Yıldızlar ay ışığına gömülmüş iken,
Sevdalılar cam kenarında umudun kıyılarında, volta atıyor iken
Bütün çıplaklığı ile sarılıyordum.
Kalbimde bir parça toprağa bakıyor
Karanlığıma dönüyor iken şakaklarımda bir ağırma beliyordu
Hayatım ömrüm ulu orta bir arada iken namlunun ucunda yer alıyordum
Ölümün tam orta noktasında iken sigarama sarılıyor izmaritimin son saniyelerinde dalıyor idim.
Bir kadeh içkiye mi maruzdu gençliğim, düşlerim, umutlarım...
Hayallerim tepeden tırnağa bitmiş iken şafak vaktine sarılıyordum.
Saati izliyordum, umutlarımı, hayallerimi tüketiyordum.
Çaresizdim karanlığın ahengine
Takılı kalmış çocukluğuma, gençliğime
Hüzün'ün tokasını damgalıyordum.
Tren garlarında sevdalıların hasreti yankılanıyor iken
Ben bir mumun dibini hiç bir zaman aydınlatamayacağı kadar sana mahsustum.
Tek damla göz yaşına hapistim, kederime takılıydım.
Ve ben sadece sana mahsus nefes alıyor, inceliğimle sana diz çöküyordum
Çünkü ben senin limanına demir atmış ve hiç bir zaman oradan kopamayacak olan
yeminlilerdendim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Poetry'' Hayat bu nereden ne şekilde ne süprizlerle karşımıza çıkacağı belli değil, bazen acı bazen kederli bazen hüzünlü sonbaharın sararan ağaçların yapraklarını süzüle süzüle bırakması misali yaşıyor hayatı sürüyoruz, ömür dedikleri nedir ki bir göz a...