AYRILIK

4 0 0
                                    

Taksim'in kalabalık sokaklarından hızlı hızlı kaçarcasına geçiyordu. Bir başkası görse acelesi olan bir insan olarak tanımlardı onu ama tam aksine hayatta yetişmesi gereken hiç bir şey kalmamıştı. Alin kararlı, dediğim dedik, ne istediğini bilen, hayat dolu kız düşünemeyecek kadar şoktaydı. Bu zamana kadar uğruna yaşadığı her şey koca bir hiçlikle sonlanmıştı. Belki de o bu sonun çok büyük başlangıçlara yol açacağını bilmiyordu.. Sirkeci'ye geldiğinde durdu, yürüdüğü o hızlı tempo onu bir nebze olsun kendine getirmişti nefes nefese, elleri dizlerinde gözlerini yumup her şeyin geçmesini bekliyordu. Bu bir kabus olsun lütfen lütfen diyordu. Ama masallara konu olamayacak ya da mutlu son diye adlandırılamayacak kadar gerçekçi bir hayatı vardı. Denizin insanı rahatlatan gevşeten kokusu bile onu iyi etmeye yetmiyordu. Deniz gözlüm diye severdi onu. Bazen de 'denizim' derdi. Deniz' i onu fırtınalara bırakıp çok uzak okyanuslara karışmıştı. Alin olayı hazmetmeye çalışıyordu anlayamıyordu ne olmuştu? En baştan düşünmeye başladı artık anlamak hazmetmek istiyordu. Hafızasını olaya anına iki saat öncesine götürdü. Ofiste nişanlısı ile beraber gideceği aile yemeğini düşünürken ofis kapısı çaldı. Gidip kapıyı açtı karşısında elinde çiçeklerle yirmilerinde bir genç duruyordu;

- Alin Altındağ

-Evet benim 

-Bu çiçekler size 

Alin çiçeği alıp teşekkür bile etmeden kapıyı kapattı. Bazen nezaket göstermeye bile üşeniyordu. Aslında pek şaşkın sayılmazdı  bu çiçekleri gönderen bir hafta sonra evleneceği nişanlısından başkası olamazdı. Anlamadığı tek şey akşam beraber aile yemeğine gidecekleri ve neden çiçekleri kendisinin vermediğiydi. En iyisi çiçeğin içinden çıkacak bir not aramaktı. Aradığını fazlasıyla bulmuştu bulduğu şey bir not kartından  ziyade mektup zarfıydı. Zarfın üstünde büyük puntolarla ALİN yazıyordu.Merakla mektubu aldı ve okudu doğru tahmin etmişti çiçekleri ve mektubu gönderen Denizdi..

Sevgili Alin çok düşündüm, çok zorlandım.. Hayatımda hiç yaşamadığım mutluluğu seninle buldum ben hayallerimi senle doldurdum gözlerine baktığımda işte bu! dedim benim denizim de gökyüzümde hayatımda bu kadın dedim.. Benim küçük kırılgan meleğim artık sen gökyüzü olacaksın ben deniz.. Aynı rengi taşıyan iki yabancıyız biz.. Sana gökyüzüne yakışan bulutlar bana da denize yakışan fırtınalar gerek ben fırtınamı bulmaya çok uzaklara gidiyorum  seni bulutların üstünde kanat çırpan bir melek olarak hatırlayacağım. Benim çocuk ruhlu kelebeğim ,nan ki bu kararı vermek ruhumu bedenimden ayırıyor bana acı veriyor.. Ben sensiz ne yaparım deme sakın, şuan ağlıyorsun biliyorum ama ağlamak yok kelebeğim artık büyük bir kız olma vaktin geldi  sen bir savaşçı kadar güçlü bir deniz kızı kadar narin sen bir o kadar cesurken bir o kadar korkak kız deniz okyanuslarda fırtınalar bulmaya gidiyor. Sen de denizkızı masalını tamamlaya git. Git ki kolay olsun her şey..

Bu satırları okurken hüngür hüngür ağlıyordu her cümlesinde sevdiğini söyleyen Deniz Gökyüzünü bırakıyordu.. Gökyüzü deniz olmadan ne yapar dedi Alin kendi kendine. Sanki o cümleler kağıda yazılan mürekkep değilde yaydan çıkıp tüm vücuduna saplanan öldürücü bir oktu. Sevenler sevdiklerini bırakıp gitmezdi ki.. Onların aşkı mutlu sonu hak ediyordu iki hafta sonra evleneceklerdi şakaydı evet evet kesinlikle şakaydı aile yemeğine gidecekti ve kapıyı Deniz açacaktı ' ah nasıl da kandırdım seni şapşal deniz kızı deyip Alin' i kollarının arasına alacaktı..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 23, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deniz KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin