? Beyin timorü mü?”
D:”Sizi üzmek istemem ama gerçek bu.”
………
M:”Hana doktorun dediklerini unutmadın değil mi? Amerika’da tedavi olman gerektiğini söyledi. İyileşme oranın daha yüksekmiş.”
H:”Biliyorum ama ben seni bırakıp gidemem. Burda tedavi olacağım.”
M:”İyileşip yanıma geri döneceksin Hana. Hem istersen bende seninle birlikte gelebilirim.”
H:”Hayır sen burada üniversite okuyacaksın!”
M:”O zaman yalnız gideceksin. Lütfen iyileşip geri dön bana.”
H:”Benden çok çabuk sıkıldın bakıyorum da.”
M:”Saçmalama. Seni ne kadar çok sevdiğimi tahmin bile edemezsin. Hem benim yaşama sebebimsin sen. Senden sıkıldığım zaman ölürüm ben. Ben sadece bir an önce tedavi olup iyileşmeni istiyorum.”
H:”Bende iyileşmek istiyorum ama seni bırakıp gitmek istemiyorum burada. Ayrıca daha lise bitmedi.”
M:”Alt tarafı bir ay kaldı. Hana şimdi lise mi önemli tedavi mi?”
H:”Mezuniyet.”
M:”Asıl derdin mezuniyet değil mi?”
H:”Evet. Hem ben bunca sene o sıkıcı derslere neden katlandım sanıyorsun.”
M:”Katlanmak mı? Tüm derslerde uyuyordun!”
H:”Gıcık”
M:”Mezuniyetten sonra git o zaman Amerika’ya?”
H:”Bir şartla.”
M:”Ne?”
H:”Sen çok çalışıp üniversiteyi kazanacaksın, bende mezuniyetten sonra tedavi olmaya gideceğim.”
M:”Tamam. Hala beni düşünüyorsun inanamıyorum sana Hana.”
H:”Çünkü seni seviyorum.”
M:”Çünkü bende seni seviyorum “
Bölüm sonu…